adscode
adscode

'Dünya egemenleri neden bize çullanıyor?'

​Bu yazıda gençlere ışık tutmak istiyorum. Okullarımızda tarihsel bilgilerin tam olarak aktarılmadığını düşünüyorum. 15-20 yaş aralığındaki gençlere tarihle ilgili basit sorular sorduğumda bile hiçbir…

'Dünya egemenleri neden bize çullanıyor?'
Türkiye'den Haberler

35 yıldır düzenli olarak Türk basınını takip ediyorum. Önde gelen köşe yazarlarının neleri savunduğunu az çok analiz edebiliyorum.

 Türk basınında kalem oynatan yüzlerce köşe yazarının çoğu bilgi sahibi olmadıkları alanlarda da yorum yapmayı pek seviyorlar.

 Esasında bu topraklarda kimse eğitim aldığı konuda çalışmıyor gibi. Yani ziraat mühendisi bakkal, jeolog tekstilci, ekonomi mezunu kasiyer, meteorolog kitapçı olarak karşımıza çıkabiliyor.

 2016 yılı itibariyle basılı ve web medyasında 3000 kadar insanımız periyodik olarak köşe yazıları yazıyor. Bunların önde gelen 20-30 kadarını takip ediyorum. Gördüğüm şudur: Medyamızda yoğun bir baskı ve oto sansür vardır. Yani dürüst kalemler düşüncelerini tam olarak yazamıyor. Kimisi ekmeğinden olmak istemediği için kimisi de mahkeme kapılarında sürünmek istemediğinden sabun köpüğü konuların etrafında dolaşmak zorunda kalıyor.

 Ermenilerin göçe tabi tutulması, bölücü terör, ekonomi, eğitim, tarım, sağlık, bilim ile ilgili sorunlarımızı ve çözüm yollarını korkusuzca dile getirebilen yazarlarımız, gazetecilerimiz pek azaldı.

 Türkler Anadolu’ya geldiğinde bu toprakların yüzde 40 kadarı Ermeni kökenli insanlardan oluşuyordu.

Selçuklu ve Osmanlı döneminde Ermeniler “MİLLET-İ SADIKA (SADIK MİLLET) olarak tanımlandı.

1800’lü yıllardan sonra dünyanın her tarafında söz sahibi olmak isteyen Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman, Rus devletleri Osmanlı’nın etnik yapısına yönelik kışkırtıcı faaliyetlerini artırdılar.

Amerikan, İngiliz, Fransız, İtalyan, Alman liseleri Anadolu’nun değişik bölgelerinde açılarak misyonerlik, ajanlık faaliyetleri hızlandırıldı.

Ekonomik, siyasal, askeri olarak zayıflayan Osmanlı Devletine her yandan hançerler saplanmaya başlandı.

Ermeni, Kürt, Rum, Laz, Arap, Çerkez, Gürcü vb. gibi etnik kimlikler kışkırtılarak silahlı kalkışmaya sevk edildi.

Ermeni ve Kürt isyanları 200 yıldır hafif ya da şiddetli olarak devam ediyor. Son 35 yıldır ülkenin belini büken Kürt kalkışmasının altında geniş bir Ermeni desteği olduğu anlaşılıyor.

 Bazı tarihçilerimiz şunu iddia ediyorlar: “1915 yılında Doğu illerindeki Ermeniler Suriye’ye zorunlu göçe tabi tutulmaya başlandığında bir çok Ermeni aşireti Kürt kimliğine bürünerek tehcirden kurtulmuştur. Bugün devam eden bölücü PKK teröründe önemli rollerde olanların çoğu Ermeni kökenli Kürtlerden oluşmaktadır.”

 Ermeniler Türkiye’den maddi tazminat ve toprak talebinde bulunmaktadırlar. Aynı talep ayrılıkçı Kürtler için de geçerlidir.

 Türkiye’nin doğusunun bölünerek ayrı bir devlete dönüştürülmesi İsrail, Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Yunanistan, İtalya vb. gibi ülkelerin çıkarını artıracak bir sonuçtur.

 Zayıflayan, üretimi azalan, askeri gücü yetersizleşen bir Türkiye’yi geriletmek, sömürmek daha kolaydır.

 Eğitimde, sağlıkta, tarımda, savunmada, üretimde kendisine yeten, dünya pazarlarına ürün satan bir Türkiye asla istenmemektedir.

 Arazileri, fabrikaları, bankaları, limanları, madenleri, enerji kaynakları sömürgenlerin elinde olan köleleşmiş bir ülke olmamız şart koşulmaktadır.

 Küresel hırsızların, tefecilerin oyuncağı olmuş bir ülke durumuna düşmek istemiyorsak çok çalışmalı, çok üretmeliyiz.

 Güçlü bir ordumuz olmaz ise bizi lime lime ederler. Sevr Antlaşmasıyla bizi esir aldıklarını sanan küresel hırsızlar bizim yeniden ayağa kalkmamızı asla istemiyorlar.

 Ermenilerin iddialarının arkasında küresel hırsızlar vardır. Kışkırtmayı yapanlar onlardır.

 Küresel hırsızların beslemesi olan sahte aydınların tezlerine asla inanmayınız. Türkiye’de yaşayıp, medyada "Ermenilere soykırım yaptık" diyenler ajanlık yapmaktadırlar.

-ALİ ÖZDEMİR-
 

Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)