adscode

Türkiye Bilimde Dünyanın En İyi 40 Ülke Arasında

Scientific American Dergisi’nin sıraladığı, Bilimde Dünyanın En İyi 40 Ülkesi arasında Türkiye de yer aldı. Dergi, bu sıralamayı ülkelerin en saygın bilimsel dergilerde yaptığı yayın sayısı, patent sayısı,…

Türkiye Bilimde Dünyanın En İyi 40 Ülke Arasında
Haberler

      

Derginin 1 Ekim 2012’de hazırladığı sıralama, OECD raporları ile Digital Science tarafından derlenen saygın dergilerdeki yayın sayıları kullanılarak yapıldı. Türkiye en iyi sonucu, temel bilim ve mühendislik alanında verilen doktora sayısının toplam doktora sayısı içindeki yüzdesi ile aldı. Bu kritere göre Türkiye dünyanın en iyi 15. ülkesi oldu. Türkiye, milli gelirden Ar-Ge’ye ayrılan pay kriterine göre dünyanın en iyi 16. ülkesi. Digital Science’ın listesindeki dünyanın en saygın dergilerindeki yayın sayısı kriterine göre ise ülkemiz 36. sırada kaldı. Türkiye patent sayısına göre yapılan sıralamada ise 36. sıraya yerleşti. OECD raporunda, Türkiye’de temel bilim ve mühendislik alanındaki doktoraların yüzde 41’ini kadınların aldığına yer verilmesi üniversitelerimiz için gurur kaynağı oldu.

 

Scientific American Dergisi, ülkelerin temel bilim ve teknoloji alanındaki başarısını ölçmek için en uygun kriterleri kullandıklarını açıkladı. Açıklamada, bilimsel yayın sayısının temel araştırmalar açısından önemli olduğu ancak bu araştırmaların hangi ölçüde topluma yararlı olduğunun da ölçülmesi gerektiği vurgulandı. Ülkelerin bilimsel buluşlarının ticarileşme ölçütü olan patent sayısının bu amaçla sıralamada kullanıldığı belirtildi. Açıklamada, Ar-Ge için milli gelirden ayrılan payın üniversiteler, devlet kurumları ve sanayicilerin araştırmaya verdiği önemi belirleyen iyi bir ölçüt olduğuna yer verildi. Son olarak, ülkelerin temel bilim ve mühendislik alanında eğittiği öğrenci sayısının çok önemli bir ölçüt olduğu ancak bu konuda bazı ülkelerin verilerine ulaşılamadığı açıklandı.

 

Üniversitelerin ve ülkelerin bilimsel gelişmişliği, farklı kurumlarca farklı ölçütler kullanılarak belirleniyor ve sıralama yapılıyor. Son yıllarda bu sıralamalarda etki değeri yüksek saygın bilimsel dergilerdeki makale sayıları ile patent sayıları önem kazandı. Ar-Ge’ye ayrılan payın bir kriter olarak kullanılmış oluşu da önemlidir. Avrupa Birliği’ne üye ve aday ülkelerin milli gelirden Ar-Ge için ayırdığı payın yüzde 3’e çıkarılmasının kararlaştırılmış olması da çok doğru bir karar olmuştur. Türkiye, AB üyelik görüşmeleri sırasında ilk etapta bu oranı yüzde 2’ye çıkarma kararında olduğunu açıkladı. Ülkemiz henüz Ar-Ge payının %2’ye çıkaramamış olsa da sıralamada 16. olması önemlidir. Doktora alan mezun sayısı üniversite sıralamalarında önemli bir kriterdir. Temel bilim ve mühendislik alanında verilen doktora sayısının, toplam doktora alanlara göre yüzdesinin kriterlerden biri oluşu ülkemiz için bir avantaj oldu. Ülkemizin bu alanda dünyanın en iyi 15 ülkesi arasında yer alması üniversitelerimizin başarısıdır. Bu alanda doktora alan kadınların oranının %41’e ulaşarak ülkemizi en başarılı ülkelerden biri yapması da Türk Üniversiteleri açısından gurur vericidir. Türk üniversiteleri Fizik, Kimya, Biyoloji ve Matematik gibi temel bilimler ve mühendislik alanlarında daha fazla lisans, yüksek lisans ve doktora vermeleri için motive edilirse sıralamada daha da yükseliriz. Ayrıca, enformatik alanında yüksek lisans ve doktora mezun sayısını artırabilirsek ülkemiz sıralamalarda daha hızlı yükselir. Bilginin en önemli kazanım olduğu çağımızda üniversitelerimizin temel bilim, mühendislik ve enformatik alanında gelişmeleri için teşvik edilmeleri patent sayılarını da artırır. Ülkemizde, teknoparklardaki şirketlerin önemli bir bölümü yazılım şirketidir. Bu şirketler uluslararası platformda, dünyanın önde gelen bilişim şirketleriyle yarışmakta ve başarı kazanmaktadır. Bu başarılar, Türk gençlerinin bilişim alanında yetenekli olduklarını ve enformatik alanının teşvik edilmeye değer olduğunu göstermektedir. Ülkemizin kuracağı Bilişim Vadileri’nin başarısı buna bağlıdır.

 

OECD Raporları incelendiğinde, milli gelirden Ar-Ge’ye en yüksek payı ayıran ülkenin %4 ile İsrail olduğu görülüyor. OECD ülkelerinin ortalaması ise %2,3’tür. Tüm OECD ülkelerinde AR-Ge’ye ayrılan paranın %41’i ABD’nin ayırdığı paradır. Japonya %15 ve Çin %12 ve Almanya %8’lik Ar-Ge katkısı yapıyor. Görüldüğü gibi Çin dünyada Ar-Ge harcamasına en fazla bütçe ayıran 3. ülkedir. OECD ülkelerinde yapılan toplam Ar-Ge harcamasının %70’i sanayi tarafından karşılanmaktadır. İsrail ise, sanayinin Ar-Ge bütçesine yaptığı %80’lik katkı ile dünyada birinci sıradadır. OECD raporuna göre dünyada yalnızca Türkiye, Polonya ve Yunanistan’da sanayinin Ar-Ge’ye ayırdığı miktar üniversitelerden daha düşük. Türkiye’nin milli gelirden Ar-Ge’ye ayırdığı payın, henüz %1’i geçemeyişinin bir nedeni de sanayinin bu konuda geri kalmış oluşuna bağlı olabilir.

 

Scientific American Dergisi ve OECD raporları, üniversitelerimizin temel bilim ve mühendislikte doktora alanların oranı açısından başarısını kanıtladı. Bu alanlarda doktora alan kadınların oranı ise gurur duyulacak bir düzeye ulaşmış durumda. Ülkemizin milli gelirden Ar-Ge’ye ayırdığı pay henüz %1’i geçmese de ülkemizin ilk 16 ülke arasına girmiş olması önemli bir başarıdır. Sanayinin Ar-Ge’ye yaptığı katkı arttıkça sıralamada yükselme şansımız artacaktır. Patent sayısı açısından ülkemiz oldukça geride ancak üniversitelerimiz, TUBİTAK ve ilgili bakanlıkların patent almayı teşvik edici önlemleriyle bu sayıları artırılabilir. Bilim adamlarımızın yayınlarını, etki değeri yüksek saygın bilimsel dergilere yönlendirmeleri gerekiyor. Aksi takdirde üniversitelerimizin ve ülkemizin dünya sıralamalarında yükselmesi zorlaşır.

 

 

Prof. Dr. Ural Akbulut

URAP Başkanı

 

 10 ARALIK 2012

URAP BİLİM VE TEKNOLOJİ RAPORU                                                      

 

 

 

 

www.egitimajansi.com  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)