adscode

İnce Meclis’te sözleşmeli öğretmenleri sordu!

CHP Yalova Milletvekili Muarrem İnce Meclis’te sözleşmeli öğretmenlere verilen kadro sözünü hatırlattı...

İnce Meclis’te sözleşmeli öğretmenleri sordu!
Özel Eğitim

 

İşte Meclis diyalogları;

 

MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 

Son günlerde bir usta-çırak tartışması var. Aslında, bu tartışmanın kökenleri, tam beş yüzyıllık. Mimar Sinan, 1500'lü yıllarda şöyle der Şehzade Camisi için: "Bu benim çıraklık eserimdir." Süleymaniye için "Bu benim kalfalık eserim." Selimiye içinse "Bu benim ustalık eserimdir." der. Yani, 1500'lü yıllarda yaşamış Mimar Sinan'dan alıntı yaparak, bugün üçüncü dönemi kastederek "Ustalık dönemim olacak." diyen Sayın Başbakana bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Mimar Sinan o minareyi yaptığında oradan bir çocuk geçiyor. Çocuk diyor ki "Aa bu minare eğri." Mimar Sinan hemen topluyor çalışanları, halatları bağlatıyor minareye "Çekin." diyor. Çocuğa da diyor ki "Düzelince söyle." Çocuk diyor ki "Düzeldi." "Tamam, bırakın." diyor.

 

O çocuk kimdir biliyor musunuz? O çocuk eleştiridir, o çocuk muhalefettir, muhalefet. Yani "Ustalık eserim, kalfalık eserim, çıraklık eserim." diyen, o 1500'lü yıllarda yaşayan Mimar Sinan için o çocuk bir eleştiridir yani çok küçük bir eleştiridir ama eleştiridir. Yani, bir çocuğun eleştirisine bile katlanabilen Mimar Sinan ama muhalefetin eleştirisine, kendisiyle aynı konumda olan milletvekillerine, ana muhalefet partisine, muhalefet partilerine katlanamayan bir iktidar. Bu şuna benzer… Bu tartışma aslında ideolojik bir tartışma, yüzyıllık bir tartışma. Yarım yamalak özümserseniz bir kültürü, bir ideolojiyi, bir düşünceyi, yarım yamalak algılarsanız işte böyle olur. Sizin yarım yamalak demokrasi bilginizle de bugün burada yasa yapıyoruz.

 

Madem bu kadar önemliydi neden Komisyon Başkanı burada yok? Yurt dışındayken imza atmasını biliyor ama Komisyon Başkanı bugün burada yok.

 

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Muharrem Bey, Komisyon Başkanı, Başkan Vekili burada, Sözcü orada.

 

MUHARREM İNCE (Devamla) - Yani siz bir çocuğun muhalefetine bile, bir çocuğun eleştirisine bile katlanabilen bir geleneğin insanları olduğunuzu söylüyorsunuz da bu "temel yasa" kavramı neden? Muhalefete beş dakikalık süre neden? Söz kesmek neden? Kanun hükmünde kararname neden?

 

Sayın Elitaş, "twitter"dan mesajlar okudun. E, bize de mesajlar geliyor, hiç okumuyoruz. Bir tanesini okuyayım. Diyor ki: "Mücahitler müteahhit oldu, sonra her şeye müsait oldu." Buna benzer on tane mesaj var, "twitter" mesajlarına geçmeyelim isterseniz.

 

 

KAMER GENÇ (Tunceli) - Kimi kastediyor, kimi?

 

MUHARREM İNCE (Devamla) - Mesela "Gömleklerini değiştirdiler ama kafa aynı kafa." diyor. Buna benzer pek çok mesaj geliyor. Bunları hiç okumayalım isterseniz.

 

Şimdi, madem buradan yetki alıyorsunuz ben Sayın Bakana şunu söylemek istiyorum:

 

1) Sözleşmeli öğretmenler üç senedir kadro bekliyor. Bu yetki kanunu ile sözleşmeli öğretmenlere kadro verecek misiniz?

 

2) İthal öğretmen istihdamını bu yetki kanunuyla mı çözeceksiniz?

 

"Eşit işe eşit ücret" ilkesini bu yetki kanunuyla mı gerçekleştireceksiniz?

 

Kurumlar arasındaki ücret dengesizliğini bu yetki kanunuyla mı çözeceksiniz?

 

Görevden alınma işlemlerine karşı dava açan bürokratların sicil puanlarını düşürmek, onları süründürmek, sürgün etmek, yargı kararlarını uygulamamak gibi yöntemleri bu yetki kanunuyla yasal hâle mi getireceksiniz?

 

Başbakana bir defaya mahsus atama yetkisi mi vereceksiniz TÜBİTAK'ta yaptığınız gibi?

 

Başbakan tarafından tesis edilen işlemlere karşı dava açan kamu görevlileri için özel bir düzenleme yapacak mısınız?

 

Çakılı kadro ile sözleşmeli çalışan sağlık personelinin sorunlarını bu kanunla mı çözeceksiniz?

 

Bakınız, bu kürsülerden eski Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirileceğinin sözünü verdi, Sayın Nimet Çubukçu verdi. Siz Meclisi baypas ederek, yasamayı devre dışı bırakarak Bakanlar Kuruluna madem böyle bir yetkiyi veriyorsunuz, parmak kaldırmanıza da nasıl olsa gerek yok artık, hadi o verdiğiniz sözü tutun, o sözleşmeli öğretmenleri bu yetki kanunuyla kadroya geçirin, o atanamamış 300 bin öğretmenin derdine çare olun.

 

Bu yetki kanunu ne işe yarayacak? Yani siz ballı maaşlı çocuklarınıza yaptığınız -bazılarınızın çocuklarınıza yaptığınız- kıyakları kimlere yapacaksınız bu yetki kanunuyla? Bunu atanamamış öğretmenlere yapın diyorum, yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

 

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)