Önce YÖK ve ÖSYM özgürlüklerini ilan etti. Ardından Cumhurbaşkanlığı Eğitim Öğretim Politikaları Kurulu geldi.
ÖSYM sınavları yüzünden lise eğitimi adeta felç oldu. MEB seyretti. Kalite dibe vurdu, YÖK görmezden geldi.
Yeni sistemde politikaları yüksek kurul oluşturacak, MEB, YÖK ve ÖSYM de uygulayacaktı.
Gelinen noktanın özeti şu: Sanki sistem işlemiyor.
Örneğin, Öğretmenlik Meslek Kanunu, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Öğretim Politikaları Kurulu’nun içine sindi mi? Yaptıkları öneriler dikkate alındı mı?
YÖK ve ÖSYM’den bu konuda görüş istendi mi?
Söz konusu yasa, “Milli” bir konu olduğuna göre, muhalefet partileri ve eğitimin diğer paydaşlarıyla bilgi alışverişinde bulunuldu mu?
Zor bir konu, bu konuda tüm kişi ve kurumların MEB’e yardımcı olması gerekir ama onların da her türlü desteğe açık olması şart. Yoksa başı ağrıyan kendisi olur.
Onca yıl konuşulduktan, onca yıl beklendikten ve onca yıl iktidarda kaldıktan sonra kadük bir yasa çıkartmaya hiç kimsenin hakkı olmamalı. Tam tersine, çıkartanları gururlandıracak ve çok uzun yıllar kalıcı olacak bir kanun için tüm ülke seferber olmalıdır.
Meslek Kanunu (2)
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili ciddi itiraz ve eksiklikler var.
MEB bunları dikkate almalı. “Bırakın Kanunu, yönetmelik bile değil” diyenlere, eğer bu bir çerçeve yasa ise o anlatılmalı. Yoksa sahipsiz kalır.
Zaten adı üstünde taslak. Henüz kesinleşmiş bir şey yok. Ama yine de can sıkıcı.
Taslak hazırlama sürecinde gösterilmeyen ihtimam, umarız Meclis sürecinde gösterilir ve öğretmenlerimiz hak ettikleri bir yasaya kavuşurlar. Bu da o kadar zor olmamalı.
Görünen o ki taslak hazırlama süreci biraz hızlı olmuş. Oysa çok uzun yıllardır konuşuluyordu. Eminiz ki önceki dönemlerde hazırlanan taslaklar da vardı ve onlardan da sanki hiç yararlanılmamış. Keşke Bakanlık raflarında tozlanan diğer taslaklar gibi öğretmenlerin sesine de kulak verilseydi.