adscode

'Kızımın adı 181 kaldı'

İstanbul Lisesi’ne sınavsız alındığı için dışlanan Z.Y.’nin annesi ilk kez konuştu

'Kızımın adı 181 kaldı'
Özel Eğitim

İsmi gazetelere "İstanbul Erkek Lisesi'ne sınavsız kayıt yaptıran Z.Y." olarak yansıdı. Veli ve öğrenciler Z.Y.'nin kaydının silinmesi için protestolar yapıp davalar açtı. 3.5 yaşında gittiği yurtdışından 14 yaşında ülkesine dönen Z.Y.'nin yaşadıklarını annesi İsmihan Yılmaz HABERTÜRK'e anlattı.

181’inci öğrenci nasıl doğdu

Z.Y. bu yılki kontenjanı 180 olan İstanbul Erkek Lisesi’ne 181’inci öğrenci olarak kaydedildi. Bu durum hem öğrenciler hem de veliler tarafından, 180 olan kontenjandan bir fazla olması ve sınavsız olarak kaydolması nedeniyle Z.Y.’nin 181’inci öğrenci olarak adlandırılmasına neden oldu. Oysaki Talim Terbiye Kurulu’nun 2003 tarihli yazısı ve Anadolu Liseleri Yönetmeliği’nin geçici 2’nci maddesi bu statüdeki öğrencilere “kontenjan” sınırlandırması getirmiyor. Bu maddeden, 18 Aralık 2004’ten önce yurtdışında eğitime başlayan ve iki yıl kesintisiz eğitim yapan ayrıca devam ettikleri okulun denkliği kabul edilenler yararlanabiliyor. Bu öğrenciler bir Anadolu lisesine “puan ve kontenjan şartı aranmaksızın” devam edebiliyor.

"Benim kızım çok yürekli"

14 yaşında bir kızın, hem de liseye başlamışken aslında ilk aşkını yaşayacağı zamanlar...

Geçenlerde bir arkadaşım Z.’ye benzer bir espri yaptı. “Şimdi senden hoşlanan çocuk varsa çok yazık. Zavallı gelip aşkını anlatamaz” dedi. 4 yaşında yuvaya giden bir kızım daha var. Zeynep evde arkadaşlarını anlatınca, Z. “Zeynep’in benden çok arkadaşı var” dedi. Benim kızım öyle yürekli ki, sabah saçına fönünü çekip varsa sivilcesini kapatıp öyle gidiyor.

‘Her şeyin farkında’

Hiç vazgeçelim dediniz mi?

Daha geçen hafta “Kabataş’a geçelim” dedim. Kabul etmedi. Alman Almanca öğretmeni de “Almayın çok başarılı bir öğrenci” dedi. O okulda olmasının yasal hakkı olup olmadığını çok sorguladı. Rehberlik servisi “Umduğumuzdan çok farklı” dedi. Bu sürecin uzun olduğunun farkında, “14 yaşında olan benim ve onların neler yapacağını sizden daha iyi biliyorum” diyor.

Yurtdışından geldikten sonra bu süreç nasıl başladı?

Dönme kararımız kesinleşince Washington DC’deki Milli Eğitim Müşavirliği’ne başvurduk. Ön denklik için istenen Z.’nin devam ettiği okullarından Türkiye’deki lise eğitimine hazır olduğu yönündeki belgeyi aldık. Geldiğimizde hazırlanmış evraklarla İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gittik. Yönetmeliğe göre 18 Aralık 2004’ten önce yurtdışında eğitime başlayanların kontenjan ve puan aranmaksızın Anadolu liselerinde okuma hakları var. Z. yurtdışı eğitimine 2001 yılında başladı. Milli Eğitim’deki komisyonda Z.’nin şu an okuduğu okulun müdürü Dr. Sakin Öner de vardı. Komisyon bize şu şu okullara gidebilir diye bir liste verdi.

O listede hangi okullar vardı?

İstanbul Erkek Lisesi, Kabataş Erkek, Pertevniyal Lisesi vardı. İlk tercihimiz İstanbul Erkek’ti.

Neden o okulu tercih ettiniz?

Sakin Öner’in, “Yurtdışında bir Türk çocuğunun bizi bu kadar güzel temsil etmesinden göğsüm kabardı. Kesinlikle buraya gelmesi gerekir” görüşü bizim için belirleyici oldu. Ayrıca Z. zaten İngilizce bildiği için Almanca öğrensin istedik.

Sonra...

“Kaydı yapılsın” yazısıyla birlikte gittik. Müdür Başyardımcısı Atakan Bey’in ilk söylediği şey, “Siz buraya geldiniz ama sizin çocuğunuzun IQ’su buraya yetmez” oldu. Donup kaldık. Z.’ye ilkokul 2’de zekâ testi yapıldığını ve üstün yetenekli çıktığını söyledim. Ayrıca bu çocuk Johns Hopkins Üniversitesi’nden de kredili dersler alıyor. Çatışmalı süreç böylece başladı. Sakin Bey “Beni zor durumda bırakmayın bu okuldan gidin” dedi.

Kayıt ertesi protestolar başladı...

Veliler ve öğrenciler bir yalan üzerinden harekete geçirildi. Almanya’da geçerli olan Abitur diplomasının Z.’nin nakliyle beraber ortadan kalkacağı yalanıyla öğrencileri sokağa döktüler. Almanya’dan gelen mektup, kamuoyuyla paylaşılmadı. Z.’nin bir başka öğrencinin hakkını alarak oraya geldiğini söylediler.

*****

O dönem, neler yaşadınız?

İki haftalık gecikmeden sonra okula başla yan Z. bir den bi re “İs te me - yiz” tep ki siy le karşılaştı.

Okul içinde neler yaşıyor?

Okul servisine istemediler. Şoför koltuğunun yanındaki tekli koltukta oturuyor. Bir defa sırasının üstüne kodlamayla enteresan bir şeyler yazmışlar. Bir kere de Almanca 181’le başlayan bir cümle yazılmıştı tahtaya. O dönem Almanca’sı kötü olduğu için ne yazıldığını anlamadı. Bakışlarla taciz ediliyor. İlk zamanlar sınıfın kapısına yığılıp içeriye bakıyorlardı. Z.’ye destek olan başka öğrenciler de diğerleri tarafından tehdit edildi, sınıf kapısından sokulmadı. Z. ile yemek yiyen iki kızdan birine “Biz seni bugün 181 ile gördük. Aynı şeyi sana da uygularız” mesajı geldi. Onlar artık Z. ile konuşmuyorlar. Z. beden dersine bile giremiyor çünkü partneri yok.

Adı 181 olarak kaldı yani?

Tabii tabii. 181 diye Twitter ve Facebook hesabı var. Ekşi Sözlük’te 37 sayfa “entry”si var.

Hiç suçluluk hissettiniz mi?

Keşke hiç dönmeseydik, keşke Kabataş’a gitseydik dedim. Çünkü Kabataş’ta bu sene beş öğrenci var ve hiçbir şey olmuyor. Ama biz çok tuhaf şeyler yaşadık.

Ne gibi?

Okuldan almamız için rüşvet teklif edildi. “İşinizden attırırız, çocuğunun velayetini alırız. Bakanlar da arkamızda” dediler. Hatta ahlaksız teklifte bulunuldu. Bir işadamı, “Çocuğunuzu Robert Kolej’e yazdıralım, okul masraflarını da biz karşılayalım” dedi. Üstelik Anadolu lisesine girme hakkı var ama Robert Kolej’e sınavla girmek zorunda. Bizi yasadışı iş yapmakla itham edip sonrasında kendileri yasadışı yoldan Robert’e kaydettirmeyi öneriyorlar. Manevi tazminat davası açacağız.

 

 

Habertürk


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)