adscode

Gül: Üniversiteleri esnek hale getirmeliyiz!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üniversiteler yeniden düzenlenirken, daha esnek olmalarının, daha geniş bir biçimde tartışılmasını isteyerek, ''Üniversitelerde, departmanlar, disiplinler arasındaki geçişleri…

Gül: Üniversiteleri esnek hale getirmeliyiz!
Özel Eğitim

 

Cumhurbaşkanı Gül, himayesinde YÖK tarafından düzenlenen ''Uluslararası Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar'' konulu kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, üniversiteleri, uluslararası rekabette öne geçirmenin yegane yolunun, onların farklılaşabilmeleri için akademik, idari ve mali esneklik sağlanması gerektiğini ifade etti.

     Üniversitelerin farklılaşması gerektiğini, bunun temelinde, dünya ile rekabet etmesi gereği bulunduğunu belirten Gül, bugünkü sistemi taşıyabilmenin gerçekten mümkün olmadığını söyledi.

     Abdullah Gül, ''İstanbul'daki, Ankara'daki Türkiye'nin en köklü ve uluslararası planda en tanınmış üniversiteleriyle diğer üniversiteleri aynı sistem, kural ve tedbirler içinde yönetmek ve onlara böyle hareket edeceksiniz demenin, Türk gençliğine büyük bir haksızlık olduğu kanaatindeyim'' dedi.

     Üniversiteler yeniden düzenlenirken, daha esnek olmalarının, daha geniş bir biçimde tartışılmasını istediğini ifade eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

     ''Üniversitelerde, sadece fakülteler, kürsüler şeklinde departmanlar şeklinde değil, departmanlar, disiplinler arasındaki geçişleri esnek hale getirmemiz gerekmektedir. Bir öğrenci ve öğretim üyesinin, bir yerde başladıktan sonra ilelebet orada devam edecek diye bir şey olmaması gerekir. 18 yaşında üniversiteye giren bir öğrenci geleceğin ne olduğunu, kendi kabiliyetlerini üniversite imtihanlarından sonra öğrenmektedir. Dolayısıyla bu öğrencilere gerçekten başka disipline geçme arzuları samimi, kararlıysa ve bu yönde başarı ele edebileceklerine inanıyorsanız, ona o imkanı da tanımak gerektiğine inanıyorum. Üniversitelerde fakültelerin ve bölümlerin dışında araştırma merkezleri, enstitüleri daha elastik ve özgür şekilde tanımanın gerektiğine inanıyorum. Önceki görevlerim gereği biliyorum. Bazen öyle araştırma merkezleri ve enstitüler açma çabası içinde oldum ve kanunlar, YÖK, hukuk, öyle engeller çıkardı ki bunlar, Türkiye'de yapılamadı. Başka ülkelerde gördüğümüz güzel örnekleri kendi memleketimizde de taşıyalım denildiğinde, 'Bunlar asla olmaz' denildi. Artık Türkiye'de sürdürülemeyen statükonun muhakkak değiştirilmesi gerektiğine inanıyorum.''

    

  REKABET EN ÖNEMLİ UNSUR

    

     Cumhurbaşkanı Gül, YÖK'ten aldığı bilgiler ışığında, yükseköğretime erişim konusunda son 3 yılda önemli değişiklikler olduğunu gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:

     ''Ama tekrar şunun altını çizmek istiyorum. Bazen rakamlar ve istatistikler bizi aldatabilir, tabii ki herkesin yükseköğrenim görmesini isteriz. Bu sayının yüksek olmasını gördüğümüzde mutlu oluruz. Ama niteliği, kaliteli eğitimi kesinlikle ihmal etmememiz ve bunun farkında olmamız gerekir. Yoksa bu bizi uzun vadede aldatır ve Türkiye'ye iyilik yapmamış oluruz. Bir taraftan kitle halinde yükseköğretime girenlerin sayısını genişletirken, diğer taraftan da bunların içerisinden birinci sınıf, dünyanın en iyi üniversiteleriyle yarışabilecek üniversiteler çıkartmamız gerektiğine inanıyorum. Bu noktada rekabetin en önemli unsur olduğuna inanıyorum. Devlet üniversiteleri arasındaki rekabeti elastik bir yapıya kavuşturduğumuzda, performansları açık ölçüldüğünde ve ilan edildiğinde bu rekabet başlayacaktır. Ziyaret ettiğim üniversitelerin rektörlerini burada da görüyorum. Hepsine şu soruyu sorarım. Sadece öğretim üyelerinin yayınları bize ölçü olmamalı. Gittiğimiz her yerde performanslar anlatılırken, standart olarak yayınlara referanslarda bulunulmaktadır. Muhakkak Türkiye'de çok önemli yayınlar bulunmaktadır. Bu konuda büyük bir atılım var, bununla gurur duyuyorum. Ama patentler, kullanılan fonlar, uluslararası kaynaklardan kullanılan fonlar, üretilen yeni teknolojileri de başarı listemize koymamız ve başarı ve mukayeseyi böyle yapmamız gerekmektedir.''

    

 KRİTERLERDEN TAVİZ VERİLMEMELİ

    

     Vakıf üniversitelerinin, üniversite dünyasında önemli bir yer aldığını belirten Gül, vakıf üniversitelerinin eğitim hayatına ne kadar geç ve ne türlü zorluğa rağmen, hangi şartlarda başladığını herkesin bildiğini anlattı.

     Bugün vakıf üniversitelerinin sayısının çoğaldığını, bunun da teşvik edilmesi gerektiğini YÖK'e tavsiye ettiğini anlatan Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

     ''Bu teşviği yaparken bir noktayı da eklemek isterim. Asla kriterlerden de taviz verilmemeli. Türkiye, buna benzer vakıf üniversitesi değil, ama özel üniversite statüsünde açılan üniversitelerle ilgili deneyimi geçirmiştir. Bugün vakıf üniversiteleri büyük bir özveri ile çalışmaktadır. Devlet üniversitesi ile vakıf üniversitesi arasında bir ayrımın da yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Kim daha iyi yönetiyor, eğitim veriyorsa, kimin performansı iyiyse açıkçası onu daha çok desteklemenin doğru olduğu kanaatindeyim. Ama kriterleri sağlam uygulamak gerekir. Herhangi bir istisnaya da yol açmamak gerekir. Esas rekabeti de vakıf üniversiteleri ile devlet üniversitelerinde görüyoruz ve Türk eğitim sisteminde esas rekabet sistemi, onlar sayesinde başladı. Vakıf üniversitelerinin değerini bir kez daha takdir ettiğimi ifade etmek istiyorum.''

 

Kongrenin koordinatörü YÖK Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay, kongrenin Türk yükseköğretim tarihi açısından bir milat olmasını dilediğini söyledi.

  Günay, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayelerinde, YÖK tarafından düzenlenen kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, kongrede, 25 ülkeden, yükseköğretimin bütün alanlarını kapsayan 300 konuşmacının paralel oturumlar halinde konuşacağını ve kongrenin internetten canlı yayınlanacağını belirtti.

     Kongreye Türkiye'den 90 konuşmacının katılacağını ifade eden Günay, kongrenin yükseköğretimin küresel ve ulusal ölçekte durumunu anlamak açısından yurt içinden ve dışından katılan akademisyenlerin birikimlerini ve fikirlerini paylaşacağı bir meydan olacağını kaydetti.

     ''Neden Türkiye'de yükseköğretim konusunda böyle bir kongre düzenleniyor?'' diye soran Günay, Türkiye'de yükseköğretim alanında oluşan bir çok yargı, slogan ve ezber bulunduğunu, ülkede yükseköğretim alanında önemli bir birikim de olduğunu dile getirdi.

     Kongrenin Türk yükseköğretim tarihi açısından bir milat olmasını dileyen Günay, Türk yükseköğretim sisteminin ülke sathına yayılmış olarak 165 üniversitesi, 3,5 milyon öğrenci ve 105 bini aşan öğretim elemanıyla kompleks ve büyük bir sistem haline geldiğini anlattı.

     Akademik yayınların her geçen yıl arttığını belirten Günay, Türk üniversitelerinin kendi birikimlerinden bir sistem dizayn etmelerini beklediklerini kaydetti. Günay, Türkiye'deki üniversitelerde teorik çalışmaların pratiğe dönüşmesinde bir ''ölüm vadisi'' olduğunu, birçok çalışmanın üretime dönüşmeden bu ölüm vadisinde telef olduğunu ifade ederek, ''Bütün bu sorunları nasıl aşabiliriz, sistemdeki problemler nedir, gelecekte nasıl bir yükseköğretim sistemi öngörmeliyiz, bunun üzerinde bir tartışma meydanı olsun istiyoruz. Yükseköğretimin tartışılacağı bir 'yükseköğretim meydanı' oluşturmak istiyoruz. Yükseköğretimde ileride yapılacak düzenlemeler için bir zemin oluşturacağız. Bunu bir başlangıç yapmak ve Türk yükseköğretiminin bütün boyutlarıyla uluslararası çapta tartışılmasını sağlamak istiyoruz'' dedi.

     Günay, kongrenin, 165 üniversitesiyle her geçen gün biraz daha olgunlaşan sistemin sorunlarının tespit edilmesi ve öneriler geliştirilmesinde önemli bir platform olacağını söyledi.

    

  KONGREDEN NOTLAR

    

     Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesinde, YÖK tarafından düzenlenen ''Uluslararası Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar'' konulu kongre 3 gün sürecek.

     Türk ve yabancı bilimadamlarının yoğun ilgi gösterdiği kongreyle ''Türkiye ve dünyada yükseköğretimle ilgili yöneliş ve öngörülerin tartışılacağı bilimsel bir forum oluşturulması'' hedefleniyor.

     Yükseköğretimle ilgili temel sorunların tartışılması ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesinin amaçlandığı kongre sonucunda, ''Türk yükseköğretimi ile ilgili uygulanabilir, inovatif ve stratejik yaklaşımların ortaya konulması'' planlanıyor.

     Kongrede konu başlıkları ''Yükseköğretim Felsefesi: Tarihsel Süreç İçerisinde Yükseköğretimin Geçirdiği Evreler, Günümüzde Yükseköğretim, Gelecek Yükseköğretim Paradigması; Küreselleşme ve Uluslararasılaşma: Mega Üniversite, Cazibe Odaklılık, Mobilite, Değişim Programları, Bologna Süreci; Girişimci Eğitim, İnovasyon ve Ar-Ge Stratejileri: İnovasyon, Ar-Ge Stratejileri, Girişimcilik, Yükseköğretim Araştırmaları, Yükseköğretimde Bilgi Yönetimi; Yükseköğretimde Kalite Güvence Sistemi: Kalite Güvence Uygulamaları, Akreditasyon, Mesleki ve Yapısal Yeterlilikler, Yetkinlikler, Üniversitelerin Sıralanması; Yükseköğretim Finansmanı: Finansman Modelleri, Maliyet Hesapları, Özel Üniversite Uygulamaları; Üniversite, Toplum, Endüstri ve İş Dünyası İlişkileri: Üniversite-Sanayi İşbirliği Modelleri, Toplum Üzerindeki Etkiler, Teknokentler, Yaşam Boyu Öğrenim, Teknoloji Transfer Ofisleri, Sosyal Sorumluluk Projeleri; Üniversitelerin Yapılandırılması: Uzaktan Öğrenim, Yaşam Boyu Öğrenim, Anabilim Dalları ve İçerikleri, Modüler Eğitim, İnovatif Üniversite, Bilim Adamı Yetiştirme, Atama Yükseltme Kriterleri; OrtaÖğretimden Yükseköğretime Geçiş: Seçme ve Yerleştirme, Orta Öğretimin Yükseköğretime Etkileri; Vakıf ve Özel Üniversiteler: Temel Sorunlar ve Yönelişler; Yükseköğretim ve Öğrenci: Öğrenci Konseyleri, Temel Beklentiler, Öğrenci Merkezli Eğitim, Sosyal Konseyler, Öğrenci Kulüpleri, Öğrenci Temsil Yetenekleri, Kampüs Yaşamı'' olarak belirlendi.

 

 

 

 

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)