İlahi Yekta Hocam, ilahi YÖK, ilahi QS

Dünya genelini kapsayan üniversite sıralamalarında tepetaklak olunca, gönlümüzü almak için yeni bir liste hazırlamışlar.

Doğu Avrupa ülkeleri ile Orta Asya ülkelerini kapsayan “En İyi İlk 100 Üniversite” diye bir sıralama icat ettiler ve Türkiye’den 12 üniversite bu listede yer aldı.

Ve şimdi biz onunla övünüyoruz.

YÖK Başkanı Saraçda üniversitelere takdirname göndermiş.

Sanırsınız ki Aziz Hocagibi Nobelaldılar.

Merak ettim, YÖK Başkanı, acaba Sancar’ı da kutladı mı?..

Türkiye’yi de içine alan İngiliz kökenli QS listesinde başka hangi ülkeler var?

Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Gürcistan, Macaristan, Kazakistan, Kosova, Kırgızistan, Letonya, Litvanya, Makedonya, Moldova, Karadağ, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna ve Özbekistan olmak üzere 30 ülke bulunuyor.

Rusya’dan Lomonosov Moscow State Üniversitesi birinci, Novosibirsk State Üniversitesi ikinci, Çek Cumhuriyeti’nden Charles Üniversitesi üçüncü seçildi.  

Sıralamada, ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi 11’inci, Sabancı Üniversitesi 14’üncü, Koç Üniversitesi 15’inci, Boğaziçi ve İstanbul üniversiteleri 17’nci, İTÜ 30’uncu, Hacettepe Üniversitesi 34’üncü, Ankara Üniversitesi 56’ncı, Ege Üniversitesi 73’üncü, Gazi Üniversitesi 83’üncü, 9 Eylül Üniversitesi 91’inci oldu.

Peki, Türkiye’nin en iyileri onlar mı?

Fazlasıyla tartışılır!..

Denklik işkencesi!

Hiçbir üniversitemiz dünya sıralamasında ilk 100’e, ilk 300’e giremiyor. Girenler de umurumuzda değil. En iyi üniversiteden mezun olsanız da YÖK’ün denklik işkencesinden kurtulamıyorsunuz.

Bilişim teknolojilerinin böylesine geliştiği, tüm üniversite mezunlarının, ilgili üniversitelerin internet sitelerinde yer aldığı bir çağda biz hâlâ klasik haberleşme yöntemleriyle yazışıyoruz ve bir denklik işlemi 8 ayda gerçekleşemiyor. İşte örnek:

“Devlet yurtdışı doktoralı bilim insanı istemiyor. Eğer isteseydi, dünyanın 28. sırasındaki üniversitesini bitirip, 7 tane endeksli yayın yapıp, yaklaşık 8 aydır doktora denkliği beklemezdim.

Galiba artık siyasetin hâkim olduğu eğitim sisteminde, bize, birer harici ‘outlier’ olacağımız gözüyle bakılıyor.

Kendi yetiştirdikleri adamlar varken neden biz!

Doktora denklik başvurusunda yaşadıklarım bana gösterdi ki bu ülke yurtdışında doktorasını yapmış taze akademisyenleri sevmiyor. Gizliden gizliye ‘Geldiğiniz yere geri dönün’ mesajı veriliyor...

Yurtdışında en iyi akademisyenlerle araştırma ve eğitim konularında çalışma yaptım ama 6 aydır vasıfsız eleman gibi evde oturuyorum...

Benden sonra, Türkiye’de doktorayı bitirenler yardımcı doçent oldu.

Neymiş efendim, ‘Okulunuza yazı yazdık, cevap gelmedi’. Üniversitenin web sitesi üzerindeki adrese, kime gönderildiği belli olmayan ve 70’li yıllardan kalma mektup yöntemiyle yazı yazarsan cevap gelmez. Dünyanın bir kutbundan başka bir kutbuna e-mail ve telefonla iş çözülürken bu hantallık neden?


Yazının devamı için tıklayınız !