Her dönemin ve her kesimin sihirli kelimeleri farklıdır. Şu günlerin sihirli kelimeleri ise ya sınav odaklı ya da futbol.
Girişimcilik, liyakat, üretim, katma değer, inovasyon, sürdürülebilirlik, yapay zeka unutuldu mu? Hayır. Sadece öncelikler değişti.
Sınavla yatıp sınavla kalkanların yeni sihirli kelimeleri artık tercihlere yönelik.
En iyi okul, yabancı dil, yurt, yurtdışı, burs, puan, yüzdelik dilim, üniversite başarısı, iş bulma garantisi diye devam ediyor.
Pek çoğu, kayıtlardan sonra bir daha hatırlanmamak üzere unutulup gidecek.
Ta ki bir başka sınava ve tercih dönemine kadar.
Gelecek için kafa yoranlar ve özellikle de politikacılar sihirli kelimeleri kullanmaya bayılıyor.
Peki ya sonrası?
Onu düşünen yok gibi.
Günü kurtarmak herkese yetiyor da artıyor.
Örneğin mülakatları ve enflasyonu ele alalım.
Mülakat aylarca ülke gündemindeydi.
Başladı, devam ediyor ama çıt yok!
Hayat pahalılığı azalmıyor, artıyor ama enflasyon dibe vurmuş!
Futbol mu her şeyi unutturdu yoksa ne söylense boş da o nedenle mi hiç konuşulmuyor belli değil.
Liyakat da en çok sevdiğimiz sihirli kelimelerden birisi.
Peki ne kadar ciddiye alınıyor?
Liyakatı olanlar mı öne çıkıyor, itaat edenler mi?..
Hemen her alanda top yekün bir üretim olmadan hiç bir şeyin olmayacağını biliyoruz.
Peki ama nasıl bir üretim?
Kendini zor kurtaran maliyetli bir üretim mi yoksa katma değeri yüksek sürdürülebilir kazançlı bir üretim mi?..
Sürülebilirlik deyince, bu kelimeye en çok da günü kurtarmaya çalışanların kullandığının farkında mısınız?..
İnovasyonu gelince, dar bir alana sıkıştırmanın ötesine geçemedik.
Yenilikçilik sadece endüstriyel ürünlerde değil tarımdan mutfağa, medyadan mimariye, eğitimden sanata hemen her alanda gerçekleşmeli ki taşlar yerli yerine oturabilsin.
Peki bu söz konusu mu?
Bazen oluyor.
Örneğin dar alanda kısa pas’lı futbol oynama tarzımız bir hayli değişmiş.
Gelelim yapay zekaya:
Şu günlerde o bile ikinci plana itildi.
Çok yakında futboldaki ve sınavlardaki zaferler de yapay zekanın eseri diye başlıklar görürsek şaşırmayalım...
Bir süre daha futbolla yatıp, futbolla kalkacağız ve sonra gerçek günlerle yüzleşeceğiz.
Bakalım o zaman hangi sihirli kelimelerin arkasına saklanacağız, gerçek gündemler yerine hangi şaşalı geçici gündemlerle yatıp kalakacağız?..
