MEB mülakatta olduğu gibi Öğretmen Akademisi’nde de ısrarcı.
Yasa TBMM’den geçti. Belli ki o da yargıya gidecek. Sistem hepten tıkanacak…
Eğitim de Anayasa gibi partiler üstü konu. Sadece bakanların ya da iktidarların görev yaptığı dönemi değil, geleceği de ilgilendirdiği için uzlaşı gerektirir.
Peki Öğretmen Akademisi’ne yönelik bir uzlaşı söz konusu mu?
Bakan Tekin’in dışında savunanı yok gibi.
İktidar projesi olsaydı son 20 yılda, 20 defa gerçekleşirdi.
Zaman zaman gündeme gelse de yaratacağı sıkıntılar göz önünde bulundurularak hep ötelendi.
Yeni bir Anayasa için çabaların sürdüğü şu dönemde, eğitimde sağlayamadığımız uzlaşıyı, Anayasa’da nasıl gerçekleştireceğiz?
Ne olur bu soruyu, başta iktidar olmak üzere herkes kendine sorsun!
Yoksa ne mi olur?
Türkiye Yüzyılı ve Yeni Anayasa hayalleri daha başlamadan sona erebilir. Buna da hiç kimsenin hakkı olmamalı!..
Usta öğreticiler
Yaşam boyu öğretim, bütün dünyanın üzerinde anlaştığı ender konulardan biri. Hem yurttaşlarının daha mutlu, hem de üretimin ve işgücünün daha verimli olması için beşikten mezara ömür boyu eğitim anlayışı her yerde kabul görüyor.
Bu yüzdendir ki okul içi eğitim kadar, aynı amaca hizmet eden okul dışı kurumlar da bir hayli ilgi görüyor. Bunların en başında da halk eğitim merkezleri ve benzeri kurslar geliyor. Birilerine bir şeyler öğretmek, dünyanın en kutsal görevlerinden birisidir. “Bana kelime öğretenin kulu, kölesi olurum” diyen, öğreneni de, öğreteni de yücelten bir kültürden geliyoruz.
Peki geldiğimiz son nokta ne?
Ne öğretmenler mutlu ne de, öğrenci ve veliler. Okul müdürleri ise kaynak ve personel eksikliği nedeniyle kıvranıp duruyorlar. Yeni yapılanma nedeniyle MEB şube müdürlerinin üzerine binen yük ve ücretler de çekilecek gibi değil. İşte bu noktada ücretli öğretmenler gibi büyük mağduriyeti yaşayanlardan birisi de usta öğreticilerimiz.
Onlar da kim diyeniniz mutlaka çıkacaktır.
Onlar, halk eğitim merkezlerinde ve kamuya ait her kurumda Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü onaylı sanatsal, kültürel ve mesleki eğitim faaliyetleri gösteren,yetişkinlere yönelik eğitim öğretim faaliyetlerini hayata geçiren “usta” unvanını kazanmış öğretim görevlileridir. Yetişkin eğitiminin, yaşam boyu eğitimin olmazsa olmazlarıdır.
Farklı kurumlarda görevlendirilen ücretli usta öğreticiler, şu günlerde çok zor günler geçiriyorlar.
Tasarruf tedbirleri nedeniyle olsa gerek, bir anda eğitim faaliyetleri durduruldu ve kendilerini kapı önüne buldular.
Bu yüzden binlerce usta öğretici geçim derdine düştü, kursiyerler de mağdur edildi.
Ücretli usta öğreticilere çalıştıkları ders saati karşılığında ek ders ücreti ödeniyor. Yani sabit bir maaşları ve özlük hakları bulunmuyor.
Bırakın diğer kurumları, Milli Eğitim Bakanlığı bile onları usta öğreticileri memur veya sözleşmeli olarak kabul etmiyor; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da işçi saymıyor. Onlar bir anlamda mesleklerinin aşığı misyonerler. Yoksa o paraya, onca itilip kakılmaya rağmen işlerini hakkıyla yerine getirmezlerdi...
Ne istiyorlar?
Aslında istedikleri ekstra bir şey yok. Her çalışan gibi kendilerine de değer verilsin, özlük hakları tanınsın ve yaptıkları iş, angarya olarak görülmesin.
İşte isteklerinden bazıları:
■ Statü
■ Sözleşmeli çalışmak ve yaz tatilinde kurs sıkıntısı çekmemek.
■ Asıl işi Ücretli Usta Öğreticilik olan kişilerin görevlendirme önceliklerinin olması.
■ Dini ve mahalli bayramlarda, milli bayramlarda, kar tatillerinde, seçimlerden sonra tatil edilen günlerde de ders saati ücretinin kesilmemesi.
■ Ders saati ücreti toplamı asgari Ücretin üstünde olması.
■ Doğum izni.
■ Tam sigorta
■ 11 ay 29 gün sözleşmeli çalıştırılıp 1 gün işten çıkartılmasın ve tekrar işe geri alınmasınlar.
■ 5. yılını dolduran ücretli usta öğreticilere, belli sınava tabi tutularak kadroya verilmesi.
■ Kıdem tazminatı.
■ Okullarda serbest etkinlik saatlerinde ders verilmesi…
Özetin özeti: Eğitimi, eğitimciyi ve eğitilmiş kişileri yüceltmeden hiç bir konuda yol alamayız. Onları için atılacak her adım, ülkemizin geleceğine yönelik en büyük yatırımdır…
