adscode
adscode

Eskiye dönmek acizlik mi olur?

Eğitimde ciddi sıkıntılarımız var ve taşları bir türlü yerli yerine oturtamıyoruz. Kırk yıldır, denemediğimiz sistem kalmadı. Görünen o ki, geldiğimiz son nokta, en başa dönmekten başka çare yok!

Eskiye dönmek acizlik mi olur?
Milliyet Diyalog

Bu konudaki değerlendirmeye geçmeden önce, isterseniz gelin, önce şu mektuba bir göz atalım:

“Eğitimde, tek çözüm yolu, zorunlu 8 yıl eğitim öncesine dönmektir.

Zorunluluk kalabilir ama diğer tüm kurallar, önceki sistem gibi olmalı.

Zaten her şey mevcut.

Neden dönülmeli?

1.İlkokul öğretmenleri çok aktifti zira yetiştirdiği öğrenci, sınava giriyordu, bu tatlı bir rekabet oluyordu.

2. Tabii bir yönlendirme vardı, ilkokul mezunu; Anadolu lisesi, fen lisesi, imam hatip lisesi, düz ortaokul, o da olmadı, çıraklık eğitimine yöneliyordu.

3. Kaliteli eğitim vardı. Daha 6. sınıftan itibaren yabancı dille eğitim yapılan okulda öğrenim görülüyordu. Anadolu lisesi ve fen lisesi azdı ama eğitimi kaliteli, öğrencisi başarılıydı.

Daha birçok nedenle eskiye dönmeliyiz ama daha da büyük engel, bir atasözümüz:

Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı…”

İyi mi olur, kötü mü?

8 yıllık kesintisiz temel eğitim, 28 Şubat sürecinin bir dayatmasıydı. Başarılı olamadı.

4+4+4 de, onun yerine, üzerinde yeterince düşünülmeden alelacele getirilen bir sistem oldu.

İlki köy okullarını ve köyleri bitirdi, ikincisi ise eğitim sistemimizin kimyasını bozdu.

Her ikisi üzerine ciddi araştırmalar yapılmalı, artıları, eksileri yeniden gözden geçirilmeli, eğer varsa olumlu yönleri yeniden ele alınmalı ama okurumuzun da sözünü ettiği gibi eski sisteme bir an önce dönülmelidir.

Geçtiğimiz hafta sosyal medyada geniş katılımlı bir anket yaptım, neredeyse hemen herkes, 5 yıllık ilkokul sistemine geri dönülsün istiyordu. Şimdi, eski sisteme geri dönülsün mü, yönünde bir başka anket yapsak, emin olun sonuç farklı olmaz!

Eski sistem çok netti.

Zengin, fakir, nüfuzlu, sıradan, okumuş, okumamış, herkesin çocuğu devlet okuluna gidiyor, temel askerlikte olduğu gibi, bir devlet ve vatandaşlık kültürü alıyordu.

Sonrasında, Anadolu liseleri ve kolejlere giriş sınavı vardı. İsteyen o sınava girer, istemeyen mahalledeki ortaokula devam ederdi.

Anadolu liseleri, kolejler ve yabancı okulların, o zamanlar, ortaokul bölümleri de vardı. Tek sınav ve tek yerleştirme ile öğrenci alınır ve bugün olduğu gibi kaos yaşanmazdı.

Fen liselerine ise ortaokulda Türkçe, matematik, fen dersleri 5 üzerinden 4 ve üstü olanlar başvururdu.

Anadolu liseleri ve kolejlerde hazırlık sınıfı vardı ve mezun olanların tamamına yakını yabancı dil bilerek mezun olurdu. Çünkü derslerin bir bölümü yabancı dille yapılır ve hazırlık sınıfı da bu donanımı sağlardı.

Bu okulların öğretmenleri liyakate dayalı olarak seçilir ve sınıf mevcutları 32’yi geçmezdi.

Kazanan emeğinin karşılığını aldığına sevinir, kazanamayan da öküzün altında buzağı aramaz ve en yakındaki okula giderek, kaçırdığı treni üniversiteye girişte yakalamak isterdi.

Meslek liseleri de, bugünkü gibi çocuklarımızı mesleklerden uzaklaştıran değil onlara altın bilezik kazandırıp, kısa yoldan hayata hazırlayan okullardı.

Her şey yolunda giderken, sonra her şey altüst oldu. Daha da iyileştirelim dedikçe, eğitim sistemimiz içinden çıkılamaz hale geldi.

Eskiye dönmek, acizlik mi? Kesinlik hayır. Eğer yeni denemeler yapmamış olsaydık, eskinin daha iyi olup olmadığını anlamazdık. Ama tüm denemeleri yaptıktan sonra gördük ki, eski sistem daha iyiymiş. Ama, hakkını vererek yapıldığında!..

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :

Etiketler :

Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)