Güçlü olan kim? Aslan mı, avcı mı?

Hayatın her aşamasında durum sanki farklı mı?
Birileri hep susuyor, birileri de hep konuşuyor.


Konuştukça da kendilerini ve yaptıklarını yücelttikçe yüceltiyor.
Ta ki gerçek söz sahipleri konuşuncaya kadar...
Sizi bilmem ama biz olaya yine eğitim çerçevesinden bakacağız.
Örneğin, en çok konuşan okullar mı en iyi okul yoksa derin bir sessizlik içerisinde olanlar mı?
Robert ve Galatasaray’ın bir gün bile ilan verdiğini, tanıtım yaptığını ya da herhangi bir şekilde kendilerini yücelttiklerini görmedik. 
Tıpkı aslan gibi güçlü ama sessizler.
Öte yandan, kendini en fazla yüceltenlere bakıyorsunuz, henüz daha kanıtlanmış ve sürdürülebilir bir başarıları söz konusu değil.
Peki, veli olarak siz nasıl bir tavır sergilemelisiniz?
Susanı mı tercih edeceksiniz yoksa başarılarından çok, güçleri ve paralarıyla destan yazanları mı?
Reklamın önemi?
Doğru reklam, her zaman, doğru sonuçlar verir.
Abartılı ve yanlış olan ise yarı yolda bırakır.
Bizim eğitim sektörü, ilan ve reklamın önemini henüz tam anlamıyla kavrayabilmiş değil.
Aslında reklam da bir haber aracı, örneğin burs veriyorsanız, örneğin farklı yeteneğe sahip öğrenci grupları arıyor ya da hiç kimsenin görmediği başarılarınızdan söz etmek istiyorsanız, bunun yolu kendinizi anlatmaktan geçiyor.
Reklama, tanıtıma karşıyız diyenler var. 
Çünkü yeterince biliniyor ve tanınıyorlarmış!
İşte hatanın en büyüğünü bu noktada yapıyorlar.
Dünyaya bir göz atsalar, reklam ve tanıtım harcamalarında ilk sıraları en bilinen firmaların paylaştığını görürler.
Peki onlar enayiler mi, zaten tanınıyorlarsa paralarını niye sokağa atıyorlar?..
On yıl önce ikinci yedeğine inmeyen okulların, şimdi iki bininci yedeğe inmeleri, bu içe kapanıklıklarının ve suskunluklarının bir sonucu olabilir mi?
Ya da aslanların sustuğu yerde, vitrinlerden düşmeyenlerin, bir süre sonra yok olma noktasına gelmeleri tesadüf mü?..

Yazının devamı için tıklayınız