9.Üniversite Öğrencileri Çevre Sorunları Kongresi açılış konuşmasını gerçekleştiren Fatih Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Gücin, doğayı korumak adına yapılan tüm girişimlerin üniversite olarak desteklediklerini dile getirdi. Gücin, “Çevre bize emanet ve iyi kullanmamız gerekiyor. Çevreyi koruma adına, gerek bilim de gerekse dinde belli kurallar var. Bu tür organizasyonların gelecek yıllarda uluslararası alanda yapılmasını temenni ediyorum.” dedi.
“Çevre cinayeti işleniyor”
ÇESKO, onur konuğu olarak katılan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün yapılan alt ve üst geçitler, 3.köprünün güzergâhı, Melen Çayı ve Gezi Olayları gibi birçok konuya değindi. “Hayatımızı kolaylaştırmak adına çevremizi yok ediyoruz. Yapılan alt ve üst geçitlere ya da 3. Köprüye karşı olmamız mümkün değil ancak yapılan hatalara karşıyız. Şuan günümüzde cahil bir insanın yapabileceği hatalar yapılıyor. Her şeyi bilemeyiz burada akademisyenlerden ve uzmanlardan yardım istemek gerekir. Ağaçları yok etmek, göçmen kuşların güzergâhını değiştirtmek ve daha birçok eko sisteme zarar vermek doğru değil. Buradaki söylemimi siyasi bulanlar olabilir siyasi değil tamamen insani tepki veriyorum.” dedi. Çevre adına yapılan cinayete seyirci kalınamayacağına değinen Akgün; “Melen Çayına ağır metallerin akması Melen Çayı’nın yok olmasına sebep oluyor. İstanbul da gelecek yılların verilerine baktığımızda kuraklık ve kıtlık maalesef bizi bekliyor olacak bunun önüne geçmek ve ıslah çalışmalarını başlatmak gerekir. Silivri- Çatalca bölgesine çok büyük yeşil bir alan olmasına rağmen konut oluşturmak için baskı yapılıyor, ama biz çevre için mücadele ediyoruz.” diye ifade etti.
“İslam perspektifi de canlı hayatını önemse diyor”
Çevre bilinci oluşturmada İslam’ın katkısını ele alan Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhit Mert günümüz insanının kendisine yaşam alanı açabilmek için doğayı tahrip etmesinin hiç bir meşrutiyeti olmadığına değindi. Mert; “ Kimse bir başkasını gölgede bırakacak şekilde kendi evini yapmasın” hadisi çerçevesinde duyarlı olan bir dinin insanlarıyız. Komşumuzu, çevremizi gözetmemiz bize emredildi. Yine hadisi şerifte “Ağaç kesen yerine ağaç diksin” deniliyor. Bunlar yıllar öncesinde evrenin dengesini korumak adına bize şart koşuldu.” dedi, Şuan günümüzde Müslümanların dahi böyle bir hassasiyeti olmadığına vurgu yapan Mert; “Şimdilerde hükümetler her buldukları boşluğa bina dikiyorlar. Her yer apartman tarlasına dönmüş durumda. Tabii kaynaklar bize emanet canlılarla ilişkimizi buna göre kurmalıyız. “diye ifade etti.
