adscode

ÖSYS Formülünün Sakıncalı Sonuçları

ÖSYS için yapılan yeni düzenlemelerin uygulamada yaratacağı sorunlar;

ÖSYS Formülünün Sakıncalı Sonuçları
Özel Eğitim

Mevzuatta sözlü notları ile ilgili kısım son derece kapalı bir biçimde tanımlanmış. Öğretmene öğrenciyi istediği gibi not vermesine olanak sağlıyor.

Sözlü Sınavlar

Madde 21 — (Değişik:5.10.2007/26664 RG,) Bir dönemde öğrencilere her dersten en az bir sözlü sınav puanının verilmesi esastır. Haftalık ders saatine ve dersin özelliğine göre; ders saati sayısı üç ve daha fazla olan dersler için üçten, bir ve iki saat olan dersler için ikiden fazla sözlü puanı verilemez. Zümre Öğretmenler Kurulunda sözlü sınav sayısı belirlenir. Sözlü puanı, öğrencilerin sosyal etkinliklerdeki çalışmaları, derse hazırlıkları, ders içindeki etkinlikleri ve dersle ilgili araştırma ve proje çalışmaları değerlendirilerek verilir. Sözlü puanı verilen öğrenciye sonuç anında bildirilir. Sözlü sınav için başlı başına bir ders saati ayrılmaz.

Mevzuatta “sözlü sınav puanı öğrenciye anında bildirilir” denmesine rağmen bu kuralı tamamen uygulayan öğretmen daha görmedim. Aşağıda benim çocoğumun notları var. Sözlü notlarını ben çocuğumdan daha önce öğrendim. Diğer taraftan yazılı notları yüksek olmasına rağmen sözlü notlarının düşük olmasını açıkçası bir art niyet, öğrenci üzerinde zoraki otorite kurma, öğrenciyi cezalandırma olarak algıladım. Sözlü notunun birini anlayabilirim. (“Sözlü puanı, öğrencilerin sosyal etkinliklerdeki çalışmaları, derse hazırlıkları, ders içindeki etkinlikleri ve dersle ilgili araştırma ve proje çalışmaları değerlendirilerek verilir”). Bu not geçen hafta verilmiştir. Ancak dün kontrol ettiğimde yeni bir sözlü notunun daha verilmiş olduğunu görüyorum. Bu öncekinden de kötü. Beş gün arayla acaba öğretmenimiz yeniden bir değerlendirme mi yapmıştır? Benim kanaatim odur ki; Öğretmenimiz not indirimini yetersiz bulmuş ve bunu telafi etmiştir. Burada kişisel bir kasıt olduğu açıktır.  Öğrenci bir kusur işlemişte olabilir. Açıkçası bunu bende bilmiyorum ancak bildiğim kadarıyla böyle bir durum da yok. Olsa bile disiplin yönetmeliği  gayet açık ve öğrenciye düşük sözlü notu verilir diye bir ceza  da yok.

Disiplin Cezaları

Madde 16- Öğrencilere, kusurlu veya cezayı gerektiren davranışlarının niteliklerine göre;

a) Uyarma-Mahrumiyet-Kınama,

b) Okuldan Kısa Süreli Uzaklaştırma,

c) Okuldan Tasdikname ile Uzaklaştırma,

ç) Örgün Eğitim Dışına Çıkarma,

cezalarından biri verilir.

    Bu yazıyı öğretmeni şikayet için yazmadığımı belirtmek isterim. Öğretmenlik yaptığım 6 yıl boyunca bende bu tür yanlışlıklar (bana göre) yapmış olabilirim. Önemli olan yanlış yapılan uygulamaların düzeltilmesidir.  Ben mevzuattaki sözlü sınavlar kısmının her öğrenciye adil olarak uygulanabilmesi için gerekiyorsa değiştirilmesi, ve uygulayıcıların bu konuda bilgilendirilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.  Hepimiz çok iyi biliyoruz ki virgülden sonraki rakamlarla binlerce öğrenci sıralanıyor. Diğer taraftan öğretmenlere karşı haklı yada haksız ön yargıların artmasına sebep oluyor.  Konuyu taktirinize bırakıyorum.

İyi çalışmalar dilerim.

1.dönem notu

DERSLER
 Sınav Puanları
 Sözlüler
 Temrin Proje Ödev
 Notu ve Puanı
 

 

 Not
 Puan
 Muaf
 
TÜRK EDEBİYATI
 80
 83
 66
    60
 50
       3
 67,80
 -
 

2. dönem notu aşağıdadır

DERSLER
 Sınav Puanları
 Sözlüler
 Temrin Proje Ödev
 Notu ve Puanı
 

 

  
TÜRK EDEBİYATI
 45
 67
 48
    50
 60
       2
 54
 -
 

*****

Öğrenciler Yeni Düzenlemeye Tepkili

Üniversiteye girişte Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı’nın kaldırılması Türkiye’nin en yüksek puanlı okullarında eğitim alan öğrencilerin moralini bozdu. Öğrenciler, “İyi bir liseye girmek için harcadığımız emeklere yazık oldu” diyor.   Gönül Koca/Hürriyet  “ 

“Lisans Yerleştirme sınavına kısa bir zaman kala üniversite yerleştirme puanlarının hesaplanma yöntemi değiştirildi. Artık yerleştirme puanı hesabında okulların başarısı dikkate alınmayacak. Yalnızca bireysel başarı önemli olacak. Son dakika değişikliği eğitimcileri de şaşırttı. Okullarda verilen tüm notların objektif ve standart olmadığını belirten eğitim uzmanları, uygulamanın nitelikli okulları cezalandıracağını söyledi. Milliyet Sibel Kahraman “

“Kültür Üniversitesi ARGE Bölüm Sorumlusu Burak Kılanç uygulamaya mantıklı bir açıklama bulamadığını belirterek şunları söyledi:, “Bu uygulama öğretmenin bol keseden not vermesine neden olacak. Ayrıca, şu anda uygulanmaya başlanması da bu yıl sınava girecek öğrenciler için büyük haksızlık. 4 yıl boyunca sıkı not veren ciddi liselerdeki öğrenciler özellikle mağdur olacak. İki lise düşünün. Birisi bol kepçeden not versin. Diğeri ise işini ciddiye alan sıkı bir lise olsun. İlk lisede son sırada bulunan öğrencinin diploma notu 75, diğer lisedeki öğrencinin 55 olsun. Şimdi bu iki okulun öğrencisinin de diploma notu 5 ile çarpılacak ve sınava etki edecek. Bu ne kadar adil? Öğretmenler üniversite sınavında başarılı olsun diye notları şişirebilir. Not enflasyonu olur.”

 Nitelikli okulları cezalandırmak demek

Eğitim uzmanı Oktay Armağan, “Önceden her okulda en altta bulunan adaya 100, en üstte bulunan adaya da 500 veriliyordu. Bu uygulama kaldırıldı. Çıplak diploma puanlarının doğrudan ortaöğretim başarı puanına dönüştürülmesi yanlış oldu. Notlar objektif ve tüm Türkiye standartında değil. Uygulama nitelikli okulları cezalandırmak gibi olmuş” dedi. Uğur Dershaneleri Genel Müdürü Alparslan Alemdar değişikliği şöyle eleştirdi: “Bizim temel sorunumuz okullarda aynı kalitede eğitim veremiyor olmamız. A okulundaki öğretmen yapısı ile B okulundaki öğretmen yapısı, okulların eğitim kaliteleri eşit değil. Uygulamayla öğretmenlere, ‘Çocuğuma fazla not verin’ baskısı olacaktır. Ayrıca iyi okullardan kaçış olacak. Çünkü, öğrenci diploma notunu artırmak için bir fen lisesinden ayrılıp başka okula gidecek. Puan artırma yollarına başvurulacak.” 

“YÖK’ün ortaöğretim başarı puanında yaptığı son dakika düzenlemesi cemaat bağlantılı okullarda eğitim gören öğrencilere yaradı. 30 puanı cepte olan öğrencilerin, üniversitelere daha rahat girme şansı olacak

    Üniversitelerdeyerleştirme sınavına kısa bir süre kala Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) Ortaöğretim Başarı Puanı kaldırıp “bireysel başarı” sistemine dönüşü tartışma yarattı. Bu durumun, özellikle cemaat bağlantılı okullarda öğrenci lehine 30 puanlık bir avantaja yol açacağı öne sürüldü. Eski YÖK Üyesi Prof.Dr. Bülent Serim, çıkarılan yasanın, YÖK’e böyle bir yetki vermediğini, sadece meslek liseleri yönünden bir düzenleme yapılabileceğini söyledi.

      Durumu öğrenen veli ve öğrencilerden tepki yağıyor. Ortak düşünceleri şöyle: “Liselerdeki diploma notunun oluşmasında okullar, öğretmenler, bölgelerarası eşit şartlar ve eşit kriterler olmadığı için üniversiteye yerleşmede önemli katkısı olacak diploma notunun baz alınması, öğrencisine bol kepçe not veren liseler ve bazı özel okul mezunlarına hak etmedikleri avantajı sağlayacaktır. Türkiye’ nin en başarılı okulları olan Fen Liseleri ve Anadolu liselerinde bol kepçeden not verilmediği için buralardan mezun olan çocuklarımıza haksızlık yapılmış olacaktır.  Saygı Öztürk, Sözcü yazarları”

“ ÖSYM ağırlıklandırmayı kaldırmak gibi ciddi bir değişikliği neye göre yaptı. Ağırlıklandırmanın kaldırılması konusunda kamuoyunun bilgisine sunulmuş herhangi bir bilgi yokken bir anda verilen bu karar birçok öğrenciyi mağdur etmektedir. Özellikle üst akademik eğitim veren kurumlarda tabiri caizse kıt kanaat notlar alan öğrenciler daha kolay notların verildiği akranlarına göre geriye düşmektedirler. Bu öğrenciler SBS ile iyi okulları kazandıkları için bir nevi cezalandırılmaktadırlar. YÖK'ün ağırlıklandırma yapmasının mantığı "okullar arasındaki muhtemel not farklılıklarını bertaraf ederek nesnel bir değerlendirme yapmaktır" Bu nesnel değerlendirmeden neden vazgeçildiği belli değildir. Bu yeni durumda okullar kendi öğrencilerine yüksek notlar verme baskısı ile yüz yüze gelecek, bu da eğitimin dengesini bozacaktır. http://blog.milliyet.com.tr/hedefbasari

 

*****

Uygulamadan memnu olanlarda var, kimler?

“YÖK’ün AOBP’yi kaldırması sonucunda 2010 yılından itibaren uygulanacak iki basamaklı üniversiteye giriş sisteminde ‘ortaöğretim başarı puanı’ hesaplanırken ‘lisenin başarısı’ yerine sadece ‘öğrencinin lisedeki kişisel başarısı’ dikkate alınacak. Lisedeki tüm öğrencilerin ÖSS’den aldığı puanların ortalamasının o lisedeki tüm öğrencileri etkilemesi bazı öğrencilerin lehine, bazı öğrencilerin ise aleyhine oluyordu. Fen ve Anadolu liselerinin ÖSS ortalaması yüksek olduğu için bu okullardaki öğrencilerin AOBP’leri de yüksek oluyor, meslek veya genel liselerin ÖSS ortalamaları düşük olduğu için buralardaki öğrencilerin AOBP’leri de düşük çıkıyordu.

Dersleri zor olduğu için fen liselerinin son sınıfındaki öğrencilerin yoğun bir şekilde genel liselere geçmesi üzerine 1999 ÖSS’den itibaren uygulanan AOBP sistemine, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve YÖK Başkanı Y. Ziya Özcan başta olmak üzere eğitimciler ‘adaletsiz’ olduğu gerekçesiyle tepki gösteriyordu. Bakan Çelik geçen cuma günü yaptığı açıklamada da ortaöğretim başarı puanının ÖSS’deki etkisinin düşürülmesinin ‘cinnet’ olacağını; ancak AOBP’nin kaldırılması gerektiğini söylemişti.    birdunyabilgi.net”

 “ÜNİVERSİTEYE GİRİŞTE ORTAÖĞRETİM BAŞARI PUANININ ETKİSİ”

 1981’e kadar süren merkezi sınav uygulamasında yükseköğretime girişte sadece merkezi sınav sonuçlarının dikkate alınmasının, ortaöğretimde olumsuz yansımalara yol açtığı yaşanarak görüldüğü için Yükseköğretime girişte kullanılacak ölçütlerin farklı kaynaklardan elde edilmesinde, ölçmenin daha güvenilir olması bakımından yararlı olacağı açıktır. 1978’den itibaren ÖSYM tarafından ortaöğretim başarı puanı(OBP) ile sınavda alınan puanlar arasında bir ilişki olup olmadığı konusunda yapılan araştırmada, OBP ile ÖSS ve ÖYS puanları arasında anlamlı bir ilişki olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine 1982’den itibaren ortaöğretim başarı notunun, yerleştirme puanına katılması kararı alınmış ve 2547 Sayılı Kanunun yükseköğretime girişi ele alan 45.Maddesi ile ortaöğretim başarı notunun yükseköğretime girişte dikkate alınması yasal hükme bağlanmıştır.

OBP’NİN HESAPLANMASI

ÖSYM’nin uygulamasına göre, öğrencilerin diploma notları, her okulun kendi içinde, ortalaması 50 olacak şekilde standart puanlara dönüştürülmekte, bu yolla elde edilen puan, adayın ortaöğretim başarı puanı(OBP) olmuştur.

Bazı okulların, kendi öğrencilerinin yükseköğretime girişte avantajlı olması için tüm öğrencilerine yüksek puan vermeleri söz konusu olabildiği gözlemlenerek ÖSYM önlem almış ve belli bir değerden küçük standart sapmanın olduğu durumda o okul için standart puan hesaplamama kararı almıştır.

OKULLARIN ÖSS BAŞARISININ GİRİŞ PUANLARINA YANSITILMASI

1999’a kadar OBP sadece öğrencinin mezun olduğu lisedeki bireysel başarısının bir ölçüsü olarak değerlendirilmiş;fakat zamanla, bazı okullar, velilerin de baskısıyla, kendi öğrencilerinin yükseköğretime girişte avantajlı olması için, öğrencilerine olabildiğince yüksek başarı notu vermeye başlamıştır.Bazı özel okullarda daha çok gözlenen bu durumla birlikte Fen liseleri ve Anadolu liseleri gibi okullarda ortalama ve ortalamanın altında başarı notuna sahip olan öğrencilerin önemli bölümü, diğer okullarda daha yüksek not alacağını düşünerek okul değiştirmeye başladı.

Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin bundan yakınmaları üzerine, 1999’da, nakiller önlemeye yönelik olara k ÖSYM tarafından bir formül geliştirildi. Bu formüle göre, öğrencilerin bireysel okul başarıları birlikte oldukları öğrenci grubunun sınav başarısıyla da ilişkilendirilip ağırlıklandırılarak ortalama ve ortalamanın altında bir başarı düzeyine sahip öğrencilerin sınav puanı yüksek olan kendi okullarında kaldıklarında sınav puanı daha düşük okullardaki ortalamanın üstünde başarı gösteren öğrencilere yakın bir AOBP elde etmelerini sağladı ve ÖSYM’nin AOBP hesabında geliştirdiği bu formül, nakil olaylarını bitirerek fen ve Anadolu liseleri gibi prestijli okulların yararına sonuçlar doğurdu.”

 Yüksel USLU

      TOFAŞ

Teknolojik Sistemler Uzmanı-Elektronik

Boya Üretim Müdürlüğü

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Haberi Paylaş :


Benzer Haberler
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)