İşte o elektronik posta;
“Sayın bakanım işsiz orman mühendisleri şüpheniz olmasın KAN AĞLIYOR.”
“Sayın bakanım, Allah'ın izni ve inayeti ile atanmak, takım arkadaşınız olmak istiyoruz. ”
“Sn.Bakanım en çok neye üzüldük biliyormusunuz? 21 mart ormanclık gününde aç gezdik. Hiç kimsenin ormancılık gününü kutlayamadık. ”
“Sayın bakanım 400-500-600.. elinizden ne geliyorsa yapın lütfen bakanım.Küçücük çocuklar gibi, işsizlikten ağlatmayın bakanım. ”
“Syn bakanım mayıs ayında atanmak istiyoruz artık..Bittik, tükendik, eridik bakanım. Sizlerden bol kadro istiyoruz bakanım
“Biz nerede yanlış yaptık bakanım..Orman Mühendisi olmakla hata mı ettik bakanım. Lütfen bizi üzecek rakamlar söylemeyin. Lütfen”
“Sayın Bakanım Allah için sesimizi duyun...Tatlıses'in şarkısı aklımıza geliyor. ORMAN MÜHENDİSLERİNİN GÜNAHI NEYDİ ALLAH'IM. ”
“SAYIN BAKANIM ALLAH RIZASI İÇİN BİZİ DE DUYUN, BİZİ DE GÖRÜN...KADRO İSTİYORUZ BAKANIM. ”
“Sn Bakanım eğer mayısta yaklaşık 300 Orm mühendisne kadro vermezseniz, öldürün bizi daha iyi bakanım. ”
“ Sayın bakanım mayısta 300 civarı orman müh alımı yapılmasını istiyoruz..Sayın bakanım nolur çok görmeyin sadece %10'luk alım. ”
“Veysel Eroglu sayın bakanım orman mühendisleri açlıktan ölüyor.devlet kapısını açın lütfen.yalvarıyoruz.,. “
Kolaylıkla kestirebileceğiniz gibi, bunlar işsiz orman mühendislerinin Çevre ve Orman Bakanı’na yönelik yakarışları*. Ne var ki, orman mühendislerinin işsizlik sorunu bu türden yakarışlarına yol açabilecek boyutlar kazanmış, ama, kimin umurunda? Pek kimsenin umurunda değil ki, işsiz orman mühendislerinin sayısını daha da artıracak iki orman fakültesi açıldı ve en azından Mayıs 2011 başına değin ne meslek örgütlerinden ne de daha önce kurulmuş orman fakültelerinden herhangi bir tepki var. Görünüşe bakılırsa, bu durum, sayıları her geçen yıl daha da artacak olan işsiz orman mühendisleri dışında hiç kimsenin derdi değil; ne orman fakültelerinin, ne TMMOB Orman Mühendisleri Odası’nın, ne Türkiye Ormancılar Derneği’nin ne de “sağlı” sollu” kamu çalışanları sendikalarının. Dahası, işsiz orman mühendislerinin de en azından çoğunluğu neden işsiz kaldıklarının bilincinde değil; değil ki, bu türden yakarışlarla Çevre ve Orman Bakanı’ndan medet umabiliyorlar… Yazık, çok yazık ve bir o denli de ayıptır, ayıp !
Deyiş yerindeyse “ununu elemiş, eleğini asmış” ve de “tuzu kuru” sayılacak bir orman mühendisi olarak bu durum “içimi acıtıyor”, gerçekten de; üç nedenle: BİR: Orman fakültelerini bitirip orman mühendisi olmayı hak etmiş kişiler de insandır; hem kendileri hem de aileleri, emek harcamış, çeşitli özverilere katlanmış, umutlanmışlardır ama şimdi işsizdirler. Onların yukarıya aktardığım türden çaresizlikleri bir insan olarak beni gerçekten de kahrediyor. İKİ: Orman ekosistemleri gerekli işlemler gerektiğince yapılamadığında, deyiş yerindeyse “ayaktayken ölür”. Ormancılıktan azıcık haberli olan herkes bu gerçeği bilebilir. Ormancılığımızda yine azıcık bilgisi olan bilir ki bu işlemler ülkemizde gerektiğince yapılamamaktadır ve yapılamasının başlıca nedenlerinden birisi de ormanlarımızda gerekli nitelik ve nicelikte orman mühendisinin işlendirilmemesidir. Bu nedenle “orman” sayılan yerlerimiz deyiş yerindeyse “yeşil çöle” dönüşüyor. ÜÇ: Orman mühendisleri devlet üniversitelerinin orman fakültelerinde yetiştiriliyor; bu amaçla da kamu kaynakları kullanılıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yurttaşı olarak kamu kaynaklarının çoğunluğu işsiz kalacak orman mühendislerinin yetiştirilmesi için harcanmasını istemiyorum. Bu nedenlerledir ki orman mühendislerinin gerektiğince işlendirilememesini, işlendirilemeyeceklerini bile bile yeni orman fakültelerinin açılmasını ve kimi orman fakültelerinde de ikili öğretim yapma çabalarını bir aymazlık olarak değerlendiriyor; ne yazık ki bu aymazlıklar karşısında sesini çıkarmayanları şaşkınlık ve kızgınlıkla izlemekten başka elimden bir şey gelmiyor. Gelsin istiyorum oysa. Bu değini de, bu isteğimin bir ürünü. Umarım, işsiz orman mühendisleri sorunun hiç olmazsa tartışılmasına bir katkıda bulunabilir. Bulunabilir mi dersiniz? Göreceğiz.
