Türkiye’nin 46 üniversitede psikolojik danışma ve rehberlik lisans programları tarafından yetiştirilen yeterli psikolojik kaynağı bulunduğuna dikkat çeken Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Tuncay Ergene, bakanlığın plansız bir şekilde atamalar yaptığını, okulların ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir öngörüde bulunamadığını vurguladı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın felsefe grubu öğretmenlerini “alan dışı atamayla” psikolojik danışman ve rehber öğretmen kadrosuna atama kararı alması seçim öncesi popülist bir uygulama olarak değerlendirildi. Türkiye’nin 46 üniversitede psikolojik danışma ve rehberlik lisans programları tarafından yetiştirilen yeterli psikolojik kaynağı bulunduğuna dikkat çeken Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Tuncay Ergene, bakanlığın plansız bir şekilde atamalar yaptığını, okulların ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir öngörüde bulunamadığını vurguladı. Alan dışı atamaların seçim döneminde, seçmene oynamaktan başka bir şey olmadığını ifade eden Ergene, konuya duyarlı vatandaşları 23 Mayıs’ta Ankara’da düzenlenecek olan “Mesleğe Sahip Çıkalım” Mitingine çağırdı.
Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Tuncay Ergene, psikolojik danışmanlık mesleğinin 60 yılı geçmişinde yaşanan en büyük olumsuzluğun “alan dışı atamalar” olduğunu vurguladı. MEB Personel Genel Müdürlüğü’nün 12 Mayıs 2011 tarihinde internet sitesinden yaptığı duyuruyla 2011 yılı atamalarında rehber öğretmen kadrosuna felsefe alanına kaynak teşkil eden yükseköğretim programlarından mezunların da atanacağını ilan ettiğini belirten Ergene, “Personel Genel Müdürlüğü bu kararını Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın görüşüne dayandırmaktadır. Talim ve Terbiye Kurulu ise 7 Temmuz 2009 tarih ve 80 sayılı kendi kararına açıkça aykırı olan, farklı alanlardan mezun kişilerin rehber öğretmen kadrosuna atanabileceklerine dair böyle bir kararın altına imza atabilmiştir. Demokratik hukuk devletinde açıkça hukuka aykırı bir işlemle karşı karşıya kalınmıştır” dedi.
BU KARAR, HAK GASPINA VE TOPLUMUN NİTELİKSİZ HİZMET ALMASINA NEDEN OLUYOR
Başkanlığın bu uygulamasının, bir meslek alınana müdahale ve meslek elemanlarının hak gaspını ve de toplumun niteliksiz hizmet almasını içermekten başka bir şey olmadığını dile getiren Ergene şu noktalara dikkat çekti:
“Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerini kaynağından mezun kişilerin dışında herkesin yapabileceğini düşünme yanılsaması ne yazık ki devam ediyor. Oysa psikolojik danışman eğitiminden geçmeyen kişilerin eğitim kurum ve kuruluşlarında psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin yürütülebilmeleri son derece güçtür. Psikolojik Danışma ve Rehberlik Lisans Programı kapsamında bilgi, beceri ve tutumlar, ‘kısa ya da uzun süreli’ bir takım hizmet-içi eğitim programları, sertifika programları ile kesinlikle kazandırılamaz. Dolayısıyla, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Lisans Programı’ndan mezun olmayan kişilerin, okullarda ve diğer kurum ve kuruluşlarında (örneğin özel dershanelerde) psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerini yürütemeyecekleri açıktır.”
YETERLİ PSİKOLOJİK DANIŞMAN KAYNAĞI VAR
Türkiye’de 46 üniversitede psikolojik danışma ve rehberlik lisans programları tarafından yetiştirilen yeterli psikolojik danışman kaynağı olduğunun altını çizen Ergene, “Sorun, Milli Eğitim Bakanlığı’nın plansız bir şekilde geçmişten bugüne atamaları yapıyor olması ve ihtiyacın karşılanmasına yönelik bir öngörüsünün olmamasından kaynaklanmaktadır” eleştirisi getirdi.
SEÇİM DÖNEMİNDE SEÇMENE OYNAMAKTAN BAŞKE BİR ŞEY DEĞİL
Başbakan Erdoğan’ın her açıklamasında popülist politikalara karşı olduğunu, hükümet olarak bu tür uygulamaların içinde olmayacaklarını dile getirdiğini anımsatan Ergene, “Ancak Milli Eğitim Bakanlığı Felsefe Grubu öğretmenlerini psikolojik danışman ve rehber öğretmen kadrosuna ataması tam da popülist bir uygulamadır. Seçim döneminde, seçmene oynamaktan başka bir şey değildir. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, her mesleğin değerliliği ilkesiyle hareken eden ve herkesin yetiştirildiği alanda istihdamını savunan, 2 bin 500’ü aşan üyesi ve 11 şubesi olan mesleki bir dernektir. Sorunun çözümüne yönelik tavrımızı ortaya koymak amacıyla üyelerimiz, meslektaşlarımız, PDR öğrencileri, mesleğimizin akademisyenleri ve konuya duyarlı vatandaşlarımızın Türkiye genelindeki katılımıyla 23 Mayıs 2011 tarihinde saat 14.00’da Ankara’da 'Mesleğimize Sahip Çıkalım' mitingi gerçekleştirecektir” dedi.
