adscode
adscode

Basılı kitap mı e-kitap mı?

Aydınlık bir Türkiye için e-kitap okuyun.

cemozel2021@gmail.com




2023 yılı için kitaplara dair bir motto arıyorum; ama henüz bulamadım. Neyse biraz daha düşünelim bakalım. Belki bu yazının sonuna doğru aklımıza bir şeyler gelir.

Ne diyorduk? Basılı kitap mı e-kitap mı? Her şey normal olsa bu soruya verilecek tek bir yanıtımız olurdu: Tabii ki basılı. Neden diye sorarsanız, romantiklerin cevaplarıyla, "Dokunmak isterim."lerden tutun da, "Koklamak isterim"lere kadar bir sürü duygusal bağı sayabiliriz basılı kitap için. Gerçekçiler ise taşınabilir oluşundan, kabloya mabloya ihtiyaç duyulmamasından gibi pek çok bahane üretebilirler; ama gelin görün ki bizim ülkemiz gibi dert yelpazesi çok geniş ülkelerde basılı kitap okumak lükstür.

Uzun yıllar bu işin içindeyim. Hatta vakti zamanında e-kitaplarla ilgili İstanbul Bilgi Üniversitesinde yapılan bir panelde, panelist olarak konuşma da yapmıştım. O panelde e-kitapların henüz tam olarak tutmadığını, toplumca benimsenmediğini söylemiştim. Köprünün altından çok sular aktı. Artık e-kitapların ateşli bir savunucusuyum. Birçok üniversite kütüphanesine/bilgi merkezine bakın, genellikle e-kitap sayısı basılı kitap sayısından fazladır. Hem günün 24 saati, istediğimiz yerde erişim kolaylığı hem de bina içinde sağladığı yer tasarrufu bakımından.

Benim edebiyata ayrı bir merakım olduğundan, içerik olarak bu tarz kitapları daha çok barındıran kaynaklarla haşır neşir olduğumu söyleyebilirim. Kaliteli yayınevlerinin kitaplarını barındırması açısından da elimizde çok fazla bir seçenek de bulunmuyor açıkçası. Daha önceden de yazılarıma taşıdığım Sayısal Kitap Türkçe E-Kitap veritabanı genellikle üniversite kütüphanelerinde/bilgi merkezlerinde yer alıyor.

Bir üniversite bünyesinde çalıştığım için bu kaynağa doğal, resmi bir o kadar da anamın ak sütü kadar helal bir kullanım ile erişim sağlayabiliyorum. İçeriğinde 6000'den fazla kitap var; ama siz istediğiniz miktarına üye olabilirsiniz, örneğin 2000 tanesine. Bu büyüklükteki bir koleksiyonu gözünüzün önüne getirdiğinizde bir okul kütüphanesinin raflarını dolduracak nicelikte bir sayıyla karşılaşırsınız. Bu tür kaynaklara ulusal boyutta abone olunsa keşke! Yani devletin yetkili organları bu veritabanına abone olsa ve tüm üniversiteler bu kaynağa erişim sağlasa. Aynı durum liseler için de geçerli. Milli Eğitim Bakanlığı bu kaynağa abone olsa ve Türkiye’nin en ücra köşesinde kitaba ihtiyacı olan liseler de bu kaynağa erişim sağlayıp binlerce kitaba ulaşabilse. Böylece ülkemizin uzak diyarlarındaki liselerimizde görev yapan Öğretmenlerimiz, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerden bağış kitap desteği isteme derdinden kurtulsa.

Bunun yanı sıra kişisel gelişimden toplumsal gelişime adım atabilmemiz için üniversiteler ve liselerle organik bir bağı olmayan/kalmayan bütün kitap kurtları, örneğin nasıl ki Netflix'e hem bireysel hem de zaman sıkıntısı olmaksızın dilediğiniz aylarda abone olunuyor, işte Sayısal Kitap'a da bu şekilde üye olunmalı. Diyelim ki siz bir kitap kurdusunuz; ama biyolojik saat/zaman diliminiz ya da iş yoğunluğunuz bazı aylarda sizi kitap okumaktan uzaklaştırabilir. Siz de o aylarda abone olmayıverirsiniz. Daha çok kitap okuduğunuz aylarda abone olursunuz. Nasıl ki bir sinema bileti ödeyerek Netflix'e bir ay üye oluyorsunuz, bir kitap parası ile bütün bir ay üye olmalısınız Sayısal Kitap'a. Bir taşla 10 kitap indirmek işten bile değil sevgili kitap kurtları. Tabii ki şimdilik böyle bir olanağa izin vermiyor Sayısal Kitap. Belki binlerce kitap kurdu yürüyüş yapar, ulusal basında sesini duyurursa yetkililer bir güzellik yapar.

Şimdi bütün bunları neden yazdığımı söyleyeyim. Hak verirsiniz, vermezsiniz o sizin bileceğiniz iş. Ben bir kitap kurdu olarak koskoca bir yılı, 2022 yılını sadece 50 kitap okuyarak geçirdiğim için çok mutsuzum. Yıl sonuna doğru e-kitapların gücünden yararlanıp sayıyı bir nebze olsun arttırdığım için bu konuyu sizinle paylaşmak istedim. Pazar günleri kızımı özel derse götürüyorum. Malum LGS arifesi. Derste kaldığı sürede ise ben de aracımın içinde bekliyorum. O süre zarfında yanıma kaç kitap alabilirim ya da hangilerini alabilirim? Yeterince kitap aldım derim; ancak hep bir eksik kalır. Keşke şunu da alsaydım derim. E-kitapta böyle bir sorun yok. Sayısal Kitapta binlerce e-kitaba erişiyoruz. Dolayısıyla bir binek aracının içine sığdırılamayacak kadar kitap, bir cep telefonunun içine sığabiliyor. Bu bir devrim değil de nedir! Atatürk şu devirde yaşasa, eminim ki elinden cep telefonunu düşürmezdi; ama Instagram'a girmek için değil, kitap okumak için.

Biz kitap kurtlarının bir sıkıntısı daha var. Hem yatmadan önce hem de uyandıktan sonra kitap okuma isteği duyarız. Kitap kurtlarının uyandıkları saat de öyle normal bir saat dilimi değildir. Saatin alarmını sabahın körüne kurar bir kitap kurdu. O kör vakitte kalkıp temiz kafayla kitap okur. Sabahın o vaktinde sessizlik de zirve yaptığı için ayrı bir önem kazanır kitap kurtları için. Hal böyleyken bir handikap yaşanır. Bu tutum ve davranış, eşler açısından bir yere kadar sabırla karşılanan bir durumdur. Siz her gün sabahın kör bir vaktinde kalkar, başucunuzdaki ışığı açmaya yeltenirseniz günün birinde eşiniz tarafından, zılgıtı yersiniz. İşte tam da bu noktada cep telefonları sayesinde, ışığı kendinden olan elektronik kitapları okumanın keyfine doyamazsınız. Kimseyi rahatsız etmeyecek bir ışıkla sabahın o kör vakitlerinde bi' dünya kitap okursunuz. İşte ben de öyle yapmaya başladım. Örneğin son bir haftada Sayısal Kitap Türkçe E-Kitap platformu üzerinden üç tane e-kitap okudum. Eşimin ruhu bile duymadı. Kitap da okuyor olsanız kimseyi rahatsız etmemeniz gerekir.

Ölmeden önce mutlaka görmeniz gereken bir manzara var. Karanlıkta, telefonunda kitap okuyan bir kitap kurdu manzarası. Yüzlerinin nasıl da aydınlandığını göreceksiniz.

Yazının başında bir motto arayışından bahsetmiştim. Mottomuz da kendiliğinden gelmiş oldu: Aydınlık bir Türkiye için e-kitap okuyun.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)