Dördü de tıpçı.
Zaten aksi olsa şaşırtıcı olurdu... İÜ’de rektörlük yarışı her zaman renkli olur. Ama sanki bu kez biraz agresif geçiyor.Umarız üniversiteye zarar verir noktalara gelmez...
İstanbul Üniversitesi, sıradan bir üniversite değil. Kimler geldi, kimler geçti, kimleri mezun etti. Bazen bir uçtan ötekine gitti.
Bazen de bırakın dünyaya, Türkiye’de olan bitenlere bile sırtını döndü.
Devasa bütçesi, inanılmaz sayıda öğrenci ve öğretim üyesi kadrosu var. Pek çok bakanlık, kurum, şirket onun yanında cılız kalır. Tipik bir halk üniversitesi. Elit değil. Ama dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasına her defasında giren de yine o. Her ne kadar kendisini yaşlı ve hantal bulunlar olsa da o hâlâ üniversite deyince akla gelen ilk isim, ilk imge.
Abbas Güçlü'nün Milliyet Diyalog köşesindeki bugunkü yazısının devamı için tıklayın