adscode
adscode

Dijital kölelik!

Eğer bu ülkede sıradan bir vatandaşsanız yandınız.

Dijital kölelik!
Milliyet Diyalog
Devletin herhangi bir dairesine ulaşmak istiyorsunuz, ulaşamıyorsunuz. Belediyeler onlardan da fena.

Havayolu şirketlerini zaten hiç denemeyin, sinir hastası olur çıkarsınız.

YÖK, ÖSYM ve hele ki MEB için hiç uğraşmayın daha iyi.

Medyayı elbette unutmadık. Onlar da sırça köşkte oturanlardan.

Özel okullara, bankalara, emlakçılara ya da herhangi bir şeyi pazarlayanlara gelince, tüm ilgileri, sizi ikna edip, imzayı attırıncaya kadar!

Telefon şirketlerinin eline ise Allah hiç kimseyi düşürmesin!..

Yukarıdaki listeyi, uzattıkça uzatabilirsiniz.

Ve kime sorsanız, bu durumdan herkes şikâyetçi ama çözüm üreten yok!

Harcanan enerjiye, zamana, altüst olan morallere yazık değil mi? Ülke olarak zaten yeterince gerginiz. Onlar da tuzu biberi oluyor...

Dijital dayatma

Dijital  dünya hayatı kolaylaştırmak için var.

Bizimkiler ise adeta insanı çileden çıkartmak için kurgulanmış.

Ne telefon, ne de bilgisayar üzerinden, bir bilgiye ya da kişiye ulaşmanız, adeta mümkün değil.

Sürekli bir yerden, bir başka yere yönlendiriliyorsunuz.

Acil bir durumdaysanız yandınız, ilgili kişiye ulaşıp, bilgi alıncaya kadar ya da size o hizmeti sununcaya kadar, iş işten çoktan geçmiş oluyor.

Bilgiye erişim ne kadar kolay olursa, müşteriye ya da vatandaşa sunulan hizmet o kadar değer kazanır.

Ama bu kimin umurunda.

Müşteri de, vatandaş da kimilerinin gözünde hâlâ köle durumunda ki ekran ya da telefon başında dakikalarca bekletiliyoruz.

Eskiden, devlet dairelerinde bugün git, yarın gel dayatması vardı.

Dijital dayatmalar da onlardan farklı değil.

Şimdi bunu, sonra şunu tuşlayın seansı bittikten sonra, bekleyenler arasında 14’üncü sıradasınız demiyorlar mı, işte o, insanı çıldırtıyor...

Kabahat kimde?

Bir vatandaş olarak, yaşadığımız sıkıntılarla ilgili olarak, elbette kabahatli aramıyoruz. Çünkü biz de bu sistemin bir parçasıyız ve eminim ki birileri de bizlere ulaşmakta sıkıntı çekiyordur.

Başkalarını bilmem ama ben, şaşırtıcı derecede, hep en kolay ulaşılanlardan oldum.

Yaşadıklarımızı başkaları da yaşamasın istedim.

Gelen her telefona bakmaya, gelen her maile ya da mesaja cevap vermeye çalıştım. Çünkü arayanlar durduk yerde aramıyor.

Bazen kendilerinin, bazen de çocuklarının geleceği söz konusu oluyor.

Böylesi bir durumda, birkaç dakikayı, en doğru bilgiyi ve en önemlisi de yaşanılmış tecrübeleri, onlarla paylaşmamak, ne meslek etiğine uyar ne de insanlığa...

Dakikalarca konuşup sizi esir edenler ya da internetten kolaylıkla öğrenecekleri bilgileri benim yerime siz bulsanız daha iyi olmaz mı diyenler olmuyor mu?

Elbette oluyor.

Böyle durumlarda da ya sabır çekip, pireye kızıp yorgan yakmaktan kaçınıyorsunuz...

Yazının devamı için tıklayınız

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)