Öğretmenler için yeni normalleşme dönemindeki mesai; 20 Haziran 2020 tarihinde yapılacak Lise Geçiş Sınavı (LGS) ile başlıyor. LGS’nın ardından 22 Haziran 2020 tarihinde ise öğretmenlerin 2019-2020 eğitim öğretim yılı yılsonu mesleki çalışma programı başlıyor. Yeni normalleşmenin eğitimde nasıl olması gerektiği ile ilgili daha önceki yazılarımda, önerilerde bulunmuştum. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğinin temelini nitelikli eğitim oluşturduğunu; bu nedenle de önceliğimizin eğitim olması gerektiğini her fırsatta ve yazılarımın bitiş cümlesinde sürekli tekrar etmekteyim. Ülkemizin Covid - 19 pandemisiyle mücadelesinin temelinde de önceliğin eğitimde olması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Maske kullanımı, sosyal mesafe ve virüse karşı alınması gereken önlemler sürekli hatırlatılmasına rağmen, yeni normalleşmenin toplum tarafından anlaşılması ve içselleştirilmesinde sorunlar görülmektedir. Daha önceki yazımı kaleme aldığımda Covid- 19 konulu yazılar yerine, eğitimin güncel sorunlarına döneceğimi düşünüyordum. Ancak, eğitimle ilgili yeni normalleşme adımlarının öğretmenler ve öğrenciler için oluşabilecek risklere dikkat çekmek için konuya tekrar değinmekte yarar gördüm.
Covid-19 pandemisi döneminde meslek liselerinin dezenfektan ve maske üretimi konusundaki çalışmaları takdire şayandır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Covid-19 pandemisi döneminde uzaktan eğitim çalışmaları da ilk başlangıçtaki teknik sorunlar ve yol kazaları sayılmazsa; beklentileri tam olarak karşılamasa da uzaktan eğitim sürecinin sorunsuz yürütüldüğünü düşünüyorum. Eğitimde yeni normalleşme dönemindeki ilk sınavımız 20 Haziran LGS ile başlayacaktır. Sağlık Bakanlığı’nın günlük Covid-19 ile ilgili paylaşımlarında vaka sayısının 980-1000 arasında devam etmesi, pandemi riskinin henüz bitmediğini göstermektedir. Umarız öğrencilerimizin gireceği sınavda sosyal mesafe ve hijyen kuralları dikkate alınarak, herhangi bir risk oluşmadan sınav sorunsuz bir şekilde yapılır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayımlamış olduğu LGS rehberinde belirtilen kurallar ve önlemlerin titizlikle uygulanması; Covid-19 pandemisiyle mücadele eden sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarının yok olmaması açısından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.
Öğretmenlerin 2019-2020 yılsonu mesleki çalışma programları da 22 Haziran Pazartesi günü başlayacaktır. Mesleki çalışma programı incelendiğinde Covid-19 pandemisinden önce yapılan çalışma programlarından pek farklı olmadığı görülmektedir. Yüz yüze eğitim çalışmaları, öğretmenler kurulu toplantıları, öğretmenlerin okulda çalışma yapma süreleri düşünüldüğünde yeni normalleşme olarak tanımlanan uygulamalardan uzak bir program olduğu görülmektedir. Öğretmen sayılarının az olduğu okullarda sorun gibi görülmese de birçok eğitim kurumunda öğretmen sayısı 80-90 kişiyi bulmaktadır. Öğretmen sayısı 100’leri geçen ikili eğitim öğretim yapılan eğitim kurumlarında aynı anda öğretmenlerin toplantıya katılmaları bir risk oluşturmaz mı? Öğretmenler kurulu toplantıları yönetmelikte belirtilen gündem maddeleri nedeniyle uzun sürmektedir. Okullardaki toplantı salonlarının çoğu derslik boyutunda ve sosyal mesafeler dikkate alınmadan sandalyeler yan yana dizilerek oluşturulmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı mesleki çalışma programlarında; müze ve tarihi mekânlara gezi gibi faaliyetlere de Covid-19 pandemisi yaşanmamış gibi çalışma programında yer verildiği görülmektedir. Covid-19 pandemisinnin henüz tam olarak bitmediği bir ortamda; geçmişteki mesleki çalışma programına uzaktan eğitim, stem eğitimi gibi birkaç yeni çalışma konusu eklenerek yüz yüze eğitim olarak uygulanmaya konulması umarız ki, Covid-19 pandemisi açısından bir risk oluşturmaz. Ülkemizde sadece devlet okullarında bir milyona yakın öğretmen bulunmaktadır. Özel öğretim kurumlarındaki öğretmenlerle birlikte bu sayı bir milyonu geçmektedir. Sağlık Bakanlığı günlük vaka paylaşımlarında sürekli Covid-19 pandemisi riskinin sonlanmadığı ve dikkatli davranılması gerektiğini ifade etmektedir. Öğretmenler, Covid-19 ile mücadelede en ön saflarda yer alan meslek grubundadırlar. Öğretmenlerin hastalık riskiyle karşı karşıya kalmaları demek; öğrencilerin de aynı riskle karşılaşması anlamına gelmektedir. Öğretmenlerin yeni eğitim öğretim yılına Covid-19 riskine karşı korunarak girmesi önemlidir. Eğitim öğretim yılı açılmadan tüm öğretmenlerin Covid-19 testi uygulanması da bir öneri olarak değerlendirilmelidir. Yeni eğitim öğretim yılında olası ikinci Covid-19 pandemisi dalgasına hazırlıklı girmek için, tüm parametreler değerlendirilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, eğitim öğretim kurumlarında sınavlarda görev alacak ve mesleki çalışmalar yapacak öğretmenlerin karşılaşabilecekleri Covid-19 riskine karşı gerekli önlemler alınmalıdır. Eğitim öğretim kurumlarında yeni normalleşmeyle ilgili ayrıntılı kılavuzlar hazırlanmalıdır. Sınıflarda öğrencilerin sosyal mesafeleri ile ilgili önerileri daha önceki yazılarımda değinmiştim. Öğretmenlerin çalışma ortamları da covid-19 riskine karşı düzenlenmelidir. Covid-19 pandemisi riski henüz tam olarak bitmediği için öğretmenlerin mesleki çalışmaları yeni normalleşmeye göre revize edilmelidir. Öğretmenler odası ve toplantı salonları da sosyal mesafe dikkate alınarak düzenlenmelidir. Yaz mevsimi olması nedeniyle, yılsonu toplantıları açık alanda yapılabilir. Ancak yeni dönem için öğretmenler odası, toplantı salonlarının da yeni normalleşmeye göre düzenlenmesinde yarar vardır.
Sonuç olarak; Sağlık Bakanlığının ifade ettiği gibi, Covid-19 pandemisiyle mücadelemiz vaka sayısı “0” oluncaya kadar devam edecektir. Covid-19’a karşı etkili tedavi yöntemi ya da aşı bulununcaya kadar risk devam edecektir. Normalleşme kavramı eski normali ifade etmemelidir. Yeni normalleşmeye göre yaşamın tüm alanları düzenlenmelidir. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin de Covid-19 riskine karşı korunması için, her tür önlem ve tedbirler alınmalıdır. Yeni normalleşmeye göre; öğretmenler odası, toplantı salonları, atölyeler ve dersliklerdeki sıra sayısı sosyal mesafe dikkate alınarak, tekrar düzenlenmelidir. Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…
