Üniversitelerde özerklik ve özgürlük açısından beklentileri karşılayabilecek düzenlemelerin mutlaka yapılması gerektiğini vurgulayan Demir, taslakla birlikte yüksek öğrenimin özelleştirilmesinde yeni bir adım atıldığını, özelleştirmede vakıf üniversiteleri gibi bir kılıfa artık gerek duyulmadığını savundu.
Demir, şunları kaydetti:
''Mevcut kadrolu akademisyenlerin durumu isteğe bağlı bırakılmakta ise de zaman içerisinde kadrolu akademisyen sayısını giderek azaltacak ve akademiyi tamamen sözleşmeli akademisyenlerden oluşan bir yapıya dönüştürecek mekanizma hayata geçirilmiş olmaktadır. Sözleşmeli öğretim üyesi statüsü güvencesiz bir statüdür ve akademik özgürlükle de bağdaşmamaktadır.
Dünyanın en büyük ve güçlü üniversiteleri ülkemizde şubeler açacak ve bir yandan milli servetin bir yandan da gelişmiş beyinlerin yurt dışına akmasına yol açacaktır. Dünyanın en iyi ilk 500 üniversitesi arasına yalnızca bir iki üniversite sokabilen ülkemizin bu madde ile en azından şimdilik kazanacağı hiç bir durum söz konusu olamaz.
Yabancı üniversite şubeleri aynı zamanda küresel ekonomik güçlerin de ülkemize çok daha kolay girmesinin bir aracı haline gelecektir. Ulusal değer
ve kavramları yok sayması, anayasa ve yasalara aykırı birçok hüküm
içermesi, eğitimin özelleştirilmesi, eğitim ve bilginin
piyasalaştırılması, bilimsel ve idari özerkliği hiçe sayması,
akademisyenlerin iş güvencesini ortadan
kaldıran hükümler içermesi ve bütün bu sayılan hususların sendikamız
Eğitim-İş'in tüzüğünde yer alan amaç ve ilkeleri ile çelişmesi nedeniyle
yükseköğretim yasa taslağı ile ilgili olarak kaygı duymakta ve taslağı
onaylamamaktayız.''AA