Bu nasıl efsane!

O kadarla da yetinmemiş:
“Matematik’te, Türkçe’de, diğer alanlardaki yükselişlerin bir şehir efsanesini de yalanlayan bir nitelikte olması ayrıca benim için önemli. Çünkü dershanelerin dönüştürülmesi sürecinden sonra bunlarla ilgili sıkıntı doğabileceğine yönelik spekülasyonlar yapılıyordu, işte gördük, dershanelerin dönüşüm sürecinden sonra da üniversite giriş sınavlarında çok anlamlı yükselişler gözlüyoruz. Bunun artarak devam edeceğini düşünüyorum” diye konuşmuş!

Görünen o ki ya Bakan Bey’e yanlış bilgi aktarılıyor ya da bizim başarıdan anladığımız ile onunki çok farklı!
Üniversiteye giriş birinci basamak sınavı YGS sonuçları, eğitim sistemimizin, özellikle de liselerin lime lime döküldüğünün bir kanıtıdır. Ortada başarı falan yoktur!
160 sorunun sorulduğu YGS’de 150 barajını aşmak için soruların yüzde 15’ini, 180 barajını aşmak için de dörtte birini yapmak yeterli ama buna rağmen, 517 bin aday herhangi bir puan türünde, bir milyonu aşkın aday da YGS-1 ve YGS-2 puan türünde 180 barajını aşamadı. 30 binden fazla aday da sıfır puan aldı!
Bu mu başarı?
YGS sonuçlarını incelemeye devam edelim:
Örneğin 40’ar sorunun sorulduğu testlerde, Türkçe ortalaması 15.8’den 19.1’e, Matematik ortalaması 5.2’den 7.89’a, Fen Bilimleri ortalaması da 3.9’dan 4.7’ye çıkmıştır.
Matematik ve Fen’de birer soru yanlış olduğu için iptal edildi ama tüm adaylar doğru yapmış gibi işlem gördü. Yani ortalamalardaki birer soruluk artış biraz da ondan. Ama çok daha önemlisi, Bakan Bey övünsün diye olacak ki sorular bu yıl inanılmaz derecede kolaydı! Bunu da herkes biliyor!

Dershaneler  kapandı mı?
Dershaneler kapandı mı yoksa sadece tabelaları mı değişti?
Bu konunun çok iyi araştırılması gerekir.
Sınavlar kalkmadan dershanelerin öyle ya da böyle yola devam edeceklerini bin defa yazdık.
Keşke kapansalar çünkü tıpkı sınavlar gibi eğitimin kimyasını bozuyorlar.
Dershaneleri kapatacağız derken, tüm okulları dershaneye çevirdik. O da yetmedi, etüt eğitim merkezi adıyla merdiven altı dershaneler açıldı ve aldı başını gidiyor.
Bakanlık bütün bunları bilmiyor mu?
Elbette biliyor. Çünkü bu senaryoyu yazan ve yöneten bizzat kendisi...
Okulların görevi,     sınavlara öğrenci hazırlamak mı ki televizyonlara, gazetelere, “TEOG’a, YGS’ye, LYS’ye en iyi şekilde öğrenci hazırlanır” diye ilanlar veriliyor!..
MEB bunları görmüyor mu?

İstatistikler yanıltmasın!
İstatistikler ve başarı kavramı olaya nereden baktığınıza göre değişir ve bazen de çok yanıltıcı olur. Tıpkı, YGS sonuçlarının analizinde olduğu gibi.
Soruları kolaylaştırdığınızda, başarı varmış gibi gözüküyor ama o başarı ne anlama geliyor asıl ona bakmak gerekir!
Şişirilmiş başarıya göre bile ortalamalar yerlerde sürünüyor.
YÖK, 150 barajı için gerekli 16 net sayısını 20’ye yükseltti.
Yani 160 sorudan 20’sini yapana üniversite kapısı aralandı.
Peki, dünyanın neresinde 160’da 20 başarı olarak kabul edilebilir ki?
Yine dünyanın neresinde üç beş soru yapan mühendisliğe girer ki, yine dünyanın neresinde fakültelere girişteki puan makası 250’ye çıkar ki? Yani eğitim ya da mühendislik fakültelerinden biri 450 puanla öğrenci alırken,         aynı unvanı veren bir diğeri 200 puanla nasıl öğrenci alır ki?
Keşke bu konuda yanılan ve yaşananlara şaşı bakan biz olsak da eğitimimiz çok daha iyi noktalara gelse ama maalesef birbirimizi kandırmaya devam ediyoruz.
Devletin ve özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki samimi çabaları keşke karşılık bulmuş olsa ama nerdeeee...

Yazının devamı için tıklayınız !