adscode
adscode

Neden İyileşemiyoruz?

Çünkü öğrenmiyoruz. Öğrenemiyoruz...

damlaaktan@gmail.com




 

****

Neyi derseniz?

****

İnsanca yaşamayı.

Bir yan bahçemizdekinin acısını acımız bilmeyi...

Hırsın tanımını tanımayı, bencilliklerden arınmayı...

Dünyanın borcunu yüklenmemeyi; borçları silmeyi öğrenemiyoruz...

****

Sevgiyi bilmiyoruz mesela.

Basitlikleri “kendi tanımlarımızda” ifşa ettiğimizden bu yana, insanlık olarak bir adım bile ileriye gidemiyoruz. Biz olamıyoruz mesela.

Ölene üzülürken, ölmemek için hiçbir gerekli adımı atamıyoruz. Çünkü nefsimize yeniliyoruz. Hala... Koskocaman insanlık olarak, öğrenmemiz gereken erdemleri öğrenemiyoruz. Sabrı, inancı, durmayı, şükretmeyi, kıskanmamayı, birlikte olabilmeyi, kibirsizliği, mütevaziliği, paylaşmayı –ama gerçekten paylaşmayı, gibi yapmamayı- içimizden ve kendimizden büyümeyi ve dünyayı büyütmeyi bilmiyoruz.

Ya da, nasıl bilebileceğimizi bilmiyoruz. Çünkü herkes, hala kendisini en doğru, en güçlü, en erdemli zannediyor.

****

Mesela hala yasaklarda sokakları arşınlayan kocaman bir nüfusumuz var.

Sonra sömürü düzeninde kapitalizm çarklarını kendi lehimize döndürecek kadar güçlü değiliz.

Parayı önemsizleştirmemiz gerektiğini fark etmek yerine, salgının arkasına saklanıp en temel ihtiyaçlardan biri olan “yaşamak için tedavi olma hakkı”nın bedelini “binlere” katlıyoruz mesela. İnadına yapar gibi. Özel hastanelerde yer yok, yer olanın da parası yok zaten.

****

Bir doktor vardı Avrupa’da... “Artık solunum maskelerini yaşlılardan alıp gençlere takıyoruz. Biz bunu yaptık.” diyerek ağlayışının birkaç gün sonrasında son nefesini veren. İnsanlığını henüz unutmamış, ama insan olmanın bedelini canıyla ödemiş bir sağlık çalışanı...

O ve onlarcası...

Adını unuttuğumuz, son nefeslerinden ancak birkaç gün sonrasına dek anımsadığımız ve hayatlarımıza devam ettiğimiz. Belki de etmek zorunda olduğumuz...

****

Mesela sonra hala öğrenmiyoruz. Çalışabilmenin nasıl büyük bir lüks olduğunu... Konum, pozisyon, insan ayırmadan, “önce ben” demeden yol almamız gerektiğini. Daha fazla hırsın, daha fazla konumun geçiciliğini, son nefeste her birimizin ölesiye –evet ölesiye- eşit olduğumuzu fark ederek yaşamayı öğrenemiyoruz. Hala koltuk savaşlarında heba ediyoruz güzelim yaşamı. Yapışıp kalmayı erdem, erdeminle bırakabilmeyi zayıflık sayıyoruz.

Hala politikanın birleştirmek için var olması gerektiğini yok sayıp, güç kurmak için kullanıyoruz mesela. “Dünyanın iyiliğini” değil, “kendimizin ne kadar iyi olduğunu” önemeyerek kuruyoruz tüm stratejileri. Hal böyle olunca da tüm o büyük kurum ve kuruluşlar, organizasyonlar, NGO’lar işlevsizleşiyor biraz biraz... Çünkü yönetemiyoruz.

****

İyileşmiyoruz çünkü. Ruhlarımız iyileşmiyor. Bedenlerimiz öğrenemiyor. Bilinçlerimiz güçlenmiyor. Davranışlarımız değişmiyor. Düşünerek yaşayamıyoruz çoğumuz hala.

****

İyileşmek istiyorsak, en önce, ilk önce durmayı öğrenmeliyiz. Ruhlarımızı eğitmeyi, öncelikle bir ruhumuz olduğunu fark etmeyi öğrenmeliyiz. Konuşmadan önce düşünmeyi, öfkelenmeden önce nefes almayı, herkesin ama herkesin bir amaç uğruna dünyadan geçtiğini hatırlamalı, hatırlatmalıyız birbirimize. Bunun idealizm değil, dünyayı iyileştirmenin bir yolu olduğunu fark edebilmeliyiz.

Böylece, bir gün bittiğinde bu hikaye, en azından son nefese değer.

Öğrenebildiklerimize değer.

Kendi hikayelerimizi öğrenerek tamamlayabildiğimiz her şeye değer.

İyileşebilmek ümidiyle... Tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkürle!


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Güle güle Mario Levi…
Milyonluk haber: 9.05