Sınav Terörü!!!

Yazılanları okuyunca siz de hak vereceksiniz.
Az değil yılda 10 milyon çocuk ve gencimiz bu cendereden geçiyor. Aileleri de onlarla birlikte eziyetin her türlüsünü yaşıyor.
İşte sınavlar yüzünden yaşamları altüst olan bir velinin üst makamlara yazdığı o değerlendirme:

Yok olan gelecek!
“PKK terörü 30 yılda 40 bin kişinin hayatına kastederken, sınav terörü her yıl milyonlarca çocuk ve ergenlik yaşındaki gencimizi, aile ve çevresiyle birlikte gözlerimizin önünde yok ediyor.
Oğlum, bu yıl üniversite sınavına giriyor, çocukluğundan beri anlam veremediği, 40 satır mı, kırk katır mı anlayışı ile ölçme ve değerlendirmeye tabi tutulması sonucu maddi-manevi sağlığını kaybetmiş durumda.
Çocuklarımız;
1- Öncelikle ailesine,
2- Eğitim kurumlarına,
3- Akrabalarına ve topluma,
4- Kendilerine, olan inanç ve güvenlerini tamamen kaybetmekle kalmayıp, bütün bu değerlere karşı düşmanca tavır almaya başlamış, daha oyun yaşında, sevmeleri gereken insanlardan, hayvanlardan ve çevreden nefretle uzaklaşmışlardır.
Daha, 18 yaşında, sınavdan başka hiçbir şeyi, hiç kimseyi, yakınlarının cenazesini, düğününü, bayramı, seyranı önemseyemeyen, göremeyen, duygulanamayan, üzülemeyen, heyecanlanamayan, insandan çok, bir sınav makinesi gibi üretmeden, ruhsuz ve asalak bir şekilde, sadece çıkarı için yaşamayı amaç edinmiş bir ucube nesil, netice itibariyle 5 diplomayı birden hak etmiş olsa bile, bu ülkeye ve topluma vereceği, yansıtacağı tek şeyin, bencilliği ve acımazsızlığı olduğunu görüyor ve düşünüyorum.
(Yeni mezunların çalıştıkları işyerlerinde yapılacak akademik bir araştırmayla bu durum daha net olarak tespit edilebilir.)
Başta aile olmak üzere, tüm sosyal kesimleri perişan eden bu sınav terörünün; daha oyun yaşında, tükenmiş, bitmiş, ailesine ve toplumuna vereceği hiçbir şeyi kalmamış diplomalı yıkıcı nesiller oluşturması gibi, sonucu itibariyle, yıkıcı bir sistemin kendiliğinden, masum, adaleti sağlama hakkı adına, rastgele, iyi niyetli bir yaklaşımla planlanmış olabileceği tartışılabilir diye düşünüyorum.

Çocuk ve gencin organik yapısını bozmadan, mesleki ortaöğretim başarı puanı + eşitler arasındaki kura çekimi ve dikey geçiş yaklaşımı ile bir fakülte bölümüne yapılacak yerleştirmenin, şimdiki sistemden, daha bilimsel, daha insani, daha az yıpratıcı, daha çok güven ve huzur verici ve daha çok adil olacağı kanaatini taşımaktayım.
Ancak, sınav terörüne hayat veren gerekçelerin oluşturduğu, sınav idareleri, dershaneler, alınan harcırah ve yolluklar, parayla üretilen bilmece, kandırmaca kıvamındaki sinsi sorular, özel üniversitelere zorlamayla öğrenci kanalize etme çabaları v.s sanayileşmiş devasa çıkar lobileri, bu ülkede söz sahibi olduğu sürece, çocuk ve gençlere yönelik yapılmakta olan bu sosyal kıyım hız kesmeden sürecek ve neticede bu ülkede terör ad değiştirerek sürekli var olacak gibi görünüyor.
Dilerim, çocuklarımızın kıyımına, diploma karşısında makineye dönüştürülmelerine seyirci kalınmaz da her yıl milyonlarca kişi sınav terörüne kurban edilmez.
MŞT (Çocuğu sınav terörünce yok edilmiş bir veli)

Kim dur diyecek?
Bugüne kadar bu konuda, binlerce yazı yazdık. Hep haklısınız dediler.
Peki, ne oldu?
Sınav sektörü büyüdükçe büyüdü.
Sınavları kaldıracağız denildikçe, yenileri eklendi...
Kabahatli, yani MŞT’nin deyimi ile sınav terörünü yaratan ve yaltaklık edenler hiç uzakta aranmasın.
Suçlu olan, iktidarıyla muhalefetiyle, öğretmen ve velileriyle, sivil toplum örgütleriyle hepimiziz.
En masum olan ise bu terörün mağduru olan çocuklar ve gençlerimiz...
Böylesi can alıcı bir konuda birleşemiyorsak, ortak akıl üretemiyorsak, hangi konuda bir araya geleceğiz?
Ne olur artık bu konuda kendimizi sorgulayalım, diğer önemli sorunlar gibi bu çok önemli mağduriyeti de artık gündemin ilk sırasına oturtalım.
Yoksa, bu terör, diğerlerine benzemez, sinsi sinsi sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de yok eder.
Özetin özeti: Sınavları bir terör belası olarak görmeden, ona göre önlem almadan, bu dertten kurtulamayız!..

Milliyet