Türk öğrencilerin de yoğun ilgi gösterdiği tasarım okullarından Domus ve NABA ise bu alandaki eğitimleriyle birer marka olarak öne çıkıyor.
Tasarımın başkenti olarak tanınan İtalya, bu alanda eğitim almak isteyen öğrencilerin de en çok ilgi gösterdiği ülkeler arasında yer alıyor. Özellikle de Milano bu konuda marka olmuş durumda. Giyimden arabaya, mimariden mobilyaya bütün yeniliklere öncülük eden Milano, bu alanda eğitim veren ünlü okullara da ev sahipliği yapıyor. Domus ve NABA da bunlardan biri.
Nuova Accademia di Belle Arti Milano (NABA), 1980’de kurulmuş, Domus Academy ise 1982’de. Her ikisi de 2009 yılından bu yana Laurate International Universities networküne katılan iki ünlü okul, şimdi yan yana kampüslerde eğitim veriyor.
NABA yeni demek
NABA’nın açılımı Yeni Güzel Sanatlar Akademisi demek. Zaten okulu kuran sanatçıların amacı, o dönemdeki klasik akademilerden farklı bir eğitim vermekmiş. Resim ve görsel sanatlardan farklı olarak, dizayn, moda tasarımı, sahne tasarımı gibi pek çok farklı alanlar açmışlar.
NABA özel bir okul; ancak diploması Türkiye de dahil dünyanın her yerinde tanınıyor. Lisans programları 3 yıl, master programları da 2 yıl süren NABA’da Görsel Sanatlar, Tasarım (İç Tasarım ve Endüstriyel Tasarım); Moda ve Tekstil Tasarımı, Grafik Tasarım, Medya Tasarımı, Tiyatro / Sahne Tasarımı bölümleri bulunuyor. Bölüm tercihi yapan öğrenci, ilk yıl olmak şartıyla, sadece bir kere tercih ettiği bölümü değiştirme hakkına sahip.
Yüksek lisans programları arasında ise Görsel Sanatlar ve Müzecilik, Fotoğrafçılık ve Görsel Tasarım, Tekstil ve Yeni Materyaller Tasarımı, Moda Spor Giyimi Tasarımı, İç Tasarım (İngilizce), Dijital Çevre Tasarımı 3D, Görsel İletişim ve Pazarlama, Multimedya İletişim Tasarımı yer alıyor.
‘Ünlü sanatçılar ders veriyor’
*****
NABA’da okuyan öğrenciler, Design Week, Fashion Week, Çağdaş Sanat Haftası gibi etkinliklere katılıp, bu etkinliklerde çalışma şansı yakalayabiliyorlar. Laureate Laurate International Universities Ürün Geliştirme ve Pazar Araştırma Müdürü Giulia Pitzolu “Aslında eğitim sistemimizin sağladığı en büyük getiri de bu” diyor.
Diğer departmanlarla ortak projeler üretme olanağı da sunulduğuna dikkat çeken Pitzolu, diğer artılarını ise şöyle sıralıyor:
“Pratikle teorinin yüzde 50-50 dengeli olması bir diğer farklılığı. Ayrıca Milano’nun içinde olan tüm etkinliklere NABA’dan öğrenciler mutlaka katılıyorlar. Sadece şovları görmek için değil, o şovun bir parçası olarak orada bulunuyorlar. Burada bütün öğretmenlerimiz sanatçılardan oluşuyor. Hepsi de hâlâ aktif sanatçılar. Bazen onların yaptıkları çalışmalara öğrencilerimiz de katılabiliyorlar ve CV’lerin de yer alıyor. Bu da onlar için önemli bir avantaj.”
Okulu tanıma programı var
NABA’nın lisans programlarına sınavla öğrenci alınıyor. Okulu tanımak isteyen öğrencilere iki haftalık bir yaz kursu veriliyor. Bu kursa katılmak için 17 yaşını doldurmuş olmak ve bir yazıyla başvurmak yeterli. Dünyaca ünlü markalarla anlaşmaları bulunan üniversite sponsorluklar, bağışlarla genç yetenekleri ve başarılı öğrencileri desteklemek amacıyla burs da veriyor.
Akademide hem İngilizce hem de İtalyanca programlar bulunuyor. İtalyanca programlara yazılmak isteyen ancak İtalyanca bilmeyen öğrencilere Leonardo Da Vinci Kursu ile bir sömestr dil eğitimi veriliyor. Dünyanın farklı ülkelerinden 2100 öğrenciye sahip olan NABA’daki öğrencilerin yüzde 20’sini yabancı öğrenciler oluşturuyor.
Domus, yaratıcılıkları ortaya çıkarıyor
Dünyanın her yerinde akreditasyon sahibi olan Domus Academy, dünyanın en iyi tasarım okulları arasında yer alıyor. Sadece master programları olan akademiye öğrenciler sınavla kabul ediliyor. 300 öğrencisi olan akademide, Çin’den Meksika’ya, Kore’den ABD’ye pek çok okuldan öğrenci bulunuyor. Türkiye’den de 25’e yakın öğrenci burada okuyor. 12 master programına öğrenci kabul eden akademinin öğrenim dili İngilizce, eğitim süresi 12 ay. Eylül ve Ocak olmak üzere iki farklı dönemde öğrenci alan Domus, başarılı öğrencilerin yanı sıra maddi durumu iyi olmayan öğrencilere burs olanağı da sunuyor.
‘Ne istediğini bilen gelmeli’
Domus Academy’de verilen eğitimin farklı olduğuna dikkat çeken Dekan Alberto Bonisoli, “Burada diğer öğretilerden farklı olarak, hammaddeye ihtiyacımız var, o da beceri. Biz burada o hammaddeyi, yani beceriyi birçok yeni elementle zenginleştiriyoruz. Öncelikle herkesin zihnini açıyoruz. Onları motive ediyoruz. Kreatif olmayı, tetiklemeyi amaçlıyoruz ” diyor.
Domus Academy’de öğrencilere dönem ortasında bölüm değiştirme gibi bir şans tanınmıyor. Bonisoli bunu şöyle açıklıyor: “Buraya gelen öğrencinin artık ne yapmak istediğini önceden bilmesi gerekir. Biz sınavla alıyoruz. İngilizce bilmeleri şart. Ayrıca buraya alacağım öğrencinin portfolyosu olmalı. Portfolyosunda o potansiyeli ve ne yapmak istediğini görmek isterim.”
