adscode

Mağdur Öğretmenlerin Avazı Sosyal Medyada

Mağdur öğretmenler,Bakan Dinçer'e seslerini duyurabilmek için facebook'ta 'Şubat 2012 MEB Özür Gurubu Mağduru Öğretmenler'sayfasında tek yürek oldular. 'Bizi ailelerimize kavuşturun'

Mağdur Öğretmenlerin Avazı Sosyal Medyada
Özel Eğitim

Sayın Bakanım;

2010 yılı atanan öğretmenlerin, suçu nedir ki, her KHK ile hep onlar madur ediliyorlar. Onların döneminde İlk kez şubat ataması yapılmadı, hazirana kadar bekletildiler. 4 Haziran da atanmalarına rağmen 1 Eylül 2010 a kadar göreve başlatılmayarak bekletildiler. (Sebebi 31 Ağustos'da biten özür gurubu atamalarının süresinden faydalanamasınlar diye Bakanlığınızın kurduğu tuzakmış) Özür gurubu tayinlerinde her sene yaz tatilinin son günü baz alınırken, ilk kez onlarda resmi tatil olmasına rağmen 31 Ağustos tarihi baz alınarak, bu yaz faydalandırılmadılar. Bir araya gelmeye bekleyen, 1.000 lerce aile madur bırakıldı. Seslerini duyurmaya çalıştılar, Bakanlığınız tarafından Şubat özür gurubu beklemeleri konularında ikna edilmeye çalışıldılar. Tekrar 6 ay daha ayrı kalmalarına neden olarak madur bırakıldılar. Göz yaşları sel oldu, sabır denildi, fedakarlık yapıldı, eşleri tarafından ve en önemlisi Bakanlığınızın tavırlarıyla Şubat atamalarına beklemeleri kabullendirildi.

 Bu durumu, bu haksızlığı daha kabullenememişken, kendilerini, umutlarını, Şubat'ta eşlerine ve çoçuklarına kavuşmaya bağlamışken, sizin Bakan olmanızla beraber KHK nenin acı yüzüyle tekrar tanışmak zorunda kaldılar. Nedense bütün maduriyetler 2010 yılı Puanla atananlara oldu. Seçim öncesi binlerce sözleşmeli, KHK ile kadroya alınarak hizmet birleştirilmesi yapılarak, ödüllendirildiler. Sözleşmeliyken ve direk yüksek puanla kadrolu atananlar ise cezalandırıldı. Hepsi yüksek puan aldıkları için bin pişman oldu. Eşler, öğretmen adayları tercihlerini yaparken, mevcut kanunlara, yönetmelikleri baz alarak, doğuyu terör bölgelerini tercih ettiler. Çünkü 1 yıl kalmaları gerekiyordu. Aksi halde tercih etmeyeceklerdi. Onlar atandıktan sonra değiştirilen bütün yönetmelik ve KHK ler sayesinde kandırıldılar. Eğer bilselerdi, oraları tercih etmeyceklerdi. Kimse ailesinden eşinden çoçuğundan 2 yıl ayrı kalmayı göze alamaz (Siz kaç gün kalabilirsiniz?), yada başından belli olsaydı, insanlar ona göre tercih ederlerdi. Şimdi bu kadar madur olan 2010 yılı atananları, Şubatta eşlerine kavuşmayı beklerken, siz nasıl bu kadar insanın vebalini üzerinize alır da onları "3 aycık daha fedakarlık yapacaklar (Söz konusu bahsettiğiniz tarih 6 aydır 180 gündür)", ve "okullarından ayrılan öğretmenler olunca o çoçuklar ağlıyor onlara yazık değil mi? (O çoçuklar hergün o öğretmenlerini taşlıyorlar, o çoçukların aileleri o öğretmenleri kaçırıyorlar, o çoçukların abileri o öğretmenlerin 

evinin önünde polislerimizi şehit ediyorlar, o çoçuklar her gün ellerinde molotoflar, ses bombaları ile öğretmenlere saldırıyorlar...; bu çoçuklar mı ağlayacak?... Siz o bölgelerde, Bakan kimliğinizi ve korumalarınızı bırakarak, kaç gün öğretmenlik yapabilirsiniz? Üstelik Bayan Öğretmenlerimiz tek başlarına eşlerinden çoçuklarından ayrı, savunmasız ve kimsesizler. Hiçbirinin can güvenliği yok...) diyerek, can güvenliklerini sağlayamadığınız öğretmenlikleri fedakarlığa davet ediyorsunuz. Acaba MEB'ı MEB'lığı olarak, 365 güncük daha madur ettiğiniz öğretmenleri, aileleri, onların çocuklarını, eşlerini, "3 Aycık daha fadakarlık yapsınlar" diye bahsettiğiniz öğretmenlerimize çoçuklarına ve ailelerine Siz neden "1 güncük (31 Ağustos baz alınmayıp 1 Eylül baz alınsaydı ki yaz tatilini son günü 2 Eylül'dü kimse madur olmayacaktı.)" fedakarlık yapıp da bu maduriyetlerini gidermediniz???, Hadi sizin Bakanlığınız dönemi değildi o tarih, Sizin Bakanlığınız dönemi, bu dönem neden siz fedakarlık yapıp, Şubat'ı da beklemeden biran önce bu öğretmenlerin, ve ailelerinin maduriyetini gidermiyorsunuz artık da hala daha nasıl madur ederiz derdine düşüyorsunuz?, Neden biran önce Aileleri birleştirmiyorsunuz, tamam dönemin yarısında yapılamaz diyorsanız ve Öğretmenlerin de Bakanı, onların maduriyetleri ve sorunlarıyla da ilgileniyorsanız, herkesin beklediği, kendilerini Şubat'a göre planlayıp bütün hesaplarını bunun üzerine kuran öğretmenleri ve ailelerini, cezalandırmaktan vazgeçmelisiniz. Bu yıl son kez de olsa planlanan Özür gurubu atamalarını yapmalısınız o zaman. Eğer bundan sonra yılda bir kez yapılacaksa özür gurubu atamaları, bunu atama yapmadan önce duyurursunuz, ona göre atama yaparsınız, insanlarda ona tercih yapar, ona göre plan yapar. Burası Türkiye Cumhuriyeti, burada Adalet, Hukuk, Aile birliği, Demokrasi, İnsan Hakları varsa bu böyle olmalı. Burası ben yaptım böyle olacak denilen Şeriat Devleti olmamalı.

Saygılarımızla,

2010 yılı atanan öğretmenler, ve bütün özür gurubu maduru öğretmenlerimiz adına.

Önder KAYA

*****

15.10.2011

Sayın Bakanım

Geçen ay resmi gazetede yayınlanan ve yürürlüğe giren KHK ile birçok meslektaşım gibi ben ve yine öğretmen olan eşim büyük bir mağduriyet içerisindeyiz. Aramızda tam tamına 1650 km bulunmakta. Gece yarılarında telefonda eşimin ağlayan sesiyle uyanıyorum. Bu büyük bir acıdır. Yaşamayan bilemez, anlatılamaz Daha geçen aya kadar yapılan bütün planlarımız alt üst oldu. Psikolojimiz bozuldu. Her şey yarım kaldı. Yeni başlayan evlilik hayatımız heyecan ve umutla devam ederken, “Beş ay sonunda artık hep beraberiz” diye kendimizi teselli ederken bir sabah bu hayatımızı alt üst eden KHK haberiyle sarsıldık ve hala şokunu üzerimizden atamadık. O büyük umutlarımız yerini mutsuzluk, çaresizlik ve hüzün aldı. Eşim 1650 km öteden “Ne yapacağım ben şimdi?” diye haykırdıkça sessizliğe gömülüyorum. Söyleyecek tek bir söz bile bulamıyorum artık.

Tek umudumuz şu günlerde yayınlanması beklenen yönetmelikte. Bu yönetmelikte son kez de olsa bizim gibi mağdur olan meslektaşlarımızın sıkıntılarını giderecek bir düzenleme yapılması istiyoruz. Bu bizim yeniden hayata bağlanmamızı sağlayacaktır. Daha önceden böyle bir uygulamanın geleceğini ve ocak ayında özür gurubu atamalarının yapılmayacağını öğrenseydik planlarımızı ona göre yapar mağduriyetler yaşamazdık. Yazın yaptığım düğünümü bir sene daha ertelerdim.

Okulumda derslere büyük bir umutsuzluk ve sıkıntıyla giriyorum. Kendimi toparlamaya çalışsam da aklım eşimde evimde kalıyor. Sizden ricamız ve arzımız lütfen sesimizi duyun ve bu mağduriyetimizi ortadan kaldırın. Her geçen gün daha da kötüye gidiyoruz. Şu yeni başlayan mutluluğumuz çok kısa sürdü. Umutlarımız ve hayallerimiz hepsi yok oldu.

Lütfen Sayın Bakanım. Yardımınızı esirgemeyin ve yüzümüzü güldürün. Okulumda öğrencilerimin karşısına gerçek, samimi, içten bir gülümsemeyle çıkmak istiyorum. Telefonda eşimin ağlamasını kendini kahredişini değil, gülümsemesini hissetmek istiyorum. Siz Sayın Bakanımızın çalışanlarınızın yanlarında olduğunuzu ve mağduriyetlerimizi giderdiğinizi görmek istiyorum.

 

SAYGILARIMLA…

 

 

                                                                                                          Sınıf Öğretmeni

                                                                                                   Munir Hüseyin CODAR

*****

 

Sayın bakanım;

Ben Muş'un bir ilçesinde öğretmenlik yapmaktayım. Buraya, bir yıl sonunda adaylığım kalkacak ve eş durumu özrü nedeniyle Ankara'ya döneceğim düşüncesiyle geldim. Çünkü şimdiye kadar uygulama böyleydi. Ağustos ayında tayin isteyeceğimi ve artık çocuğumla birlikte eşime, evimize, tüm sevdiklerimize kavuşacağımızı düşünürken kılavuzda yer alan "31 Ağustosta 1 yılı dolanlar başvurabilir" ifadesi tüm hayallerimizi alt üst etti. Sadece 2 gün göreve geç başlatılmış olmam nedeniyle bir dönem daha ailemden uzaklaşmak zorunda kaldım. Bir dönem çabuk geçer, yapılacak bir şey yok dedim. Bütün ümidimi Şubat ayındaki atamalara bağlamıştım ve planlarımı ona göre yapmıştım. 1. eğitim-öğretim dönemi sonunda Ankara'ya döneceğimi düşünerek, oğlumun eğitimi bölünmesin, iki ayrı okulda alışma süreci yaşamasın diye oğlumu Ankara'da bir okula kayıt ettirdim. 4,5 ay yavrumdan nasıl ayrı kalırım diye düşünürken bu ayrılık süreci  yapılan açıklamayla 10 aya çıktı. Bir annenin çocuğundan bu kadar zaman ayrı kalması hangi vicdana sığar. Ki böyle bir uygulama yapılacağı zamanında açıklanmadı. Haberimiz olmadan görev yerlerimize geldik. Benim gibi binlerce öğretmen planını Şubat atamasını dikkate alarak yapmıştı. Daha erken bir zamanda bu açıklama yapılsaydı ben oğlumdan ayrılmaz onu da yanımda getirirdim. Eğitim-öğretim aksamasın, çocuklar öğretmenlerinin peşinden ağlamasın, öğretmenlerimiz biraz fedakarlık yapsın diyorsunuz . Amaç eğitim-öğretimi aksatmamaksa neden biz 2011 Ağustos atamalarında gönderilmedik? Öğretmenlerinin peşinden ağlayan çocuklar bu devletin çocukları da öğretmenlerin çocukları bu devletin çocukları değil mi? Benim ve benim durumumda olan öğretmenlerin çocukları ağlamayacaklar mı? Öğretmenler zaten büyük fedakarlıklar yaparak görevlerini sürdürüyorlar. Ama benden (bizden) çocuklarımıza da bu yaşta fedakarlık yaptırmamızı istemeyin. Oğlum geçen eğitim-öğretim yılında babasından ayrı kalarak, bu yıl da annesinden ayrı kalarak yeterince fedakarlık yaptı. Lütfen bu süreyi daha fazla uzatmayın. Eğitim-öğretim aksamasın diye yapılan bu çalışma tam tersine eğitim-öğretimi daha da aksatmakta. Öğretmenler bu haber sonucunda 2011-2012 eğitim-öğretim yılına ümitsiz, hüsrana uğramış bir halde başladılar. Kimisi hastalandı, kimisi psikolojik sorunlar yaşıyor, kimisi rapor alarak çocuğunu, eşini görmek için az zamanda çok mesafe kat etmek zorunda kalıyor. Görevimize konsantre olamıyoruz ve bu yılın bu şekilde verimli olacağına inanmıyoruz. Lütfen bu uygulamanın öğretmenlere ve yakınlarına yapılan bir zulüm olduğunu görün. Sizin de eşiniz, çocuklarınız var. Durumumuz yaşanmadan anlaşılacak bir durum değil ama lütfen öğretmenlerle biraz empati kurmaya çalışın. Sizin çocuğunuz size; "neden evimizi bırakıp gidiyoruz, Ankara'da okul yok mu da sen buraya atandın?" diye sorsaydı, bir annenin (babanın) yüreğine bıçak gibi saplanan "keşke sen benim babam (annem) olmasaydın" deseydi kendinizi nasıl hissederdiniz? Benim oğlum onu bırakıp geldikten sonra bir ay boyunca bana "anne" demedi. Lütfen bu mağduriyetimizi giderin ve şubatta bizi yavrularımıza, eşimize, sevdiklerimize kavuşturun. Sert bir mizaca sahip olduğunuz söyleniyor ama baba olan biri çocuklarımızın ve bizim bu mağduriyetimiz karşısında taş kalpli biri bile olsa yumuşar. Merhametinize sığınarak yazdığım bu mektubu dikkate alacağınızı ve öğretmenlere yapılan bu haksızlığa son vereceğinizi umuyorum.   

Ayse_06

Sayın Bakanım,

    Öncelikle bir ANNE, bir EŞ ve bir ÖĞRETMEN olarak yazıyorum.. Mağduriyetimizi, hayal kırıklığımızı ailelerimizin yaşadıklarını defalarca dile getirdik.. Bu sessizlik, sessizliğin içinde oğlumun ağlayan sesi, evime özlemim... Ve tüm bunların içinde çok sevdiğim mesleğim.. Birinden vazgeçme noktasındayım.. Kendimizi tamamiyle ocakta yapılacak atamaya hazırlamış, bunun yanında daha iyi neler yapabilirim diye okulumda koştururken aldığım KHK haberiyle yıkıldım.. yıkıldık.. ve kendisini hiç ağlarken görmediğim eşimle saatlerce ağladık.. biz hakettiğimiz atamanın son kez yapılmasını talep ediyoruz.. KPSS'de kopya mağduru olmuş, ancak 7 yıl sonra mesleğine kavuşmuş bir sürü engeli aşmış ve 1,5 yıl eşinden ayrı kalmış bir öğretmen olarak, sizden dileğim ,bu kararınızı binlerce anne ve babayı düşünerek, küçücük yavrularımızı düşünerek bir kez daha değerlendirmeniz..

     ilginize teşekkür ederim..

                                                                           3 YAŞINDA ALİ'NİN ANNESİ..

Canan Orhan

*****

İlk atama sonucu 15 Aralık 2010 tarihinde Mardin ili Dargeçit  Sümer İlköğretim Okulu’na Fen ve Teknoloji Öğretmeni olarak atandım. Öncesinde Afyon ili Başmakçı Şehit Öğretmen Birol İrfan Aşkar İlköğretim Okulu’nda sözleşmeli görev yapmaktaydım.Eşim de Manisa ili Sarıgöl ilçesi Şehit Esin Akay İlköğretim Okulu’nda Sosyal Bilgiler Öğretmeni olarak görev yapmaktadır. 2011 yılı Ağustos ayı içinde yapılan özür grubu tayinlerinde stajyerliğim devam ettiği için atama isteyemedim. Sözleşmeli çalıştığım dönem görevden sayılmadığı için Ağustos ayında adaylığım kalkmamıştı. Eğer kendi puanımla kadrolu atanmasaydım, 632 sayılı KHK ile seçim öncesi kadroya geçseydim hem sözleşmeli çalıştığım dönem sayıldığı için adaylığım kalkıyordu hem de doğu görevinden muaf oluyordum. Ayrıca kademe ve derece olarak da ilerlemiş oluyordum. Benim suçum KPSS’ye çalışarak yüksek puan alıp kadroya geçmem mi? Bu konuda büyük bir haksızlığa uğradım. Her yıl yapılan Şubat ayındaki özür grubu atamalarında eşimin yanına, Manisa’ya tayin isteyecektim. 14.09.2011 tarih ve 28054 sayılı resmi gazetede yayımlanan 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında çıkarılan kanun hükmünde kararnamede özür grubu atamalarının sadece yaz aylarında yapılacağına dair bir madde konulmuştur. Bu maddeden dolayı özür grubu atamam yaz tatiline kadar uzamaktadır. Bu da benim ailemden iki yıl boyunca ayrı yaşayacağım anlamına gelmektedir. Böyle bir uygulamanın Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41. maddesinde "Aile Türk toplumunun temelidir. Devlet ailenin huzur ve refahı için gerekli tedbirleri alır" ilkesine karşı gelmekte ve aile bütünlüğünü bozmaktadır.

            Her yıl Şubat ayı içinde yapılan özür grubu atamalarının tekrar yapılıp atamamın eşimin bulunduğu ile, Manisa’ya yapılmasını istiyorum. Bunun için ben ve benim gibi mağdurlara yardım etmenizi rica ediyorum.

            Şuan hem terör endişesi yaşıyoruz hem de eşimizden ayrıyız. Mutlaka hak yerini bulacaktır değil mi? Yukarıda anlatmış olduğum uğradığım haksızlıklar konusunda kimseye hakkım helal değildir!!

 Cennet YILDIRIM

Sayın Bakanım;

        Mağdur olan öğretmenlere kulak vermenizi dileyerek yazıyorum bu mektubu..

         2.5 yıldır evliyim 2,5 yıldır eşimden ayrıyım..Artık ne sağlam bir psikolojimiz var nede sabrımız! Eşim 10 yıllık öğretmen.Oda doğuda yeterince mağdur olduktan sonra geçebilmiş ESKİŞEHİR’e.Ben de 2 yıldır hep bu dönem atama isteyeceğim diyorum ama bir türlü o gün gelemedi.bu yıl tamam oldu diyordum ki şubat özür atamasını kaldırdığınızı açıkladınız.Artık bende yuvamı kurmak çocuk sahibi olmak istiyorum.daha fazla mağdur etmeyin bizleri lütfen..

       Mağdur olan öğretmenleri sevindirecek haberlerinizi bekliyoruz..

DİLEK GÜDEN (Günbuldu İÖO/BAYKAN/SİİRT)

*****

Sayın Bakanım ;bizler 2010 kpss sınav mağduriyeti yaşayarak 2010 aralık döneminde atanıp ailelerimizden uzak bir yılımızın bitmesini bekleyen öğretmenleriz.Hepimiz farklı nedenlerle şubat ayı özür grubu atamalarını bekliyorduk.Fakat sınavla olan mağduriyetimizle birlikte şimdi de ailelerimizden ve çocuklarımızdan uzakta iken bu şubat ayı özür grubu atamasının kaldırılmasıyla bir kez daha mağduriyet yaşadık.Bununla birlikte beklentilerimizin olması nedeniyle hayal kırıklığına uğradık ve psikolojimiz şu aralar hiç iyi değil.Eğitim ve öğretimde sağlıklı öğrenciler yetiştirebilmek için biz öğretmenlerinde memnuniyeti önemli ve ailelerimizle birlikte huzurlu yaşadığımız ortamlarda olduğumuz zaman eğitimde daha verimli olabiliriz.Eğitim ve öğretim yılının yarıda kesilmesini bizde istemiyoruz fakat ara dönemde yapılan atamaların mağduriyetleri de giderilmelidir die düşünüyoruz.Eğitimde çocuğa verilen önemi biliyoruz bizim de çocuklarımız var ve çocuklarımızın ailesiyle büyüme ihtiyacı vardır.Lütfen bir kereye mahsus ve ara dönem mağduriyetinin giderilmesi üzere isteğimizi sizin de bir baba olarak düşünmenizi istiyoruz ...Saygılarımla

Diyezz__84

*****

Sayın Bakanım; biz Ağrı'nın Tutak ilçesinde görev yapmakta olan üç bayan öğretmeniz.Üçümüz de evliyiz ve eşlerimizden,evimizden ve ailemizden bir senedir ayrıyız.Ağustos dönemi özür gurubu atamasında tercih yapma hakkını 31 Ağustos baz alındığı için bir iki günle kaçıdık. Bu iki gün bizi ailemizden 4 ay daha ayrı yaşamaya mecbur etti. Daha bunun şokunu ve üzüntüsünü atamamışken yeni çıkarılan khk bizim bütün psikolojimizi ,aile düzenimizi,aile ilişkilerimizi alt üst etti. başbakanımız yaptığı her konuşmada aile bütünlüğünden bahsederken bizler burda eşlerimizden ayrı yaşamaya mecbur bırakılıyoruz. Evet haklısnız eğitim fedakarlık ister ve biz o fedakarlığı ailemizden ayrı kalarak, boş zamanlarımızdan da feragat ederek geçtiğimiz bir senede gösterdik. son zamanlarda yaşanan üzücü kaçırılma olayları da hepimizi tedirgin etmekte. ailemizden ayrı olmanın psiklojisi yetmezmiş gibi her an başımıza bir şey gelir mi korkusuyla görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.Bu psikolojiyle ne kadar verimli olabiliriz?Hepimizin mağdur olduğunu biliyosunuz.  Bu maduriyetin giderilmesini ve şubat özür gubu atamasının yapılmasını istiyoruz. bizim gibi binlerce mağdur öğretmen arkadaş var bizlerin sesini duyun ve bizi bu zor durumdan kurtarın.

İlknur Şahin

 

2009 eylül ayında sözleşmeli mardine atanadım son sözleşmeli alım denmişken 10 gün sonra 10000 alım yapıldı benden düşük puanlar evimin yanına atandı kısmet dedim eş durumu yok dediler  kadro aldım siirt te eşim Ankara da ,eş durumu affı getirildi nasip dedim khk ile sözleşmeliler kadroya geçti bir çok haklar tanındı ya sabır dedim büyük bir umutla ocak özür durumunu beklerken şimdi onu da kaldırdık diyorsunuz inanın sabır kalmadı dayanamıyorum artık  şimdi eşimden 2 çocukla 3 yıl ayrı kalmış olacağım çocklarımı artık tutamıyorum çaresizim şubat eş durumunun son kez yapılması ve özür durumu atamalarında 15 tarihinin baz alınması çözüm olacaktır. Bu konuda bizleri mağdur etmemeniz dileğiyle saygılar

Nesrin Karakaş

*****

Ömer DİNÇER E ...................

 

Öğretmnlerin Şubat dönemi özür durumu tayinlerinin iptal edilmesinden kaynaklanan çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır

 

Bu durumun düzeltilmesi için yardımıznıza ihtiyaç duymaktayız.

 

Çok şey değil istediğimiz Sadece .....

 

* Ailelerimiz parçalanmasın ve çocuklarımız annesiz babasız kalmamasını istiyoruz

 

* Kendimizde yada bir yakınımızda sağlık problemi mevcutken yardım almak ya da yardım etmek istiyoruz

 

* Bir öğretmen olark kendği eğitim hakkıız engellenmemesini istiyoruz

 

Bu yazdığım isteklerimizde kesinlikle hiçbir abartı yoktur. Bunlar en temel insani ihtiyaçlardır.

 

Bizlere keşke daha önceden bilgi verilseydi ve bizler de ona göre planlarımız yapsaydık.  İnsanların hayatlarıyla oynamak bu kadar basit olmamalı.

 

Binlerce kişi sizlerin desteğini bekliyor

 

Teşekkürler

 

 Rehber Öğretmen ve Psikolojik Danışman

  OĞUZHAN SULUBEY

*****

 

SAYIN BAKANIM ŞUANDA MARDİNDE GÖREV YAPIYORUM.2009DA SÖZLEŞMELİ ATANDIM. HERGÜN RABBİME DUA EDİYORDUM KADROYA GEÇEBİLMEK İÇİN. VE ŞÜKÜR KENDİ PUANIMLA KADROYA 2010ARALIKTA GEÇTİM.1YIL DEDİK ADAYLIGIMIZ KALKSIN DEDİK AMA OLMADI.. VE DAHA SONRA TÜM SÖZLEŞMELİLER KADROYA GEÇİRİLDİ. GEÇİRİLSİN AMA TÜM ÖZLÜK HAKLARI ONLARA VERİLİRKEN BENİM GİBİ KENDİ PUANIYLA KADROYA GECENLERE HİÇBİR ÖZLÜK HAKKI VERİLMEDİ.SUÇUMUZZZ NEYDİİİİİ..?? DEDİK SABREDELİM ŞUBATTA GİDERİZ DEDİK AMA ŞİMDİ DE ŞUBAT ÖZÜR GRUBU KALDIRILDI DENDİ..EŞİMİN,AİLEMİN SEVDİKLERİMİN YANINA GİTMEK İSTİYORUMMMM.. ADALET VE VİCDAN İSTİYORUZ...SAYGILARIMLA....

  ÖZLEM CİCİ ARICI  

merhaba ben refika bekar.adana seyhan 80.yıl ilköğretim okulunda ingilizce öğretmeniyim.eşim adem bekar 2010 temmuzda hakkarı yuksekovaya atandı matematık öğretmenı olarak.es durumu tayını ısteyebılmesı ıcın 1yıl gecmesı ve stajerlıgının kaldırılması lazımdı.ancak eylul ayında goreve baslatıldıgı ıcın acılan 2011 agustos es durumuna basvuramadı.cunku bu atamalarda 31 agustos sınırı vardı.esım ıse eylul ıtıbarıyle ızın verıldıgı ıcın 6eylulde goreve baslayabıldı.6 gunden dolayı tayın ısteyemdı ve 1donem daha gıtmek zorunda kaldı.su an gorevının basında.neyse dedık gorevımız ıcın 1donem daha ayrılıga katlanır fedakarlık yaparız dıye dusunudk ve sabretmeye devam ettık.ancak 14eylulde cıkarılan khk ıle sayın meb bakanımız'degısen ogretmenlerden dolayı bozulan ogrencı psıkolojısı' gerekcesıyle bundan sonra atamaların sadece agustos ayında yapılacagını acıkladı.yanı gun saydıgımız o atama bır anda elımızden alındı.tum ogretmenler olarak zaten eslerımızden cocuklarımızdan 1,5yıl ayrı kalmıs ve yeterı kadar acı cekmıs,yıpranmıstık.bırde ustune bu haber geldı tamamen yıkıldık.psıkolojımız alt ust durumda.cok magduruz.bız sadece hakkımız olan atamayı gerı ıstıyoruz.butun hayatımızı buna gore planladık.buna gore yasadık.bu haberı duydugumdan berı dunyam kapkaranlık.cok kotu durumdayım,durumdayız.hepımız,bınlercemız.lutfen bıze yardım edın.bızler sabırla bekldık bızden ıstenen sureyı tamamlamak uzereyız.lutfen en azından son kez bızım gıbı beklemıs,yasal yukumlulugu olan sureyı tamamlamıs ogretmenler ıcın bu atamanın subat 2012 de yapılmasını ıstıyoruz.bu durum anayasamıza da aykırı bır durum değil mi?aıle butunlugumuz darmadagınk.cocukalrımız perısan.bızler kılometrelerce uzakta eslerımızden,hayatımız darmadagınık.bu durumda bır ogrtmen olarak ne kadar verımlı olabılırız?ogrencı psıkolojısını dusunen sizler,neden oğretmenlerının dagılan aılesını,aglayan yavrusunu,alt ust olan psıkolojısını dusunmuyo?sızce aılesınden cocugundan ayrı gozu yaslı bır ogretmen mı,yoksa aılesıyle cocuguyla mutlu yasayan bır ogretmen mı egıtım sıstemımız ıcın daha verımlı olabılır?bu konuya duyarsız kalmayacagınızı dusunerek yazıyorum bu maılı.bızler,öğretmenler bu ulke ıcın sabrımızı son damlasına kadar kullandık ve su an magduruz.sızın sızlerın hepınızın destegıne ve yardımına ıhtıyacımız var.lutfen bıze yardım,hakkımız olan atamanın gerı verilmesini bekliyoruz.en azından son bir umut diyorum dagılmıs yada dagılmaya yüz tutmus aılemı toparlamak ve yenıden aıle olmak ıstıyorum esımle....lütfen sesımızı duyun artık.tesekkur ederızzzzz

Refika Bekar

*****

Sayın Ömer Dinçer,

          1 Eylül 2010 da öğretmenlik görevime başladım eşim Manisa Demirci de, ben Mardin Dargeçitteyim. Bir araya gelebilmek için 1 yıl kalıp asaletimin kalkmasını beklemeliydim, bekledim. Ağustos eş durumu atamasına en son 31 Ağustos 2010 da göreve başlayanlar başvurabildi ben bir günden dolayı başvuramadım. Bilerek eylülde işe başlatıldım, bilerek ve isteyerek mağdur ediliyorum. Şubatta eşimin yanına giderim derken khk ile eş durumu atamalarının ağustostan ağustosa olacağı açıklandı. Aile bütünlüğüm tehlikede. Eşimle psikolojimiz alt üst. Öğrencilerime bu şekilde verimli olabileceğimi sanmıyorum. Lütfen benim gibi bu konuda mağdur olanların, eşlerinden çocuklarından 2 yıl ayrı kalanların seslerini duyun. Bizde diğer insanlar gibi evliliğimizin tadını çıkarmalıyız. Şu an öğrencilerimi değil sadece eşimi ve çok az yaşayabildiğim yeni evimi düşünüyorum. Bu  bana ve aileme büyük haksızlık. 1 gün yüzünden 2 yıl eşimden uzak kalmamalıyım. Öğretmenlikten nefret ettirmeyin bize ne olur? Bu şekilde hiçbir öğretmenden verim alamazsınız. Eğer şubat ayında atama yapılmazsa bu yaşadıklarıma sebep olan size kesinlikle hakkımı HELAL ETMEYECEĞİM. Ahireti unutmamanız dileğimle…

Şükran Akbulut

MEB’de art arda değişiklikler yapılmakta ve yapılan değişikliklerle mağduriyet üzerine mağduriyet yaratılmaktadır. Değişim elbette olmalıdır ancak bu kadar sık yapılan değişiklikler karmaşaya neden olmaktadır. 

          14 Eylül 2011 tarihli KHK ile müsteşarlardan öğretmenlere birçok kişi mağdur olmaktadır.  Yıllarca doğuda zor şartlarda sözleşmeli çalışıp, daha sonra kendi kpss puanıyla kadroya geçenler açısından sürekli haksızlıklar yaratılmaktadır. Kendi alın teriyle kadroya geçen öğretmenlerimiz ortaya çıkan adaletsizlikler yüzünden kendilerini bir kenara itilmiş değersiz insanlar gibi hissetmedir.

                31 Ağustos mağduriyeti yaşayan öğretmenlerin khk ile özür durumundan tayin istemeleri 2 yıla çıkarılmaktadır. Nedir 31 Ağustos mağduriyeti ? Haziran 2010’da atanan öğretmenler 1 Eylül’de göreve başlatıldılar. Özür durumu tayinlerinde 31 Ağustos tarihi baz alındığı ve bu öğretmenlerimizin 1 yılı 1 Eylül’de dolduğu için binlerce öğretmen 1 gün yüzünden 2011 yaz döneminde özür durumu tayini isteyememiştir. İlk mağduriyeti yaşayan öğretmenler, dört gözle Ocak 2012’de yapılacak olan özür durumu tayinine umutlarını bağlamış, buna göre planlarını yapmıştır. Ancak yine bir gecede çıkarılan 14 Eylül tarihli khk ile yeni bir şokla karşı karşıya getirilmiştir. Şubat özür tayinine 4 ay kala mevcut uygulamanın kaldırıldığı bildirilmiştir. Söz konusu öğretmenlerimizin özür durumu tayini istemeleri için tamamlanması gereken süre 2 yıla çıkarılmıştır. Öğretmenlerimizin umutları tükenmiş, gelecek planları alt üst olmuş, her geçen günle birlikte sağlıkları bozulmaya başlamıştır. Böyle bir uygulamada göz önünde bulundurulan sebep ise öğrencilerimiz ağlamasın, eğitim- öğretim aksamasın. Öğrencilerin gözünde yaş olmaması için Şubat özür tayini kaldırılıyor. Peki öğretmen evlatlarının gözlerindeki yaşı kim silecek, onların eğitimlerine kim destek verecek? Öğretmenlerimiz eşinden, çocuğundan kilometrelerce uzakken öğretmenlerimizin içindeki hasrete kim dur diyebilecek?  Çocuğundan, eşinden yıllarca uzakta kalmaya mecbur bırakılan, mutsuz ve umutsuz olan ülkemin öğretmeni öğrencilerine nasıl verimli olabilecek?

             Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 41. maddesinde "Aile Türk toplumunun temelidir. Devlet ailenin huzur ve refahı için gerekli tedbirleri alır" denilmektedir. Bu kanunla getirilen uygulama aile birliği ve bütünlüğüyle çelişmektedir. Öğretmen özür grubu atamalarını sınırlandırmanın, ailelerinden uzakta yaşamak zorunda bırakılan öğretmenleri verimsiz kılacağı açıktır.

               Ayrıca yıllardır önce sözleşmeli olan ve il emri olmadığı için gidemeyen, sonra kendi puanıyla kadroya geçip aday olduğu için gidemeyen öğretmenlerimiz şimdi de 14 Eylül tarihli khk nedeniyle bir araya gelememiş olacaklardır. Yıllardır ayrı kalmaya zorlanan öğretmenlerimiz boşanmanın eşiğine gelmiştir.

              Bir diğer husus, hastalığının çaresi bulunduğu ilde olmayan ya da yaşlı ve hasta olan annesine veya babasına bakmakla yükümlü olan öğretmenlerimizin bu hakları ellerinden alınmıştır. Hâlbuki sağlık özrünün yılda bir defa yapmak gibi bir sınırlamaya tabi tutulması kesinlikle yanlıştır.

               Aileleri yıllarca eşinden, çocuğundan uzakta tutup mutsuzluğa sürüklemek, master ya da doktora yapan öğretmenlerin eğitimlerine engel olmak, kendisi ya da yakını rahatsız olan öğretmenlerimizi birbirlerine ihtiyaçları olduğu zamanlarda bir arada olmalarını engellemek ne kadar doğrudur?

             Eğitim- öğretimin kalitesi aileleri ayırarak, sağlık ve öğrenim özrü vermeyerek değil ; bütün eğitim fakültesi mezunlarını atayarak, ücretli öğretmen çalıştırmayarak sağlanacaktır.

*****

              Sayın MEB yetkilileri lütfen öğretmenlerin bu mağduriyetini görmezden gelmeyin. Bu konuda sizden empati kurmanızı, kendi  ailenizi ve çocuklarını düşünmenizi bu yolla da öğretmenleri anlamanızı rica ediyoruz. 2012 Ocak özür durumu tayinini açılması için olumlu çalışmalarınızı dört gözle bekliyoruz.

Tülay Kırcı

 

Sayın Bakanım,

              14 Eylül 2011 tarihinde, Resmi Gazetede yayınlanan “652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile öğretmenlerin özür grubu atamalarının “sadece yaz döneminde” yapılacağı hükmü getirilmiştir. Bu hükümle, 2012 Şubat ayı özür grubu atamalarına başvurmayı düşünen öğretmenler olarak ciddi bir mağduriyetle karşı karşıya kalmış bulunmaktayız.

               Ben 2007 Aralık ayında sözleşmeli olarak doğunun ücra bir köyünde donanımsız bir okula atandım. 3 yıl boyunca oradaki çocuklara yararlı olmaya, eğitim- öğretim hizmetimi en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştım. Yeri geldi arkadaşlarla beraber okulu boyadık, yeri geldi sınıfları temizledik, yeri geldi sabahın köründe kalkıp sobaları yaktık. Mesleğimizin bir göstergesi olarak daha nice fedakârlıklar yaptık Öğrencilerimizin eğitim-öğretim ortamını onların en iyi şekilde faydalanabileceği hale getirmeye çalıştık. Bu 3 yıl boyunca her yıl kpss’ye girdim. Ancak öğrencilerim için etkinlikler yapmaktan, onlara daha fazla yararlı olmak için çalışmaktan ders çalışmaya fırsat bulamadığım için kadroya atanacak puan alamadım. 3.senemde gündüz okulda öğrencilerim için uğraştım, gece de kendi geleceğim için ders çalışarak sınava hazırlanmaya başladım. Ancak atamalarımız 2010 kpss sınavındaki kopya skandalından dolayı  Aralık ayına sarktı ve 2010 Aralık ayında kadrolu olarak yine doğuda bir okulumuzda göreve başladım. Ancak Haziran ayında bütün sözleşmelilere kadro verildi. Evet bu kadro arkadaşlarımızın hakkıydı. Ama özellikle Aralık ayında kadroya geçen biz öğretmenlere büyük mağduriyetler yaşatıldı.

                KHK ile kadroya geçen arkadaşlarımızın adaylığı 1 gecede kaldırıldı; ama benim gibi yıllarca sözleşmeli çalışıp daha sonra kendi kpss puanıyla kadroya geçenlerin adaylığı kaldırılmadı.

                Onlara doğu hizmeti muafiyeti getirildi; ancak yıllarca doğuda sözleşmeli çalışıp kpss puanıyla kadroya geçen bizlere getirilmedi. 1 gün dahi doğu hizmeti yapmadan, doğuyu hiç görmeden doğu hizmetinden muaf olan arkadaşlar varken bu bizlere yapılmış olan büyük haksızlıktı.

                  Onlara il dışı tayin hakkı ve Ağustos ayında özür grubu tayini için başvuru hakkı verildi; ancak bizlere verilmedi. Çünkü aylardır kadrolu çalışmamıza rağmen hala aday statüsündeydik.

Onların sözleşmeli çalıştığı yıllar kadrolu çalışmış gibi kabul edildi; ancak yıllarca sözleşmeli çalışıp kendi kpss puanıyla kadroya geçen bizlerin ise sözleşmeli çalıştığı yıllar kadrolu çalışmış gibi kabul edilmedi.

KHK ile kadroya geçmeyip, kendi alın terimizle, kendi emeğimizle kadroya geçtiğimiz için suçlu durumuna düştük ve hiçbir haktan yararlanamadık.

 

                   Önce sözleşmeli olduğum için ve sözleşmelilerde il emri olmadığı için; az bir hizmet puanıyla eşimin yanına gidemeyeceğim için evlenemedik. Kadroya geçtikten sonra evlendik. Ama bu defa da aday olduğum için ağustos özür grubu tayininden yaralanamadım. Sağlık olsun dedik. Planlar yaptık kendimizce. Artık yuvamızı kuracaktık. Yıllardır doğuda zor şartlar altında vermiş olduğumuz hizmetin karşılığını alacağımızı ve mutlu bir şekilde görevimizi yapmaya devam edeceğimizi düşlüyorduk.

 

                Ancak bu kez de Şubat ayı özür tayinine 4 ay gibi az bir zaman kala, 14 Eylül tarihli khk ile 2012 Şubat özür atamasının kaldırıldığı gündeme geldi. Yaşamış olduğumuz mağduriyetler üzerine tekrar başka bir haksızlıkla daha karşı karşıya kaldık. Bu uygulama eşimden1.5 yıl daha ayrı kalmama neden oluyordu.

             Artık umutlarımız tükenmiş, gelecek planlarımız alt üst olmuş ve sağlığımız da her geçen günle biraz daha bozulmaya başlamıştı. Böyle bir uygulamada göz önünde bulundurulan sebep ise öğrencilerimiz ağlamasın, eğitim- öğretim aksamasın. Öğrencilerin gözünde yaş olmaması için Şubat özür tayini kaldırılıyor. Peki biz öğretmenlerin gözlerindeki yaş, gönüllerindeki hasret ne olacak? Çocuğundan, eşinden, yuvasından yıllarca uzakta kalmaya mecbur bırakılan, mutsuz ve umutsuz olan ülkemin öğretmeni öğrencilerine nasıl verimli olabilecek? Hangi istekle okula gidecek, hangi hevesle derslere girip öğrencilerine yararlı olmaya çalışacak?

             Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 41. maddesinde "Aile Türk toplumunun temelidir. Devlet ailenin huzur ve refahı için gerekli tedbirleri alır" denilmektedir. Bu kanunla getirilen uygulama aile birliği ve bütünlüğüyle çelişmektedir. Öğretmen özür grubu atamalarını sınırlandırmanın, ailelerinden ayrı, özlem içerisinde yaşamak zorunda bırakılan öğretmenleri verimsiz kılacağı açıktır.

               Ayrıca yıllardır önce sözleşmeli olan ve il emri olmadığı için gidemeyen, sonra kendi puanıyla kadroya geçip aday olduğu için gidemeyen öğretmenlerimiz şimdi de 14 Eylül tarihli KHK nedeniyle bir araya gelememiş olacaklardır. Yıllardır ayrı kalmaya zorlanan öğretmenlerimiz boşanmanın eşiğine gelmiştir. Bu uygulama ile birçok aile evli olmalarına rağmen bir araya gelmeden boşanacaktır.

                 Eğitim- öğretimin kalitesi aileleri ayırarak, sağlık ve öğrenim özrü vermeyerek değil ; bütün eğitim fakültesi mezunlarını atayarak, ücretli öğretmen çalıştırmayarak ve okulların fiziki donanımlarını ve şartlarını iyileştirerek sağlanacaktır.

Lütfen öğretmenlerin bu mağduriyetini görmezden gelmeyin. Bu konuda sizden empati kurmanızı, kendi ailenizi ve çocuklarını düşünmenizi bu yolla da öğretmenleri anlamanızı rica ediyoruz. 2012 Şubat özür durumu tayinini açılması sizlerden destek bekliyoruz.

 

                                                                                                                              Tülay YALDIZ

                                                                                                                            Malazgirt / MUŞ

 

*****

Merhabalar. Ben Patnos’ta öğretmenim. Evlendikten 5 ay sonra atamam oldu. Zaten kps sınavında kopya çekildiği için mağdur oldum. Daha sonra atama yapmayacağız dendiği halde atama yapıldığı için mağdur oldum. Ben 81.3 puanla buradayken 78 puanla İstanbul’a atananlar oldu. Şimdi de ocak ayı eş durumu tayinlerini yapmıyoruz dendiği için mağdurum. Eşimden 1 yıldır ayrıyım ve bana deniyor ki 3  ay daha ayrı kalın. İkinci dönem 3 ay değil 5 aydır ki değil 5 ay 1 gün bile sabrı kalmıyor insanın. Bu ayrılığın ne kadar zor olduğunu sadece yaşayanlar bilir. Evliyim fakat evlilik kurumunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum çünkü eşimle sayılı gün geçirdim. Anayasamızda geçen ailenin bölünmez bütünlüğü bölünmüşken bir de bunun uzatılması çok zor geliyor. Evet, biz de eğitim- öğretimin bölünmesini istemeyiz ancak eşimizden uzakta bu moral ve psikolojiyle nasıl iyi bir eğitim-öğretim verilebilir ki. Bizim bu sorunlarımız çözülürse bizde mesleğimiz için sağlıklı bir şekilde hizmet verebiliriz. En azından bu seneye mahsus ocak ayı eş durumu tayinlerinin yapılmasını ve mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. Seneye ağustos ayında yapılacak eş durumu tayinlerinde de 15 Eylül temel alınırsa daha sonraki atamada göreve başlayanların da mağduriyeti ortadan kalkar. Lütfen bu konuda bizlere yardımcı olun. Gerçekten çok zor zamanlar geçiriyoruz. Daha bugün yerli halktan uyarı geldi bize bu aralar dışarıda dolaşmayın büyük bir olay olacak diye. Hem korku hem ayrılık o kadar yıpratıyor ki bizi. Acaba eşimi son bir kez görebilecek miyim diye düşünmek nasıl bir şeydir bilemezsiniz.Her gün ağlamaktan mahvoldum. Her gün ağlayan bir öğretmen öğrencilerinin gözyaşlarını nasıl silebilir? Umarım ilgilerinizle bu sorunlarımız dile gelir. Teşekkür ederim. Saygılarımla…

Zrfakgl

SAYIN BAKANIM

Hemen hemen hergün meb’te bişeyler değişmektedir. Bu kadar değişken bir  kurumdaki çalışanlar adeta “acaba bugün ne değişecek?” düşüncesiyle yaşamaktadırlar. Değişim elbette olmalıdır fakat bu kadar sık değişiklikler yapılması karmaşaya yol açmakta ve değişiklikleri takip etmeyi zorlaştırmaktadır. Meb’te çalışan memurlar bile bu değişikleri takip edememekte ve gerekli açıklamalarda bulunamamaktadır.

14 Eylül 2011 tarihli KHK ile müsteşarlardan öğretmenlere birçok kişi mağdur olmaktadır. Özellikle 31 ağustos mağduriyeti yaşayan öğretmenlerin khk ile özür durumundan tayin istemeleri 2 yıla çıkarılmaktadır. Nedir 31 ağustos mağduriyeti ? Haziran 2010’da atanan öğretmenler 1 eylül’de göreve başlatıldılar. Özür durumu tayin isteyebilmek için 06.05.2010 tarihinde çıkan yönetmelik ile atandığı kurumda 1 yıl çalışma zorunluluğu şartı getirilmiştir.(ki bu madde en çok kurumlararası atanma ile öğretmenliğe geçen eğitimciler için büyük bir haksızlıktır. 6 ayda adaylığımız kalkar ve özür durumu tayini isteyebiliyorken bu durum yönetmelikle sona ermiştir. Kurumlararası atanan öğretmenler ilk atama ile atananlarla aynı statüde değerlendirilmemelidir.)Özür durumu tayinlerde 31 ağustos tarihi baz alınmakta olup 1 yılı 1 eylül’de dolacağı için binlerce öğretmen 1 gün yüzünden 2011 yaz döneminde özür durumu tayin isteyememiştir. İlk mağduriyeti yaşayan öğretmenler dört gözle ocak 2012’de yapılacak olan özür durumu tayinini beklerken 14 eylül’de yine şok olmuştur. Sayısız fedakarlıklar yaparak umutla ocak ayını bekleyen öğretmenlerin özür durumu tayini istemeleri için tamamlanması gereken süre 2 yıla çıkmaktadır. Özür durumu tayin için şart aranması uygun değildir. Eğer bir şart aranacaksa sadece adaylığın kalkmış olması yeterli olacaktır. Gereksiz şartlarla aileleri parçalamak, master ya da doktora yapan öğretmenlerin eğitimlerine engel olmak, yakını rahatsız olanları birbirlerine ihtiyaçları olduğu zamanlarda bir arada olmalarını engellemek ne kadar doğrudur? Özür durumu tayini bekleyen öğretmenler mutsuz, umutsuz…Daha da önemlisi öğretmenlerin can güvenliği kalmamıştır. Bu kadar zor şartlarda çalışan öğretmenlerimiz kendi canları pahasına görevlerini yerine getirmek için fedakarlığın en büyüğünü yapmaktadırlar. Sayın meb yetkilileri lütfen öğretmenlerin bu mağduriyetini görmezlikten gelmeyin. Öğretmenlerin can güvenliği sağlanmalıdır. Ocak 2012’de özür durumu tayini açılması gerekmektedir. Özür durumu olan tüm öğretmenler yer değiştirmelidir. Bu konu hakkındaki olumlu çalışmaları dört gözle bekliyoruz.Saygılar..

Şubat özür durumu tayini mağduru öğretmen

lütfen bizi daha fazla mağdur etmeyin empati kurun ailelerimize kavuşalım

Zeynep Karaköse

*****

sayın yetkililer, ben ağustos ataması ile 90,56 puanla şrnak'ın silopi ilçesine atandım.ankara da 3 yaşındaki 2 çocuğumu bırakarak 1200 km uzaklıktaki silopiye geldim.1 sene burada kalıcağımı düşünürken önce 1,5 şimdide 2 sene burda görev yapmak zorunda olduğumu öğrendim.şırnak ta hava alanı yok .en yakın hava alanı diyarbakır da (mardin de varmış ama tadilatta uzun süre açılmayacak )burdan 6 saat uzaklıkta.yani gidip gelmem çok zor.ben dayana bildiğim kadar dayanmaya çalışıyorum ama çocuklarımın psikolojisi şimdiden bozuldu.ne yapacağımı bilemez haldeyim .takdir edersiniz ki 2 yıl bir ailenin ,anna ve çocuğunun ayrı kalması için çok uzun bir zaman.yetkililere sesimi duyuramıyorum .siz den ricam ben ve benim gibilerin seslerini duyurmanız.bir gecede çıkan bir kanun nedeniyle anneler çocuklarından bu kadar uzun süre ayrı kalmasın LÜTFEN YARDIM

Kübra ELÇİ

http://ozurgrubumadurlari.tr.gg/

 

 

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)