adscode

Kapatılma Kararına Dershane Öğretmenlerinin Tepkisi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dershaneleri kapatmaya kararlı. Dershane sahipleri kurumların kapatılamaz gerekçelerini sunarken eğitimciler dersahenelerin kapatılmasının mevcut eğitime ve sınav sisteminine…

Kapatılma Kararına Dershane Öğretmenlerinin Tepkisi
Özel Eğitim


Dershane öğretmenleri egitimajansi.com'a konuşuyor.!!!!

Dershaneler kapatılsınDershanelerin kapatılma kararına dershane öğretmenleri ne diyor?

 

Bu konuda düşüncelerinizi editor@abbasguclu.com.tr  adresinde bizimle paylaşabilirsiniz. 

'Öncelikle iyi çalışmalar dershane öğretmenlerine böyle bir paylaşım imkanı verdiğiniz için teşekkür ederim. Bende dershanede çalışan 5 yıllık bir öğretmenim. Yapılan paylaşımların hepsini okudum bütün arkadaşlarımın düşüncesine en içten duygularımla katılıyorum. Fakat ben olaya başka bir pencereden bakmak istiyorum. Dershane öğretmen arkadaşlarıma şu soruyu sorarak başlamak istiyorum sözlerime: 
ARKADAŞLAR HANGİNİZ YAPTIĞINIZ İŞTEN MEMNUNSUNUZ ŞU AN BIRAKMA FIRSATINIZ OLSA KAÇ KİŞİ BU İŞİ BIRAKMAZ ÇOK MERAK EDİYORUM? 
Öncelikle öğretmen arkadaşlarım kendilerine bu soruyu sorsunlar. Bu sektör artık eğitim-öğretim sektörü olmaktan çıkıp bir ticaret sektörü olmuştur. Dershanelerin çoğu kaliteli öğretmen aramazlar. Onlara kayıt getirecek tabiri caizse simsar öğretmen alırlar. Bu da dershanedeki eğitim kalitesini yerlere indirmiştir. Dershanenin okuldan tek farkı öğrenciyle mecburiyetten daha fazla ilgilenmesidir. Kötü öğrenci kötü olarak kalır iyi öğrenci kendisi iyidir bence.
Eğitim kalitesi dershanelerin çok yüksek deniliyor. Peki bende soruyorum.
 Patronunuz işe yeni bir öğretmen alırken O'nun deneyimli ve kaliteli olmasına mı bakar yoksa ucuz olmasına mı bakıp O'nu alıyor?
Cevabı vermeme gerek yok sanırım.
Bu yüzden bence dershaneler kapanmalıdır. Çünkü bu sonu olmayan bir iştir. Bu kadar insanda bir şekilde istihtam edilecektir bu kadar insanın kaderine terk edileceğini düşünmüyorum. 
Herkesin hakkında hayırlısı olsun... '

****

Dershanelerin kapatılması tartışmalarına bir öğretmen olarak katılma ihtiyacı hissettim.
 
Dershanelerin kapatılması ile ilgili olarak heryerde birşeyler yazılıp çiziliyor. En son açıklamalara göre de dershanelerin kapanma süreci kendiliğinden gelişecek. Farklı yöntemler ortaya konulacak, liselerdeki eğitim standart olacak, lise sonunda olgunlaşma sınavı yapılacak, üniversiteler A-B-C kategorilerine ayrılacak... vs.vs.vs....
 
Bir öğretmen ve bir veli olarak gelişmeleri şaşkınlıkla izliyor, yer yer gülüyor, yer yer de tartışılan konuların yersizliğine üzülüyor, acınacak halimize bir daha gülüyorum.
 
Nedeni mi;
1. Dershaneler kapatıldı diyelim. Liselerdeki eğitim standart hale gelecek. Evet benim de yegane temennim odur ki, Galatasaray Lisesindeki eğitim ile Yüksekova Lisesindeki eğitim denk olsun. Ankara Fen Lisesine gidebilecek öğrenci kapasitesine ulaşsın Ağrı Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri. Her öğrenci en kaliteli eğitimi alsın.
 
2. Liselerin sonunda yine bir olgunlaşma sınavı yapacak isek, bu sınava öğrenciler nasıl hazırlanacak. Olgunlaşma sorularının soruları lise müfredatından sorulacakmış. Ne kadar güzel. Yıllardır yapılagelen adı SBS-ÖSS-ÖYS-YGS veya LYS olan sınavların soruları nereden, hangi müfredattan soruluyordu? 12 yıllık matematik öğretmeniyim. Bu söylem üzerine 1981-2012 sınav sorularının tamamını inceledim. İlginç bir sonuçla karşılaştım. Şaşıracaksınız ama; "Bu tarihler arasında sorulan soruların tamamı Milli Eğitim Bakanlığının Liselere uygun olarak sunduğu müfredattan."
 
3. Lise sonunda yine bir sınav yapılacaksa, bu sınav neticesinde de öğrenciler A-B-C gibi kategorilerde üniversitelerde okuma şansına sahip olacaksa hangimiz çocuğunuzu seve seve C kategorisinde bir üniversiteye göndermek ister?
A kategorisindeki üniversitelere örnek olarak ODTÜ, Hacettepe, İstanbul, Marmara vs. üniversiteler gösterilirken, C kategorisine de sanırım, Kars Kafkas, Siirt, Van Yüzüncü Yıl, Kırşehir Ahi Evran, Yozgat Bozok, Ağrı İbrahim Çeçen gibi üniversiteler girecek.
Bu güne kadar kendisini başarısı ile kanıtlamış A kategorisindeki üniversitelere öğrencisini gündermek isteyen veliler, buraya gitmek isteyen öğrenciler bu hazırlıklarını nerede yapacak.
Bu güne kadar öğrencilerin istifade edebilecekleri bir dershaneleri vardı. Bundan sonra bu ekstra desteği kim sağlayacak.
Tabii, son açıklamalara göre, "okullar bünyesinde ücretsiz kurslar açılacak" gibi birşeyler konuşuluyor ama, bunu Kayseri eski Milli Eğitim Müdürü Erdoğan AYATA Bey'e veya o dönem okullarda açılan bu kursların idarecilerine sorarsak, daha önce Kayseri ilinde, okullar bünyesinde açılan kurslara öğrencilerin gösterdikleri ilgiyi daha net açıklayabilir.
 
Cebinde çok az bir parası olan veli için demiyeceğim, çocuğunun bir üniversite kazanabileceğini düşünen, üniversite kazanmasını hayal eden her veli, -bütün imkansızlıklara rağmen- çocukları için ekstra bir hizmet alımı peşine mutlaka düşecektir. Şu anda kalitesine göre 1500-1800 çizgisinden  başlayan ve 6-8 bin liralık dershanelerden de alınabilen bu eğitim, dershanelerin kapatılması ile birlikte özel ders hocaları ile kapatmak için yaklaşık 18-20 Bin lirayı gözden çıkarmak gerekecek.
Çok yakın bir gelecekte göreceğiz ki; A kategorisindeki öğrencilerin %90-95 gibi bir oranı sadece gelir seviyesi yüksek ailelerin çocuklarından oluşacak. Parası olan veliler, çocuklarına özel ders takviyeleri yaparken, imkansızlıklar içinde çocuğunu okutmaya çalışan veliler ise maalesef ki çocuklarına aldırabilecekleri kısıtlı imkandaki eğitim ile C, çocuk çok zeki ise B, çocuk bir deha ise de zar-zor A kategorisinde bir üniversiteye gönderebilecek.
 
Velhasıl, işin içinde bir sınav var ise, bu sınav bir sıralama sınavı ise, arz-talep dengelerinde bir dengesizlik varsa, mutlaka bir merkezi sınav, bu sınav için de mutlaka ekstra bir hazrılık aşaması, bu hazırlık aşaması için de ekstra hizmet alımı gerekecektir. Bu bir sıralama sınavıdır, ve sıralama sınavlarında bir adım fazla atan yarışçı ipi göğüsler.
 
Temel ile Dursun Afrika'da safariye çıkarlar. Bir an karşılarında bir aslan belirir. Her ikisi de başlarlar aynı yöne doğru koşmaya. Can havliyle aslandan kaçmaya çalışırlar. Bir ara Temel durur, eğilir, ayakkabısını bağlamaya koyulur.
Dursun bakar; "Haçan na'paysun?"
Temel der; "Ayakkabilarimu bağlayrum. Bağu çözükken hizlu koşamayrum."
Dursun; "Haçan zamanimidur şimdi, aslan peşimizdedur, aslandan hizlu mu koşacaysun?"
Temel gayet sakin; "Yooo, senden hizlu olayum yeter."
 
Sıralama sınavlarının gerçeği budur. Rakipten bir adım fazla, rakipten bir anlık hızlı olmak.
 
Dershaneler, eğitim sistemine bir çarpıklık oluşturan değil; eğitim sisteminde oluşan çarpıklığın bir sonucudur.

****

*****


'Hemen her kurumun bir sendikası varken dershane öğretmenleri çoğu kez öğretmenden bile sayılmaz. çırpınır, didinir devlet öğretmeninden 3kat daha fazla derse girer; çoğu  öğretmen ise daha az maaş alır. ben her şeye rağmen dershaneciliği ve  çocuklara faydalı olmayı seviyorum. fakat sorun şurda  kapatılma söylemleri içinde bir gün bile birlik olup yürüyüp hakkımızı savunamadık patronlar tarafından öyle sindirilmişiz ki korkumuzdan bu duruma gözlerimizi kapatıyoruz tekmeyi bassalar allah razı olsun diyeceğiz. işte bu yüzden biz işsiz kalmayı ne özelden ne devletten ekmek bulamamayı sonuna kadar hak ediyoruz. sadece bir gün hakkımızı savunabilseydik şu an içten içe korkuyla sene sonunu beklemek zorunda kalmazdık. KAPATILMA SÜRECİNDE BİLE FİKRİNE DANIŞILANLAR SADECE PATRONLAR BİRİ DE ÇIKIP ÖĞRETMENİN DERDİNİ SORAMIYOR....'


*****


Dershanelerin kapatalıcağını söylüyor başbakan,söylüyor söylemesine de dershaneleri ortaya çıkaran sınav sisteminden bahsetmiyor hiç..Ben bir dershane öğretmeniyim ve dershanede çalışmayı çok sevdiğim için çalışmıyorum,başka şansım olmadığı için çalışıyorum,bütün öğretmenler atanacak diye bir şey yok,kendilerine başka işler arasınlar diyen bir milli eğitim bakanım olduğu için çalışıyorum,her ne kadar tam karşılığını alamasam da emeğimin,yaşamımı devam ettirmek için çalışıyorum..Şimdi bir sabah çıkıyor sayın başbakan,tıpkı eğitimle hiç alakası olmayan bir vekilin yine ansızın bir gün çıkarak verdiği değişiklik teklifiyle ve hiçbir altyapı çalışması yapılmadan uygulamaya geçirilen 4+4+4'te olduğu gibi dershaneleri kapatacağız diyor ve ekliyor,özel okul olsunlar biz de yatırımdan kurtulalım.Her şey iyi güzel de dershanecilik sektöründe büyük olan kurumlar için belki çok fazla sorun olmayacak ama küçük dershaneler ve devlet yerine onların istihdam sağladığı o kadar çalışan öğretmen ne olacak?Başbakan bundan bahsetmiyor hiç,arada bir personel daire başkanı çıkıp orda çalışan öğretmenleri mağdur etmeyeceğiz diyor,ne yapacaksınız diye sorabilen cesur gazeteciler olduğunda ise henüz hazırlık aşamasındayız deyip geçiştiriyor. Ben dershane öğretmeniyim,kendi emeğimle çabamla iş buldum,çalışıyorum,hatta devlettekilerin iki katı kadar çalışıp onların yarısı kadar maaş alıyorum,buna kanaat ediyorum,susuyorum ama sayın başbakan ve ekibi şimdi benim kazandığım üç kuruşu da çok görüyor.Son rakamlara göre Türkiyede 4500 dershane var,bunların hepsinde ortalama 20şer öğretmen olsa toplamda 90000 öğretmen işsiz kalacak demek oluyor mevcut tasarı,tabi bi de onların bakmakla yükümlü oldukları insanları eklerseniz bu sayı 250.000 - 300.000 civarına çıkıyor. Başbakan hem bizi atamıyor hem işimizi elimizden alıyor,hem de ne uğruna,şimdiye kadar hiçbir durumda güç gösterisi yapmayı akıl edemediği birileriyle yaptığı güç gösterisinde ben güçlüyüm diyebilmek için.

Bugüne kadar herkes olaya hep sınavlar yönünden baktı,sınavlar kalkmadan dershaneler nasıl kalkar diye bakıldı ama asıl soru kimsenin aklına gelmiyor hala,çalıştığı dershane okul olamayınca boşta kalan öğretmenler ne olacak,biz ne olacağız? 

 

 

****


 

Hafta sonu çocuklara ders anlatan,ailesine dahi vakit ayıramayan izin günlerini hafta içi kullanan sosyal çevresi haftasonu olmadığı için adeta öğrencilere kendini adayan biz öğretmenlerin hakkı cidden yeniyor.Dersane öğretmeni sadece test çözdüren bir robot da değildir ayrıca.Öğrencilerin çoğunun derdini dinleyen onu anlamaya çalışandır aynı zamanda.Annesine babasına acamadığı sıkıntısını dinler onu motıve etmeye calısır.İstanbulun Kartal ilçesinde çalışan bir dersanciyim.Burslarla okuttugumuz,parasız okuttuğumuz,beledıyeler tarafından masrafı karsılanan,öğrencilere de ımkans ağlanıyor.Fakir ogrencıye ek kaynaklarda o "vijdansız dersanecıler" temin ediyor.O genclerın hıc sansı yokken onlara bır kapı aralanıyor.Devlettekı ogretmenın bolca rapor alıp dınlendıgı,canının ders anlatmak ıstemedıgı bir turkıye burası.Sorarım size dersaneler olmassa duz lıseye gıden cocuklar nasıl İTÜ'ye BOĞAZİÇİ'ye gidebilsin?? mümkün değil.. Biz teşekkür beklerken imkanlarımızın düzeltilmesini beklerken bir de darbe yiyoruz, kalpazan muamelesi görüyoruz.


******

*****


"Ben de bir dershane öğretmeniyim. yaşadığım 300.000 nüfuslu bir Anadolu şehrinin en iyi dershanelerinden birinde çalışıyorum. şartlar bu şehirde bulunan diğer dershanelere göre çok daha iyi. nasıl mı? bazen sabah 8'den akşam 19'a kadar mesai yapıyoruz, maaşımızı - milli eğitim öğretmenine yakın olabilen onu bile geçemeyen maaşlarımızı- zamanında alabiliyoruz, çoğu dershanenin hak olduğu halde vemediği asgari geçim indirimini alıyoruz tam 69 tl, haftada yaklaşık 40 saat derse giriyor bunun yanında etüt yapıyor soru çözüyoruz, hayatımızı hep bir yıllık sözleşmeye göre ayarlıyoruz, hep bir sonraki seneyi düşünerek hareket ediyoruz, azıcık sivrilsek patronlar seneye anlaşmaz bizle düşüncesiyle sindiriliyoruz.Bunlar ve bunlar gibi sayamadığım birçok şeyler. Düşünün bunlar şehrin en iyi şartları. maaşını alamayanları, asgari geçim indirimi ödenmeyenleri, sigortası yatmayanları, patronlardan azar yiyenleri falan saymıyorum. Şimdi bizler bu şartları dahi kabul edip çalışırken başbakan çıkmış dershaneleri kapatacağım, diyor. Eğitim sisteminin en kötü şartlarda çalışan ama en iyi sonuçları elde eden kolu olmamıza rağmen bunu yapıyor. Milli eğitim öğretmenini denetleyemeyen, çalıştıramayan başbakan çalışanı işinden ediyor. Bu durumda aklıma İlyas Salman ve Şener Şen'in DOLAP BEYGİRİ filmi geliyor. Düzene uymadığınız için işinize son verilmiştir, diyalogunu hatırlıyorum.

Zaten mecburi yaptığımız, bazen şartlarına isyan ettiğimiz, isyanımızı bile kimseye söyleyemediğimiz bu mesleği öğrencilerin gözlerindeki çalışma ışığıyla, gönüllü olarak kendilerini bize teslim etmeleriyle tüm kötü şartlarına rağmen yine de seviyoruz. Henüz iktidarında eğitimden anlayan bir kişi bile barındırmayan ve her seçimden sonra sınav veya eğitim sistemiyle oynayan başbakan mesleğimizi elimizden alıyor.  "


*****

 

 

"Ben bir dershane öğretmeni olarak başbakanımızın anlayamadığım soylemleri var.  Ulkemizde bu kadar işsiz varken zar zor iş bulmuş insanları neden işinden etmek istiyor. Başbakanımızın bu gune kadarki konuşmalarının hepsini dinledim her seferinde kim gocunursa gocunsun diyor. İyide sayın başbakanım kimi kastediyorsun bunuda açıkca soyleyınde bizde bilelim. Peki diyelimki dershaneyi kaattın eğitim sistemindeki sıkıntıları boylece aşmışmı olacaksın. Diyelimki kaattın peki bu kurumlarda calışan onca insanın sonunu dusundunmu, başbakanımız dershane sahıplerine soyleniyor ama calışanlar ne olacak diye hiçbir sey demiyor. O kadar gazeteci kendisini dinliyor ama bir babayiğit gazeteci cıkıpta bu kadar oğretmen ne kolacak nasıl gecinecek diye sormuyor. Yahu dershaneler kapansa dershane işleymecilerine birsey olmayacakkı olan buralarda calışıpta rinr ekmrk goturen öğretmenlere olacak. İstanbulda okula donusebiecek dershane oranının % 5 olduğu soleniyor peki geri kalanlar ne olacak. Bir arkadaşımın bu konu uzerinde yapmış olduğu bir yorumu paylaşmak istiyorum " başbakan 4+4+4 sistemi ile ortaya cıkan sıkıntıları sınıfların cok kalabalık olmasından dolayı yetmiyen derslik eksşklerini dershaneleri okul yapıp aşmak istiyor dedi bana gelen en mantıklı cevap bu olduda bir sorun dHa var burada diyelimki dershanenın kosulları okul olma sartlRını sağlıyor ii guzelde dershanede calışan bşr cok oğretmenin formasyonu yok onlar ne olacak. Zaeb bu gune kadar televizyon programlarında veya gazetelerde hep dershane sahipleri konuştu buralarda çalışan biz öğretmenlere bunun doğurabikeceği sonuçları soran bir Allahın kulu yok. Burdan başbakanıma seslenmek şstiyorum sayın Başbakanım sen dershaneyş kapatlırsan dershane sahiplerine birşey olmayacak sizlerşn mitinglerde seslendiğiniz kişileri bir şey olmayacak olan biz öğretmenlere olacak. Acaba biz dershanelerde çLışan öğretmenlerşnşz için ne düşünüyorsunuz."

*****

Dershane öğretmeni olarak bir de öğrenci açısından bakalım veli açısından bakalım. Bugün 12. sınıf bir öğrencinin velisi ile konuştum. bana kızımın son şansı eğer kazanamazsa ve seneye de dershaneler kapanırsa ne yapacağız diye sordu. ben de bu sene kazanamayan öğrencilerin mağdur olacağını, zengin çocuğunun özel ders alabileceğini ancak asgari ücretle çalışan kişilerin çocuklarının mağdur olacağını söyledim. kendisi bana özel ders aldıracak durumlarının olmadığını en azından eğitime harcayacağı yıllık meblağın belirli olduğunu ösyledi. şimdi bu kişinin birden fazla çocuğu olduğunu düşünelim ve yıllık kazancının 20-25 bin tl olduğunu varsayalım. özel ders aldırayım dese yılda 6-7 bin tl sadece bir çocuğuna harcayacak. biden fazla çocuk varsaydık bu adam nasıl geçinecek?
         Her şeyi geçtim eğitim dershaneler kapanınca biz piyasadan çekilince düzelecek mi? bir sosyolog dershaneler için tampon kurumlar diyor. siz yaradan tamponu çekiyorsunuz, hastayı öldürüyorsunuz göz göre göre. eğitim kanayan en büyük yara, tamamen bitirme derdinde başbakan. sonuçta bilinçsiz, eğitim seviyesi düşük bireyler her zaman siyasetçiler için iyi olmuştur.
         ayrıca eğitim bir ülkede yaşayan herkesi ilgilendiriyor. herkesin bir öğrencisi var. başbakan buna rağmen kpatacağım diyor, bizim insanımız da kapatmasın yerine bu adam dediğini yapar, kafaya koymuş diyor. kurban bayramı yaklaşırken kendimi kurbanlıklar gibi hissediyorum. kaderine terk edilmiş vatandaşım, öğretmen arkadaşlarım birilerinin kurbanı oluyor.

www.egitimajansi.com


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)