Bir kere ağır ders temposu hafifletilmeli.
Bedenen aşırı yorulan çocukların dikkati dağınık olur. Bu anlamda çocuklar çok geç yatmamalı ve uykusunu almış olarak uyanmalı.Çocuklar sağlıklı beslenmeli, her türlü gıdadan almalı, bu süreçte ev tipi beslenme yapılmalıdır.
Öğrencilere sürekli olarak “Heyecan yapma, sakin ol!” diye telkinde bulunulmamalı, bu onları sakinleştireceğine kaygı ve heyecan dozunu arttıracaktır.
MEB’in örnek soruları mutlaka çözülmeli. Öğrencinin hata yaptığı sorular üzerinde durulmalıdır.
Öğrencilere sınav molasında kesinlikle sorularla ilgili konuşmamaları ve soru tartışmamaları söylenmelidir. Molada sınav hakkında konuşmak heyecanı arttırır.
“Matematik çok zor, Türkçe uzun olacak…” gibi önyargılarla korku oluşturulmamalı. Soruların uzaydan gelmediği ve çözdükleri sorulara paralel olacağı belirtilmelidir.
Kodlamada belli bir disiplin olmalı, her soru çözüldüğü anda optik forma geçirilmeli. Sınavın sonunda kodlamaya vakit kalmayabilir veya en sona bırakılan kodlama paniğe sevk edebilir.
Öğrenciye soru çözerken soru hakkında hiçbir fikri yoksa o soruyu çözmemesi; yanlışın doğruyu götüreceği söylenmeli. Eğer iki şıkka kadar eleme yapabiliyorsa mantığına uygun olan şıkkı işaretlemesi söylenmelidir.
Ve son uyarı aileye; çocuğunuzun akademik düzeyine, kişiliğine, psikolojik durumuna göre hareket edin. Hepimizin gönlünde çocuğumuzun Galatasaray Lisesi, Robert Koleji, Kabataş Lisesi, Fen Liseleri ve nitelikli okullarda okuması hevesi var. Çocuğunuza kendi istediğiniz yüklemeyi yapmayın. Beklentinizi çocuğunuza göre ayarlayın. Ne çocuğunuzu çok abartın ne de küçültün!
Bu sınav dünyanın sonu değil! Sizin sınavınız değil!
Hem çocuğun mutluluğu, sağlığı yerinde olsun hem de hakkında hayırlı olan gerçekleşsin!
Siz çocuğunuz için elinizden geleni yaptınız. Bu sınava siz girmiyorsunuz, siz değerlendirilmiyorsunuz.
Ne kazanılan ne de kaybedilen bir sınav çocuğumuza sevgi düzeyimizi belirler!
Çocuk bizimdir, sınav yolda bir basamak…