adscode

'Bir Akademisyenin Düşüşü ….'

Bir akademisyen son maaş tartışmaları ardından hissettiklerini yazdı.

'Bir Akademisyenin Düşüşü ….'
Haberler







''Gece saat 1’i geçiyor ve ben yatağımda uyuyamayıp bu satırları yazmak zorunda hissediyorum kendimi. Artık pes ettiğimi hissediyorum. Yoruldum. Anlaşılamamak daha çok yoruyor galiba insanı. Bir internet sitesi haberiyle “efendim akademisyenler 20 bin tl ek ders parası alıyormuş, gece saati şu kadarmış” ifadeleri uyutmadı. Altındaki yorumlar daha çok acıtıyor aslında “bunlarda 2-3 ev, arabalar, birde yaz okulu verdi mi ? ohooo” Toplum bizi böyle mi görüyor gerçekten. Sınıfta kalınca hoca bıraktı denir ya zaten. “Üniversitelerimiz Dünya’da kaçıncı ki” herkesin konusu. Haketmiyorlar demek istiyorlar. Evet asıl rahatsız eden, içimi acıtan yorgunluk bardağını taşıran bu yorumlar. Demek böyle anlaşılıyoruz. O zaman  ben ne için çalışıcam, bu gücü nerden alıcam?


Zamanımdaki üniversite sınavında 2 milyon kişi içinde ilk 400’e giren ben yoruldum artık. O zamandan başlamıştı sıkı çalışma hayatım. Mezun olduktan sonra kabul edildiğim ilk işe yüksek lisans yapmak için gitmedim. Orda bi başla diye verilen ücreti araştırma görevlisi olarak 5 yıl sonra ancak alabildim. Bu gün benim yerime bu işe giren kişi belki 10-15 bin belki fazla alıyor ama bu üzmedi beni. Yeni bi şeyler yapma hevesim vardı. O işe girmediğim için pişman olmadım.


Yüksek lisans yaparken araştırma görevlisi olmak için 3 yıl bekledim, ufak işlerde çalıştım. Kadro yoktu. Ama bilim insanı olmak istiyordum. Bi proje ile TUBİTAK bursu almaya başladım 1 yıl sonra. Ne kadar sevinmiştim. 2 yıl daha ne iş yapıyorsun diyenlere kem küm ettim. Bütün akrabalarımdan en çok duyduğum söz “sen de amma okudun” sözüdür.


“Şunu da atlayınca…, yüksek lisans bitince…, doktora derslerini bi versem.., yeterlilik sınavını bi atlatsam…, doktorayı bitirsem… aslında gerisi kolay diye 7-8 yıl lisansüstü öğrenim süreci “ha gayret” diye geçti.


Sonra şanslıydım. Bazı arkadaşlarım gibi 3-4 yıl beklemeden araştırma görevlisi olduğum üniversitede yardımcı doçent kadrosuna atandım. Olduğum bölüm 30 yılı geçmişti kurulalı. 30’a yakın öğretim üyesi, yüksek lisans, doktorası, 2. öğretimi, vs. avantaj olabilecek çok şey var. “Ama” dediler başka bi şehirden “burada bu bölüm yok. Oraya da hizmet götürmek lazım”. Tamam dedim. O rahat ortamı bıraktım yeni açılan bölüme gittim. Bölüm başkanı olduk.


TUBITAK Eylül dönemi için proje yetiştirmeye çalışıyorum şu ara. Son 3 yılda toplam 30 gün izin kullandım mı bilmiyorum, ama çok iznim yandı geçen sürede. Hatta aklımdan izin olayı “1 hafta izin alsam da şu projeyi rahat yazsam” diye geçiyor. Okul idari faaliyetlerinden vakit yok çünkü. Son 3-4 günde de o kadar evrak işi çıkmış ki kâğıt görsem midem bulanacak.


Gazetelerde haberler: “Türkiye’de akademisyen maaşları Nijerya’dan bile geride”. Çalışıyoruz ama takdir edilicez galiba, baksana haberlere diye geçiyor içimden. Sonra arkadaşlardan yukarıda bahsettiğim haberi duyuyorum. Altındaki yorumlarla beraber eşimin kaç yıldır söylediği söz çınlıyor kulağımda “Ya senin işlerin ne zaman bitecek de rahatlıycaz artık !”. Onu öyle avutuyorum çünkü. “şu projeyi bi yazayım, şu makaleleri bi tamalayayım, bi doçent olayım ondan sonra şöyle olacak, böyle olacak”.  Haber öyle hazırlanmış ki bahsedilen kazanca ulaşmak bi akademisyenin yılın 11 ayı sabah 8 akşam 11 ders vermesi lazım. Robot olsa daha fazla bakıma gitmesi gerekir. Bu şekilde bir insan ne zaman bilim yapacak da gelişmeye katkı sunacak, çok konuşulan şekilde “üniversiteler dünya da kaçıncı” sorununu çözecek. Şu anda mezun ettiğim ve o gün işe giren öğrencimden daha düşük maaşım var. Ben üstüne 7 yıl daha yüksek öğrenim görmüş durumdayım.


Haber altındaki yorumlar daha moral bozucu. İnsanın enerjisini yok ediyor. İçimden bi şey kopuyor bi ses “tamam, artık pes” diyor. Ekstra çalışacak, üstüne koyacak, bi fazlasını yapacak, eşimi ve kendimi şu eşiği de atlasam diye avutacak gücü artık hissetmiyorum. Bi yerden düşüyorum gibi geliyor….''


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)