adscode

Eğitimde değişim ve dönüşüm üzerine…

Eğitim ve öğretimin işleyişini doğrudan etkileyen bu değişikliklerin temel gerekçesi ise, değişim ve dönüşümdür.

ikegitmeni@hotmail.com




Yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim öğretim ile ilgili yönetmeliklerinde bir dizi değişiklik yapıldı. Eğitim öğretimle ilgili yapılan yönetmelik değişikliklerindeki temel gerekçe ise; eğitim öğretimde başarı çıtasını yükseltmek olarak ifade edilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığında, son yıllarda her bakan değişikliğinde bir dizi yönetmelik değişikliğine gidilmektedir.

Eğitim ve öğretimin işleyişini doğrudan etkileyen bu değişikliklerin temel gerekçesi ise, değişim ve dönüşümdür. Değişim ve dönüşüm kavramları, eğitim sistemimizin adeta en sihirli kavramları haline dönüşmüş durumdadır. Değişim ve dönüşüm kavramları her alanda olduğu gibi eğitim alanında da önemli ve anlamlı kavramlardır. Ancak, değişim ve dönüşüm kavramları, eğitim ve öğretimde maliyetli kavramlardır. Değişim ve dönüşümün sonuçlarını kısa sürede görmek, belki başka alanlarda mümkün olabilir. Ancak, eğitim alanında yapılan değişim ve dönüşümün sonuçlarını kısa sürede görebilmek mümkün değildir.  

Bu nedenle, eğitim sisteminde yapılan değişim ve dönüşüm maliyetlidir. Eğitim sistemlerinde değişim ve dönüşüm ihtiyacı doğru tespit edilmezse; değişim ve dönüşümün sonuçları zaman kaybına neden olmakla birlikte, eğitimde önemli bazı kayıplar da yaratabilir. Bu nedenle, eğitim sistemindeki değişim dönüşüm çalışmalarına; eğitim sistemindeki tüm bileşenleri katarak, ayrıntılı bilimsel araştırmalarla başlanmalıdır.  Peki, eğitim öğretimle ilgili yapılan yönetmelik değişiklikleri, eğitim sistemimizde mevcut sorunların çözümüne anlamlı katkı sunabilecek mi, yoksa yeni sorunlarla birlikte yeni tartışmalara mı yol açacak?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilkokul, ortaokul ve liselerdeki haftalık ders çizelgelerinde bir dizi değişiklik yapıldı. Yapılan değişikliklerle; bazı derslerdeki ders saati sayısı azaltıldı, yeni seçmeli dersler eklendi. Bu değişikliğe bağlı olarak, liselerde haftalık ders yükü sayısı arttırıldı. Eğitim sistemimizde eğitim öğretimle ilgili en tartışmalı alanların başında ders yükü sayısının fazlalığı gelmektedir.

Eğitim öğretimle ilgili görüşlerine başvurduğum eğitimciler, haftalık ders yükü sayısının fazlalığından yakınmaktadırlar. Öğretmenler, öğrencilerin 5. ve 6 ders saatinde sonra derslerden koptuklarını, teneffüs saatleri için dakika saydıklarını ifade etmektedirler. Bu nedenle, eğitim öğretimde günlük 9 saatlik ders yükünün öğrencileri okuldan soğuttuğunu düşünüyorum. Yazılarımda çok sık ifade ettiğim gibi; eğitim sistemimizde okuldan kaçan öğrenci davranışı yerine okula koşan öğrenci davranışlarının geliştirilmesi için, okulların fiziki imkânları, okullardaki ders yükü sayısı, derslerin daha etkili ve verimli işlenmesi için uygulama eğitimleri ve okullardaki sosyal alanlarla ilgili düzenlemeler yapılmalıdır. Seçmeli dersler tamamen öğrencilerin ilgilerine ve tercihlerine bırakılmalıdır. Toplumdaki her sorun için, eğitim öğretim sistemine ders ekleyerek çözmek anlayışı yerine; toplumsal bilinç ve yaygın eğitim çalışmalarına ağırlık verilmelidir.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan bir diğer değişiklik ise,  ilköğretim ve ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde yapıldı.  İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle,  ortaokullarda ve liselerde sınıf geçme kriterleri değiştirildi. İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarında sınıf geçmek zorlaştırıldı. Ayrıca, örgün eğitimdeki liselerden açık liselere geçiş de zorlaştırıldı. Milli Eğitim Bakanlığı ortaokul ve liselerde merkezi ortak sınavlar düzenlemesi getirildi.  Milli Eğitim Bakanı yaptığı tüm açıklamalarda, öğrencilere devamsızlık konusunda taviz verilemeyeceğini açıklanmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan bu düzenlemeden sonra devlet okullarından özel okullara geçişlerin arttığı ve bazı özel öğretim kurumlarında “hayalet sınıflar” başlığı ile haberler basın yayım kuruluşlarına düşmeye başladı. Böylece eğitim öğretimde yeni bir kavramla tanışmış olduk. “Hayalet sınıf” kavramı… Resmi ortaöğretim kurumlarının son sınıflarındaki öğrencilerin sınavlara hazırlanmak için arayışlara girdikleri, bazı öğrencilerin Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı son düzenlemeler ile devamsızlık sorunu yaşamamak için heyet raporu arayışına girdikleri ile ilgili de duyumlar alınmaktadır.

 Eğitim sisteminde değişim ve dönüşüm ile ilgili yazının en başında da ifade ettiğim gibi, eğitimde sorunların süreçleri ayrıntılı analiz edilmeden yapılan değişim ve dönüşüm çalışmaları, çözüm yerine yeni sorunlara yol açacaktır. Eğitim öğretim sistemimizdeki en temel sorun, sınav odaklı yaklaşımdır.  Eğitim öğretim sistemimizi sınav odaklı yapıdan kurtarmak yerine başarı kriterini sadece sınavlar ile sınırlamak, sorunları çözmek yerine yeni sorunlara yol açacaktır.  Eğitim öğretim sisteminde öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate alan, etkili bir yöneltme ve yönlendirme sistemi geliştirilmelidir. Eğitim öğretimde kademeler arası geçişte merkezi sınav sistemi yerine ilkokuldan itibaren öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate alan, etkili bir yöneltme ve yönlendirme sistemi geliştirilmelidir. Eğitim öğretimde ölçme ve değerlendirme sistemi; öğrencileri kendi aralarında elemek yerine öğrencilerin eğitim öğretimdeki bireysel gelişimleriyle ilgili geribildirimler alarak, öğrencilerin gelişimlerine katkı sağlamalıdır. Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)