adscode
adscode

PROJE OKULU KAPSAMINA ALINAN MESLEK LİSELERİNİN ALBENİSİ YÜKSELDİ Mİ?

Milli Eğitim Bakanlığı 2019-2020 eğitim öğretim yılında nitelikli okul kapsamını genişleterek, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin de birçoğunu nitelikli okul kapsamına aldı.  Turizm sektörüyle yapılan protokole, 11 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 2019- 2020 eğitim öğretim yılında, proje okulu olarak sınavla öğrenci almış oldu. Peki, bu okullara giren öğrencilerin LGS başarı puanları ortalaması nedir? Bu okullar, öğrenciler ve veliler için istenilen düzeyde bir albeni oluşturdu mu? Proje okul

ikegitmeni@hotmail.com




Milli Eğitim Bakanlığı 2019-2020 eğitim öğretim yılında nitelikli okul kapsamını genişleterek, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin de birçoğunu nitelikli okul kapsamına aldı.  Turizm sektörüyle yapılan protokole, 11 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 2019- 2020 eğitim öğretim yılında, proje okulu olarak sınavla öğrenci almış oldu. Peki, bu okullara giren öğrencilerin LGS başarı puanları ortalaması nedir? Bu okullar, öğrenciler ve veliler için istenilen düzeyde bir albeni oluşturdu mu? Proje okullarındaki haftalık ders çizelgeleri ve protokoller pedagojik olarak nasıl değerlendirilmelidir?

Eğitim sistemimizde mesleki ve teknik okullar ile ilgili arayışlar devam etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı kamuoyuna yapılan açıklamalarda, 2023 Eğitim Vizyonu kapsamında mesleki ve teknik eğitimde değişim ve dönüşüm için düğmeye bastıklarını belirtip, bu okullarla ilgili algıların değişeceğini ifade etmektedir. Mesleki ve Teknik Liseler eğitim sistemimizde doğru misyonla iyi organize edildiği takdirde; orta öğretim gençliğinin üniversitelerin önüne yığmalarını önlemede, sanayi ve işletmelerin muhtaç olduğu vasıflı işgücünü yetiştirilmesinde önemli katkı sağlayacağı ortadır. Ancak, yapılan araştırmalar göstermektedir ki; Mesleki ve Teknik Liselerinin imaj kaybı nedeniyle cazip görülmediği, veli ve öğrenciler için vasatların toplandığı okullar algısı nedeniyle tercih sebebi olmadığı görülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığının mesleki ve teknik eğitime yönelik algıyı değiştirmeye yönelik çalışmaları önemlidir. Geçmişte de “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” sloganıyla yola çıkılarak çalışmalar yapıldığını daha önceki yazılarımda değinmiştim. Peki, mesleki ve teknik okullar ile ilgili yapılan çalışmalar, bu okulların tercih edilmesinde ne kadar etkili oldu?  Bu okulları tercih eden öğrencilerin puan ortalamaları nedir? Mesleki ve teknik okullarla ilgili algılar değişti mi?

Milli Eğitim Bakanlığının 2019-2020 eğitim öğretim yılında proje kapsamına aldığı Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleriyle ilgili puan ortalamaları incelendiğinde, bu okulların puan ortalamalarının sanıldığı gibi yüksek olmadığı görülmektedir. Proje kapsamındaki bazı Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde ise, kontenjanlar dolmadığı için sınıf tekrarı yapan ve LGS’ ye daha önceki yıllarda girmiş öğrencilerin de proje kapsamındaki sınıflara kaydedildiği görülmektedir. Okul puan analizleri, mesleki ve teknik okullar ile ilgili çalışmaların önemli ancak, yeterli olmadığını göstermektedir. Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin sınav sisteminde “puanı en düşük olanların kayıt olduğu okullar” algısından kurtarılması gerekmektedir. Mesleki ve teknik okullarla ilgili özendiricilerin arttırılması, sektörle işbirliği yapılması çalışmaları önemlidir. Ancak bu çalışmaların kariyer, işe yerleştirme ve ücretlendirme boyutlarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir.

Daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi dünyada mesleki ve teknik eğitim konusunda başarılı ülkelerin başında Almanya gelmektedir. Almanya’da mesleki eğitim, toplumdaki sosyal ve ekonomik gelişmelerin sonucu gelişmiştir. Almanya’da bugünkü meslek eğitim sistemi,  Meslek Eğitim Yasası ile oluşturulmuştur. Almanya’da mesleki ve teknik eğitimde devletin, işverenin ve işçinin görev ve sorumlulukları açık olarak belirlenmiştir. Ülkemizde ise işletmeler de ara iş elemanlarının eğitimli ya da diplomalı olduğunu söylemek zor. Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin tercih edilen okullar olabilmesi için bazı yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur. Yapılacak yasal düzenlemelerle tüm işletmelerde eğitimsiz ya da diplomasız ucuz eleman çalıştırılması engellenmelidir.

 

Ülkemizde turizm sektörünün eleman temininde, “sadece nitelik aranır” gibi bir algı da yanlıştır. Turizm sektöründe yapılan görüşme ve araştırmalar göstermektedir ki, turizm sektörünün nitelikli elaman temini yerine; genellikle ucuz, kısa sürede çözüm üretecek elaman istihdamı yoluna gittiği görülmektedir. Turizm sektörünün eleman temininde sadece nitelik arıyor gibi bir algı doğru ise, sadece ucuz eleman temin eden insan kaynakları ile ilgili şirketlerin varlığını nereye koyacağız. Turizm sezonu başlamadan Uzakdoğu başta olmak üzere dışarıdan getirilen personel ile ilgili şirketleri değerlendirdiğimizde turizm eğitimi veren okullarımıza çok da haksızlık etmemek gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca stajda ustabaşı ve şeflerin teknik anlamdaki destekleri önemli ancak, pedagojik yeterliliği olan öğretmenlerin öğrencilere sunacakları katkıyı da göz ardı etmemek gerekir. Turizm sektöründe çalışan şef ve ustabaşların çoğunun usta- çırak yöntemiyle yetiştiği; hatta aralarında liseyi bitirmeyenlerin de olduğu görülmektedir. Bu nedenle,  Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde öğrencilerin staj dönemindeki uygulamalı eğitimlerini işyerinde yapılmaları ve iş başında eğitim almaları elbette gereklidir. Ancak, eğitim ve disiplin açısından inisiyatif, Milli Eğitim Bakanlığının kadrolu öğretmenlerin de olmalıdır. Proje okullarındaki haftalık ders çizelgelerinin de tekrar gözden geçirilmesi yerinde olacaktır. Ders çizelgeleri incelendiğinde bazı derslerin sadece bir sınıf seviyesinde okutulması, öğrenmenin kalıcılığı açısından sorun yaratacaktır. Yabancı dil dersleri dışındaki derslerde de aynı durum söz konusudur. Kültür dersleri her sınıf seviyesine göre 3 saat olarak dağıtılmıştır.  Örnek verilecek olursa, öğrenci sadece 10 sınıfta 3 saat fizik dersi görmesi yerine her sınıf seviyesinde 1 er saat fizik dersi görmesi, dersin kalıcılığı ve sürekliliği açısından daha doğru bir yaklaşım olacaktır.  Öğrenciler 12 sınıfta sınava geldiğinde 10. sınıfta görülen fizik dersini ne kadar hatırlayacaktır. Her sınıf seviyesinde 10, 11 ve 12. sınıfta 1 er saat fizik olması daha doğru olacaktır. Benzer örnekleri diğer kültür dersleri için de söylemek mümkündür.

 

Sonuç olarak, Milli Eğitim Bakanlığının turizm alanında proje kapsamına alınan Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerindeki eğitim programları ile ilgili işbaşındaki eğitim çalışmaları, uygulamalı eğitim açısından önemlidir. Ancak Milli Eğitim Bakanlığının protokol kapsamında inisiyatifin tamamen özel sektöre verilmesi ve karar sürecinde özel sektörün Milli Eğitim Bakanlığından daha çok söz sahibi olması,  kararların isabetliliği açısından sıkıntılar oluşturabilecektir. Eğitimin pedagojik boyutları göz ardı edilmemelidir.   Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)