Andaç Baran Cezayirlioğlu (andac@ovygo.org)
LGS sonuçlarının açıklanması, hem ailelerin hem gençlerin hem de bütün senenin yorgunluğunu üstünden atmak isteyen eğitimcilerin kaçınılmaz olarak ihtiyaç duyduğu ve 27 Haziran’da başlayan dokuz günlük tatilden hemen önceye denk geldiği için, sınava bağlı olarak yapılacak tüm kayıtlar ancak geride bıraktığımız Temmuz’un ilk haftası içinde gerçekleşebildi. 8. sınıfı bitirerek lise eğitimine adım atacak gençlerin aile meclislerinde bayram boyunca sık sık okulların, tercihlerin veya tatil çıkışı yapılacak okul kayıtların konuşulduğuna emin olsam da LGS sonrası asıl koşuşturmaca sınav açıklanır açıklanmaz değil, bir haftalık zorunlu bir aradan sonra gerçekleştiği için de aslında hem ailelerin hem de gençlerin değerlendirmeye, düşünmeye ve kıyaslamaya daha fazla zamanı, bir an önce olsun bitsin demeden ölçüp tartmaya daha fazla imkanı oldu. Okullar da aslında velilerine ve potansiyel öğrencilerine kayıt öncesi bir değerlendirme fırsatı sunmaktan çekinmedi, keza sınavın açıklandığı 23 Haziran’dan Arife gününe ikisi hafta sonuna denk gelen dört gün içinde birçok nitelikli özel okul kayıt görüşmesi gerçekleştirmedi veya okula kayıt almadı.
Ancak bayramdan sonra bir anda çok hızlı bir şekilde özel okullardan bilgi gelmeye başladı. Bayram tatilinin takiben 5 Temmuz Çarşamba günü LGS sonuçlarıyla kayıt alan birçok nitelikli özel okul dokuzuncu sınıf kayıtlarının tamamlandığı sosyal medyada paylaştı, takip eden Cuma gününde ise Türkiye Özel Okullar Derneği’ne üye (TÖZOK) ve LGS ile kayıt alan 76 özel okuldan 72’si kayıtlarını tamamladığını bildirdi. İşin ilginç tarafı, LGS puanını esas alarak öğrenci alacağını beyan etmeyen ve nitelikli sayılabilecek özel okullar da dokuzuncu sınıf kayıtlarının büyük bir kısmını doldurdu. Keza birlikte birçok projeye imza attığımız ve Türkiye’nin birçok farklı coğrafyasında çalışan okul müdürü arkadaşlarımızla o hafta boyunca telefonda konuştuğumuzda her biri aynı şeyi söylüyordu: ‘Bayram çıkışı ilginç bir yoğunluk, ilgi ve kayıt kalabalığı var.'
Bunun birçok sebebi var ve Türkiye şartlarında akla ilk gelen sebep aslında bu yoğunluğu açıklayan en etken sebep: eğitim ücretlerinin daha da artmasına fırsat vermeden ve öğrencilerin LGS sonucuna bağlı olarak özel okullardan burs kazanıp kazanamayacağı belli olmuşken kayıt sürecini tamamlamak ve vadeyi olabildiğince uzun tutarak eğitim ödemelerini bir an önce başlatmak. Bu durum, ekonomik kararlar söz konusu olduğunda rasyonel hareket etmesine alışkın olduğumuz beyaz yakalı velilerden beklediğimiz bir davranış. Ancak okul müdürleriyle sohbetin ilerleyen dakikalarında aslında neredeyse hepsinin ağız birliği yaprak paylaştığı ve gerçekten şaşırtıcı bir konu var ki üstünde düşünüldüğünde galiba bu yoğunluğun ve ilginin sebebini açıklayacak ikinci etken olabilir: Görüştüğüm 21 okul müdürü ve kayıt sorumlu müdürü içinden 17’si, kayıt görüşmesine gelen velilerin geçtiğimiz yıllara oranla oldukça bilinçli ve bilgili olduğunu, velilerin görüşme öncesi araştırma yapıp ellerinde sorularla geldiklerini ve özellikle uluslararası müfredatlarla ve yurt dışı eğitim fırsatlarıyla ilgili detaylı sorular sorduklarını belirtti.
Yazının başında bahsettiğim gibi bayram tatilinin yarattığı zorunlu aranın da katkısıyla sınav sonuçlarının açıklanması sonrası araştırmalarını okulları tek tek ziyaret etmek yerine tatil boyunca internet başında araştırma yapan veliler, sanıyorum ki sayıca daha az okulu daha uzun sürelerle ziyaret ediyorlar. Keza müdürlerimizin paylaştığı gibi veliler belirledikleri okulları daha sık eleyip ince dokuyarak değerlendiriyorlar. Her ne kadar sekizinci sınıftan liseye geçerken, eğer öğrenci başka bir okulda ciddi bir burs kazanmıyor veya daha seçkin bir okula geçmiyorsa özel okul velileri genelde kurum devamlılığından yana tercih gösterse de, ortaya çıkıyor ki sekiz yıllık eğitim sonrası kurum değiştirmek isteyen veliler kayıt görüşmelerine giderken daha bilinçli hareket ediyorlar.
Bu noktada belirtmem gerekir ki, benim temasta olduğum okul yöneticilerinin tamamı okullarında uluslararası program uygulayan ve yurt dışında üniversite eğitimi için öğrencilerine imkan, fırsat ve kaynak tanıyan okulların yöneticileri. Bazıları ulusal müfredatın yanında IB veya CIE (Cambridge International Education) gibi uluslararası müfredatları uygulama aşamasında birlikte çalıştığımız, bazıları CollegeBoard Advanced Placement kursları ve sınavları uyguladığımız, bazıları çift diploma programı geliştirdiğimiz, bazıları ise lise eğitimi boyunca yurt dışında uygulanan lise değişim gibi eğitim programları uygulaması gerçekleştirdiğimiz okullarda çalışıyorlar; ancak hepsinin ortak yönü bir şekilde uluslararası eğitimi okullarında uygulayan okullarda olmaları. Keza son yıllarda ivmelenen ve genelde genç profesyonellerde ve üniversite mezunlarında gözlemlenen yurt dışı eğitim ve uluslararası eğitim programları ilgisi artık lise seviyesine kadar inmiş, lisede öğrencisi olan velilerin radarına girmiş durumda. Şimdilik sadece nitelikli eğitim sunan veya eğitim önerilerini çeşitlendirerek nitelikli veli ve öğrenciyi cezbetmeye çalışan eğitim kurumlarının yatırım yaptığı uluslararası eğitim ve yurt dışı eğitim programları, bu kayıt döneminde lise velilerinin en çok soru sorduğu ve öğrenmek istediği konuların başında geliyor anladığımız ama, eğitim sektörü için daha önemlisi bir haftadan kısa sürede kaydını dolduran okulların neredeyse tamamının uluslararası bir program veya yurt dışı eğitim programı uyguluyor olması, aslında bu programların eğitim kurumları için de ciddi bir kayıt argümanı olduğunu gösteriyor. Gün geçtikçe daha fazla velinin ve öğrencinin talepkar olacağı uluslararası programlar ve yurt dışı eğitim programları, okullarını ve eğitim önerileri geliştirmek isteyen kurucular ve yöneticiler için de gün geçtikçe göz ardı etmemek gereken ve yatırım gerektiren konuların başında gelecek gibi duruyor.