Milli Eğitim Bakanlığı yurdumuzun 10 ilinde büyük tahribata ve can kaybına sebep olan büyük deprem felaketi sebebiyle ilk ve orta öğretim kurumlarını 20 Ocak tarihine kadar iki hafta süre ile tatil etti. YÖK de yüksek öğretim kurumlarının eğitimini süresiz erteledi. Bu kararları durumun vehameti ve hasarın büyüklüğü sebebiyle normal karşılıyorum.
Kıdemli bir eğitimci olarak uyarıyorum. Eğitime çok fazla ara vermek, ülkemizin geleceği bakımından telafi edilmez kayıplara yol açar. Zaten covid-19 pandemisi münasebetiyle 2019-2021 yılları arasında iki yıl yüz yüze eğitime ara verilip uzaktan eğitim yapıldı. O dönemin öğrencileri dezavantajlı bir nesil oldular. Zaten sömestr tatili dolayısıyla okullar iki hafta tatildi. Şimdi de deprem nedeniyle iki hafta daha tatil edildi. Bu tatili daha fazla uzatmamak gerekir. Özellikle deprem bölgesinde okulların daha uzun süre kapalı kalması, oradaki öğrencilerin psikolojisinin daha fazla zarar görmemesine yol açar. Onların deprem psikolojisinden bir an önce sıyrılmaları için okulların bir şekilde açılması gerekir. Bu bölgede İnternet alt yapısı olmadığı için uzaktan eğitim yapılması mümkün değildir. Bu yüzden bu konuda alınabilecek tedbirleri şöyle sıralayabilirim:
1. Deprem bölgesindeki sağlam ve güvenli okullar derhal açılmalıdır.
2. Deprem bölgesinde sahra okulları kurulmalıdır. Konteyner derslikler de kurulabilir.
3. Bir kısım öğrenci, depremden zarar görmeyen yakın yerleşim birimlerindeki okullara taşımalı eğitimle götürülebilir.
4. Özellikle orta öğretim öğrencileri, yurt genelindeki pansiyonlu liselere dengeli bir biçimde yerleştirilebilir.
5. Öğrenci mevcutları düşük olan özel okullara da bir kısım öğrenci, Milli Eğitim Bakanlığı’nın da katkısıyla yerleştirilebilir.
6. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde kontenjanlarının çok altında öğrenci ile eğitim yapılan okullar var. Bu boş kapasitelerden yararlanılabilinir. Bu öğrencilerin barınma ve beslenme sorunları, bu şehirlerde bulunan devlet kurumları ve belediyelerin çok sayıdaki sosyal tesislerinden yararlanılarak çözülebilir.
7. Deprem felaketi sırasında çok sayıda öğretmen de hayatını kaybetmiş olabilir. Ayrıca başka yerleşim birimlerine giden öğrencilerden dolayı öğrenci ihtiyacı doğabilir. Bu açıklar, acilen atanamayan öğretmenlerden atama yapılarak kapatılabilir.
Okulları uzun süre kapatmak pedagojik yönden doğru değildir. Tam aksine öğrencilerin bir an önce eğitime odaklanmaları onları psikolojik olarak da rehabilite edecektir.
Her felakette okulları kapatan bir kolaycılıktan bir an önce vazgeçmeliyiz. Çünkü isteyerek
çocuklarımıza ve geleceğimize zarar veriyoruz!