Örneğin, okullar 1 Haziran’da açılacak mı, sınav tarihlerinde bir değişiklik olacak mı?
Bilim Kurulu’nun bu konudaki değerlendirme ve öngörüleri alınacak kararda elbette çok etkili olacak. Ama daha pek çok faktörün de göz ardı edilemeyeceği aşikâr. Çünkü hayat devam ediyor ve çarkların dönmesi gerekiyor.
Dünyadaki gidişata bakıldığında, tedbiri elden bırakmadan yapılan ya da yapılacak minik açılımlar hemen her ülkede tartışma konusu. Herkesin ortak bir noktada buluşması da beklentiler çok farklı olduğu için mümkün değil. Bu yüzden, yarın açıklanacak kararları, hangi yönde olursa olsun, alkışlayan kadar, eleştiren de çok olacaktır!..
Bugüne kadar başarıyla götürdüğümüz bu zor sürecin finalini de en az riskle göğüslemek istiyoruz.
En hayırlısı, en sağlıklısı ne ise o olsun...
Şehir efsaneleri
Hemen her gün her konuda farklı bir iddia ortaya atılıyor.
Bazen öylesi argümanlar ortaya koyuyorlar ki hiçbir dayanağı olmamasına rağmen, iddiayı ortaya atanların kendileri de yalanlarına inanıyorlar.
Kim nasıl yapar bilmiyoruz ama böylesi konularda, doğruysa doğru, yanlışsa yanlış diye hemen bir açıklama yapılması, sanki olası birçok gerginliği önleyecektir. Bu da o kadar zor olmamalı!..
Örneğin bayramda 9 günlük bir karantina söz konusu mu?..
Karmaşık bir konu!
Sınav odaklı bir eğitim sistemimiz olduğu için en çetrefil sorunlar da hep onlara yönelik.
Lise ve üniversitelere giriş sınavında bu yıl ikinci yarıyıldan soru sorulmayacak. Çünkü ders yapılmadı.
Liselere giriş sınavı için sorun yok. Çünkü aynı öğrenci ikinci kez sınava giremiyor ve konulan kurallar sadece o yıl için geçerli!
Üniversiteye girişte ise çok farklı bir tablo var.
Adaylar istediği kadar sınava girebiliyor ve çok daha enteresanı, adayların sadece üçte biri yeni mezun. Geri kalanı önceki yıllarda mezun olanlar.