adscode
adscode

Okul heyecanı

Eğitime yönelik bakış açımızı eğitimin tüm tarafları olarak hep birlikte biraz olsun değiştirebilirsek, mutluluk, başarı, memnuniyet katsayımız tahminlerin çok üzerinde yükselecektir.

Okul heyecanı
Milliyet Diyalog
Güncelleme : 03-Sep-23 10:06

Milyonlarca öğrenci, veli, öğretmen okulların açılmasını ve onun getireceği coşkuyu heyecanla bekliyor.

 

Öğrencilik yıllarımızda anaokulundan üniversiteye hemen hepsini zaman zaman kıyasıya eleştirsek de her şeyin ilkini orada gördük, orada öğrendik, orada yaşadık, yaşıyoruz, yaşayacağız…

 

O yüzdendir ki öğrencilik yılları, hayatımızın en güzel yılları olarak hiç unutulmaz.

Unutulmayacak derin izler bırakan anılar da yok değil ama kalıcı olan ve özlenenler geride hoş seda bırakanlar...

Eminiz ki yeni öğretim yılı da hepimizin hayatında keyifli izler bırakacak.

 

İşte bu yüzden öğrenme, öğrencilik, eğitim, eziyet değil keyif olmalıdır...

Eğitime yönelik bakış açımızı eğitimin tüm tarafları olarak hep birlikte biraz olsun değiştirebilirsek, mutluluk, başarı, memnuniyet katsayımız tahminlerin çok üzerinde yükselecektir.

Güney Kore, “Mutlu Eğitim” projesini yıllar önce gerçekleştirdi ve çok başarılı sonuçlar aldı.

Bunu biz de rahatlıkla hayata geçirebiliriz…

 

 

Eğitim bir yarış değil, bir yaşama sanatıdır ve her şeyden önce alanı mutlu etmelidir.

 

Kazandırdığı donanım ve yetkinliklerle yaşam kalitemizi yükseltmelidir.

Sınav odaklı, ezberci eğitim sisteminde öğretilen bilgilerin kazanıma ve keyfe dönüşmemesinin nedeni, onları yaşam için değil de sınav için öğrendiğimize inanılmasıdır.

Bunu tersine çevirirsek başarı da artacaktır, umut ve verimlilik de.

 

Eğitimden, öğrenmeden keyif almayacak öğrenci yoktur ama bu çok zor ve zahmetli bir süreç!

Yeter ki kararlı ve sabırlı olalım…

Olmazsa olmazlarımız

Eğitim ve okullar hayatımızın olmazsa olmazları.

Tıpkı demokrasi, yargı, bilim, özgürlükler, sanat, spor, öğretmenlerimiz, kitaplarımız ve arkadaşlarımız gibi.

Öğrenmek de en büyük keyiflerden biri ve ne olur bunu sınavlarla eziyete çevirmekten artık vazgeçelim.

Keşke eğitimi sil baştan yeniden ele alabilsek. Tıpkı Anayasa gibi.

 

Nasıl ki yeni sivil bir Anayasa olmazsa olmazımız ise o yeni Anayasayı hayata geçirecek, koruyup, kollayacak yurttaşları yetiştirecek yeni bir eğitim sistemi de bu olmazsa olmazlarımız arasında yer alıyor.

 

En iyi miras?

 

Bir anne, babanın olduğu gibi bir devletin gelecek nesillere bırakacağı en iyi miras eğitimdir.

 

Bu dün de böyleydi, bugün ve yarın da farklı olmayacak.

Eğitim için harcanan emek, para ve en önemlisi de geri dönüşü olmayan zamana bakıldığında, yaptığımız fedakârlıkların karşılığını fazlasıyla alacağımız bir sistem oluşturmalıyız.

Öğrenciler diploma istiyor, aileler onları teşvik ediyor, devlet de her türlü desteği sağlıyor.

 

Bunu şimdi değilse ne zaman yapacağız?..

 

İstihdam odaklı eğitim

 

“Türkiye Yüzyılı” konusunda iddialıyız ve bunu hayalden gerçeğe dönüştürmenin yolu da eğitimden geçiyor.

 

 

İnsan gücü ve istihdam planlaması yapmak, üretim odaklı eğitime yönelmek, ilgi, yetenek ve hayalleri merkeze alan bireysel eğitimi öne çıkarmak, sınav odaklı eğitimden vazgeçmek o kadar zor mu?

 

Kesinlikle hayır.

Öğrencisinden öğretmenine, velisinden politikacısına, işvereninden çalışanına hemen herkesin daha özgün bir eğitim isteği söz konusu olduğuna göre gerisi kendiliğinden gelecektir.

Peki o zaman neden yeni arayışlar içerisine girmiyoruz, çareyi uzaklarda arıyoruz?

“Türkiye Yüzyılı”na canı gönülden inanıyorsak, bunun sekteye uğratılmasına asla müsamaha göstermemeliyiz.

Bilim toplumu olmadan gelecek için söz sahibi olunamayacağına göre, ne yapıp edip katma değeri yüksek eğitim ve bilime yönelmeliyiz.

Üniversitelerimizde her yıl yüz binlerce bitirme, yüksek lisans ve doktora tezi hazırlanıyor.

 

Peki, bu tezlerden kaçı ülkemizin ya da bulundukları bölgelerin sorunlarının çözümüne yönelik, kaçı bulunduğu bölgeye refah getirdi?

 

Bugüne kadar bu yönde fazla yol alamamaları, ileriye yönelik de alamayacakları anlamına gelmemeli.

 

Bu konuda çok yol kateden üniversitelerimiz var, onları “rol model” olarak öne çıkartıp, diğerlerine örnek olmalarına olanak sağlayabiliriz.

 

Ülkelerin en büyük zenginliği, diplomalı işsizler değil, iyi yetişmiş donanımlı, becerikli, üretken mutlu bireylerdir…

 

 

Özetin özeti: Eğitim, her kapıyı açan altın bir anahtardır. Onu yok saymak, ona şaşı bakmak, ona hak ettiği önemi vermeyip hafife almak hataların en büyüğü olur...


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)