adscode

CHP, TBMM’de Öğretmenlerin Sorunlarının Araştırılmasını İstedi

Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ve CHP’li 21 Milletvekili öğretmenlerin tüm sorunlarının ve bu sorunların nasıl giderileceğinin kapsamlı olarak araştırılması için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını…

CHP, TBMM’de Öğretmenlerin Sorunlarının Araştırılmasını İstedi
Haberler

 

 

Önergede öğretmenlerin sorunlarının çığ gibi büyüdüğü, AKP iktidarında kadrolaşma, eğitimin niteliğini değiştirme, açlık sınırına yakın ücret, bilimsellikten ve ulusal değerlerden yoksun müfredat programları, sözleşmeli öğretmenlik ve yargı kararlarını tanımama gibi uygulamalarla öğretmenlerin sorunlarının derinleştiği ifade edildi.

 

Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın hazırladığı önergede şu görüşlere yer verildi:

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAKANLIĞI’NA

Türkiye’de öğretmenler her geçen gün biraz daha zorlaşan ekonomik, demokratik ve mesleki sorunlarla karşılaşmaktadır. Öğretmenlerimizin yaşadığı sorunlar bugüne kadar yeterli derecede tartışılmamış, öğretmenlerimizin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözmek yönünde yeterli ve gerekli adımlar atılmamıştır. Bunların dışında, AKP iktidarı kadrolaşma, eğitimin niteliğini değiştirme, açlık sınırına yakın ücret, bilimsellikten ve ulusal değerlerden yoksun müfredat programları, sözleşmeli öğretmenlik ve yargı kararlarını tanımama gibi uygulamalarla öğretmenlerimizin içine düştüğü sorunlar çığ gibi büyümüştür.

 

Eğitim sistemimizde derslik, okul, öğretmen, memur ve hizmetli açıklarına da çözüm üretmeyen AKP hükümeti, okulların araç gereç ve fiziki altyapı ihtiyaçları giderilmesinde de somut adımlar atmamıştır.  Son yıllarda eğitimde özellikle altyapıda çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bunların başında öğrencilerimizin eğitim öğretim alacağı derslik sayısının yetersizliğidir. Türkiye’de okul ve derslik sayısı öğrenci sayısına paralel olarak ve ihtiyaca yanıt veren düzeyde değildir. Okulların üçte ikisinde ikili eğitim yapılmakta, birleştirilmiş eğitim ve taşımalı eğitim uygulamaları sürmektedir.  Eğitimin başındaki en yetkili ağız olan Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’in ifadesiyle 160 bin dersliğe ihtiyaç duyulmaktadır. Bununla birlikte Sayın Bakan ''Bütün bunlara rağmen altyapı yetersizliği ne kadar fazla olursa olsun, fiziki şartlarımız ne kadar yetersiz bulunursa bulunsun bu sorunları aşacak yegane güç öğretmenlerimizin elindedir” diyerek sorumluluğun önemli bölümünü öğretmenlerimizin üzerine yıkmaktadır.

 

Oysa öğretmenlerimiz bu sorumluluğu paylaşabilmek ve yerine getirebilmek için kendini geliştiren, yenileyen öğretmen bir modeli benimseyebilmek için yeterli gelir seviyesine sahip değillerdir. Toplumu şekillendirecek insanları yetiştiren meslek grubu olarak öğretmenlik mesleği gerek ekonomik gerekse sosyal olarak hakkettiği noktaya taşınmalıdır. Öğretmenlik mesleği toplum içinde saygınlığını giderek yitirmeye başlamış ve öğretmen yetiştirme politikalarındaki hatalar ve tutarsızlıklar, öğretmenliğin meslekler hiyerarşisinden hak ettiği yeri almasını, öğretmenlerin Türk toplumundaki statülerinin yükselmesini engellemiştir. Böylece öğretmenlik mesleği, gerek maddi, gerekse manevi olanakları bakımından cazip bir meslek olmaktan çıkmıştır.

 

Her yıl Eğitim Fakültelerinden yaklaşık 50 bin öğretmen mezun olmaktadır. Gerçekleştirilen atama sayıları ile birlikte bugüne kadar ataması yapılmamış ve yeni mezun olmuş öğretmenlerimiz bir arada düşünüldüğünde yaklaşık 400 bin ataması yapılmayan, işsiz öğretmen atanamadığı için mağduriyet yaşamaktadır. 400 bin civarında atanamayan öğretmen iş ararken, 160 bin öğretmenin açıkta olması da anlaşılır bir durum değildir. Eğitim Fakültelerinden mezun olan ve ataması yapılmayan öğretmen, mesleğini icra edilebilmek için KPSS barajını geçmeye çalışmaktadır. Bununla birlikte hızla artan ataması yapılmayan öğretmen sayısına, yeni kurulan üniversitelerin eğitim fakültelerinden mezun olacak gençlerimiz de eklenmektedir. Bu gerçek, “öğretmen yetiştirilmesi” ve “öğretmenlerin iş güvenceli, kadrolu olarak istihdam edilmesi” konusunda hiçbir planlamanın olmadığını göstermektedir. 

 

Parçalanmış öğretmen aileleri de eğitimde kanayan bir yara olarak karşımızda durmaktadır. Eşlerinden, çocuklarından uzakta görev yapmak zorunda kalan aileleri parçalanan öğretmenlerin bu sorunu Milli Eğitim Bakanlığı’nın yanlış politikaları sonucu ortaya çıkan bir gerçekliktir. Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’da KHK ile yapılan değişikliği öğretmenlerin özür grubu tayin hakkına getirilen kısıtlama öğretmenlerin sorunları daha katlamıştır.

 

Öğretmenlerin sorunlarına çözüm üretileceği yerde her yıl katlanarak büyümesi öğretmenlerin çalışma koşullarını, öğretmenlerin yaşamlarını ve genel olarak eğitimin niteliğini olumsuz etkilemeyi sürdürmektedir. Öğretmenlerimizin tüm sorunlarının nasıl giderileceğinin kapsamlı olarak araştırılması için Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince meclis araştırması açılması için gereğinin yapılmasını arz ederiz.”

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)