adscode

En güzel yemekler hangi kentimizde?

İş nedeniyle çok yer geziyoruz. Hemen her hafta bir ya da birkaç kente yolculuk yapıyoruz. Bu ziyaretlerde, onca işin gücün arasında, bölgenin tarihi ve kültürel eserlerinin yanı sıra mutfağını da mutlaka…

En güzel yemekler hangi kentimizde?
AG Blog


Anadolu’dan o kadar çok medeniyetler geldi geçti ki, hemen hepsi onca eser ve onca tat bıraktı. Keşke bütün bunlar, her yönüyle uzun uzadıya araştırılsa.Binlerce yıl öncesinden başlayarak, üzerinde gezdiğimiz topraklarda, insanlar ne yer, ne içer, nasıl evlerde oturur, nasıl ısınır, nasıl eğlenir, nasıl giyinir, nasıl yıkanır, nasıl tıraş olur, nasıl eğitim alır, nasıl bir yargı sistemi uygulanır, ibadetlerini nerede ve nasıl yaparlardı gibi tüm ayrıntılar, basit bir dille anlatılsa, eminim ki fazlasıyla ilgi çekecektir.Mutfak kadar ilgimi çeken bir başka konu da, dünden bugüne nasıl ısındığımız, nasıl haberleştiğimiz? Her gittiğim yerde bunu da soruyorum ama sorular çoğu zaman havada kalıyor...
Mutfak zenginliği Mutfak zenginliği ile kültürel mozaik arasında derin bir korelasyon var. Mutfak ne kadar zenginse, o ülkenin ya da kentin kültürel mozaiği de o kadar zengin. Bundan sonraki ziyaretlerinizi, bir de bu gözle değerlendirin, çok farklı ayrıntılarla karşılaşacaksınız...Evet, lafı fazla uzatmadan, hemen can alıcı soruya geçelim.Ülkemizde en zengin mutfak hangi kentimizde?Gaziantep, Kayseri, Antakya’da mı yoksa İstanbul, Bursa, Edirne, Mardin, İzmir ve Karadeniz’de mi?İllerin diğerlerini saymıyorum. Örneğin dün Malatya’daydım. Onlar da çok iddialı. Sadece bulgurdan yapılan 135 çeşit köftemiz var diyorlar. Van’a uzandığınızda sadece kahvaltı masalarında bir o kadar sayıya ulaşabilirsiniz. Mardin, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Elazığ, Diyarbakır, Erzurum’u saymıyorum bile. Çanakkale, Rize, Artvin, Burdur hepsinin farklı tatları var.Biraz orta Anadolu’ya gittiğinizde Ankara, Konya, Eskişehir’de de kendine özel müthiş tatlar bulmanız mümkün.Ege mutfağı sadece Türkiye’de değil, otları ve deniz ürünleriyle dünyada efsane. Akdeniz’in tadı, Karadeniz’in renkliliği, Bolu’nun şefleri ise zaten hep dillerde...Şimdi böyle bir ortamda hangi kenti yazmaya kalksam, kesinlikle diğerlerine haksızlık olacaktır.Ama eğer ilginizi çekiyorsa, arada bir eğitime mola verip teneffüslerde yemek muhabbeti yaparız. Çünkü yemek demek, tarih, kültür, yaratıcılık, özen, paylaşım, kısacası hayattan keyif almak demek...Şimdi bütün bunları okuyan beni bir yemek oburu sanabilir. Öyle kilolu sayılmam. Lezzetli olmayan yemeği de yemem. Tatlıdan vazgeçmem, çorba, salata, ara sıcaklar, hamur işleri, deniz ürünleri, otlar ve peynir çeşitleriyle de özellikle ilgilenirim.
Ülkemizi tanımıyoruz! Kesinlikle ve kesinlikle ülkemizi yeterince tanımıyoruz. Bırakın başka kentleri, yaşadığımız kentlerden bile bihaberiz... Herhangi bir kente gitmeden önce yerel yemeklerini araştırıyoruz, gittiğimizde bunları nerede yeriz dediğimizde, boş gözlerle yüzümüze bakılıyor. Pek çoğunun adından bile haberdar değiller. Bunlar annemizin yemekleri, artık yapılmıyor deyip işin içinden çıkıyorlar. Ama biraz zorladığınızda kıyıda köşede bir yerlerde o tatları bulabiliyorsunuz.Bu konuda yerel yönetimlere, mülki amirlere ve özellikle de sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşüyor. Hemen her kentte, farklı bir kurum bu işe el atıp, yaşadıkları kente, farklı bir hava katabilir.Bunu yapan illerimiz var. Örneğin Gaziantep, Antakya, Kayseri, Konya, Erzurum ve daha pek çok ilimizde, restore edilen tarihi konaklarda, yerel mutfak ve yerel tatları bulmak mümkün. Merzifon, Amasya ve Edirne gibi kentlerimizde de Osmanlı saray mutfağından örnekler tadabilirsiniz...Yazının Devamı İçin Tıklayın!


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)