adscode
adscode

Daha iyi bir gelecek bizim çocuklarımızın da hakkı...

Çocuk olmak her geçen gün de zorlaşıyor.

aguclu@milliyet.com.tr




Atatürk’ün, 23 Nisan’ı Çocuk Bayramı olarak ilan ederkenki öngörüsü muhtemelen yılda bir kez de olsa, “Çocuklarımız için ne yaptık?” sorusunu akıllara getirmekti.

Peki bu konuda başarılı olduk mu?

Keşke gönü rahatlığı ile kocaman bir evet diyebilseydik…

Çocuk olmak her geçen gün de zorlaşıyor.

Onlara çocukluklarını, gençliklerini yaşatmadan adeta sınav köleleri haline getirdik.

Buna rağmen pek çoğu hala istediği bir okulda okuyamıyor.

Öyle de olsa, yine de Çocuk Bayramı olan tek ülkeyiz!

Gurur verici.

Peki, bu tek başına yetiyor mu?

İşte hafta boyunca bunu bir kez daha sorgulamalıyız.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk günden itibaren en büyük hedeflerimizden birisi de dünyanın en ileri ülkeleri seviyesine yükselmekte.

Bir an için fazla uzağa gitmeden, konuyu dağıtmadan, çocuklarlarımızı Avrupa’daki yaşıtlarıyla kıyaslayalım.

Onlar mı şanslı yoksa çocuk bayramımız olduğu için bizimkiler mi?

Bırakın sosyo/ekonomik göstergeleri, sadece eğitimi ele alalım.

Bizimkiler iyi okullara girebilmek için büyük çabalar harcıyor, onlar hazıra konuyor.

Ne dershane, ne özel ders, ne de rüyalarına giren testler var.

Onlar en iyi okulları evlerinin en yakınında buluyor, biz çok uzaklara gidiyoruz.

Hem çok iyi bir eğitim alıyorlar hem de bayramları olmasa da çocukluklarını doyasıya yaşıyor, hem de ille de üniversite demeden istedikleri mesleklere yönelebiliyorlar.

Biz yetişkinlerin çocuklarımıza bırakacağımız en iyi miras da bu olmalıydı.

23 Nisan’ın felsefesi de sanki buydu.
Bir anlamda çocuklarıma hesap verme günüydü

Mustafa Kemal, sağlığında çocuklar için çok şeyler yaptı.

Yetmedi, gelecekte de onları unutmayalım, hep düşünelim diye 23 Nisan’ı bayram ilan etti.

Çocuklar gülsün, eğlensin, yetişkinler de bütün bir yıl boyunca unuttukları çocukları hatırlasın diye.

23 Nisan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olmanın yanı sıra aynı zamanda onları hatırlama ve onlara hesap verme günü.
Tabii eğer onları hâlâ ciddiye alıyorsak!

Gelin, bugün, yarın hatta bir yıl hep birlikte, çocuklarımız için ne yaptık, bundan sonra ne yapacağız sorusuna cevap arayalım.
Samimiyetle ve hiç mazeret üretmeden.
İşte belki o zaman kendimizi biraz olsun affettirebiliriz.

Hafta boyunca yine hamaset nutukları atılacak. Onları ne kadar sevdiğimiz ve önemsediğimiz söylenecek.

Muhtemelen diğer ülkelerdeki yaşıtlarıyla hiç kıyaslamayacak.

Peki birinci 100 yılın özellikle ikinci yarısında ülke olarak, politikacılar olarak, eğitimciler olarak, veliler ve medya olarak onlar için ne yaptık?

İkinci 100 yıl hedeflerimiz neler?

Eğer bugün, doğru bir durum tespiti yaparsak, bir sonraki ve ondan sonraki 23 Nisanları çok daha büyük coşkuyla kutlayabiliriz.

Hem de şimdiki gibi yüzümüz kızarmadan!
Var mısınız buna?..


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)