Eğitimin en temel görevlerinden birisi de öğrencilere tarihini, kültürünü, ülkesini ve diğer değerlerini tanıtmaktır. Ama kâğıt üzerinde değil! Bulunduğu kentin dışına hatta bulunduğu mahallenin dışına çıkmayan nesiller yetiştiriyoruz!
Japonya'da ve gelişmiş ülkelerin hemen hemen hepsinde öğrencilerin zamanın önemli bir bölümü gezilerde geçiyor.
Onlar için önemli olan ne varsa gidip yerinde görüyor, yerinde öğreniyorlar.
Bulunduğu coğrafyayı tanımayan, tarihini, kültürünü, milli ve manevi değerlerini bilmeyen, görmeyen, ziyaret etmeyen bir öğrenciden aidiyet hissi çok yüksek bir yurttaş yetişmeyeceğini onlar da biliyor, biz de biliyoruz.
Farkımız onlar onlar bunu yaşayarak, inanarak ve en önemlisi de bunu milli bir görev inancıyla öğretiyor ve yaşatıyorlar bizde ise ya hiç umrumuzda değil ya da olaya herhangi bir dersmiş gibi bakıyoruz.
Bu konular sınavla ölçülemeyeceği için ya da sınavlarda yeterince soru çıkmadığı için zerre kadar dikkate alınmıyor...
Çocuklarımıza ülkemizi, sanayimizi, tarım ve turizm alanlarımızı, tarihimizi, topraklarımız üzerinde yaşayan medeniyetleri, doğasını, güzellikleri ve çirkinlikleriyle her şeyiyle anlatmalıyız ki geleceğe sahip çıksınlar!
Neyi alkışlayacaklarını, ne karşı çıkacaklarına akıllarını kiraya vererek değil bilinçli bir şekilde karşı çıksınlar...
Yoksa heba olan sadece onlar değil değerlerimiz de olur...
Sınav ve diploma odaklı eğitim yerine üretim ve milli değerler odaklı çağdaş bir eğitimin zamanı hala gelmedi mi?..