Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen ‘Avrupa’nın 3. büyük mobil ülkesiyiz. Yaklaşık 35 milyon internet kullanıcımız var. Sosyal medyayı en hızlı benimseyen ve yaşamının parçası haline getiren ülkelerden biri olduk. Buna rağmen Türkiye’nin 2 trilyon 570 milyar avroluk dünya bilişim pazarındaki payı yalnızca binde 8 oranında kalıyor.’dedi. Yerel kültür ve pratik zekanın getirdiği girişimciliği engelleyen teknik bilgi eksikliğini gidermek ve uygulama geliştirici sayısını artırarak pazardan alınacak payı artırmak istediklerini anlattı.
Bulut hizmetleri pazarı 4 yıla kadar 131 milyar dolara ulaşacak
Microsoft’un eğitim, bilişim, istihdam ve ekonomi alanlarında gerçekleştirdiği geniş çaplı kurumsal sosyal sorumluluk 120 bin öğrenci ve 2 bin 600 kişiye ulaştı.
Bilişim sektörü, artık mobil uygulamalarda ve bulut bilişimde büyüyor. 2011 yılında 17.5 milyar dolar olan mobil uygulama pazarı, bugün bu rakamın 2-3 katı büyüklüğe ulaşmış durumda. Genel kullanıma hitap eden bulut hizmetlerinin 2017 yılına kadar 131 milyar dolarlık bir pazar oluşturması bekleniyor. Bu potansiyelden ülke olarak daha fazla pay almamız gerekiyor. Bundan sonraki hedefimiz, önümüzdeki 5 yıl içinde 1 milyon kişiyi Açık Akademi programının bir parçası yapmaktır.”
Tamer Özmen, Dünya 18 yaşına gelmeden milyoner olan girişimcileri konuşuyor. İyi fikirler, daha ilk yılını doldurmadan milyonlarca dolarlık talepleri peşinden koşturuyor. İlkokulda da yazılım dersleri olsun, çocuklarımız dijital devrimi atlamasın.’ sözleriyle teknoloji okuryazarlığı konusundaki hassasiyetlerini belirtti.
Ankara’dan canlı bağlantıyla katılan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ‘Bölgeler arasında gelişmişlik farkının azalmasına katkı sağlayacak’ dedi.
‘Açık Akademi katılımcı profiline baktığımızda iki şey dikkat çekiyor. Birincisi kadınlar programa erkeklerden daha az ilgi gösteriyor. İkincisi büyük şehirlerde programa katılım daha fazla, kırsalda daha az. Bilişimde köy-kent ayrımının, sayısal uçurumun ortadan kalkması için gayretlerin biraz daha Anadolu’ya yoğunlaşması gerekiyor. Bilişimin yurt sathında her yere yayılması çok şey kazandıracak. Bölgeler arasında gelişmişlik farkının azalmasına katkı sağlayacak, insanların birbiriyle daha fazla dost olması ve iş yapması, ülke çapında barış ve huzurun sağlanmasına katkıda bulunacak’ şeklinde sözlerine devam etti.
Teknoloji okuryazarlığı eşitsizliğiBakan Binali Yıldırım da cinsiyet, yaş ve bölgesel eşitsizlikleri derin uçurumlar oluşturduğu ülkemizde bilişim sektörünün bu eşitsizliği gidermesini umduğunu ifade etti. Donanıma erişim, teknik yeterlilik ve bireylerin kişisel eğitimlerine ayırabilecekleri zaman gibi yapısal sorunları bir yana bırakırsak, elbette bilişim alanında verilen eğitimlerin bu hususta olumlu bir etkisi olabilir. Kadınların ve eğitim düzeyi düşük bireylerin daha az teknoloji okuryazarlığı ve erişimi olmasına yol açan yapısal engellerin düzeltilmesi için gerçekleştirilen,eşitsizlik odaklı başka kurumsal sosyal sorumluluk projeleri de var
